Gazetecilik, kesinlikle bir ticari meslek değil; bu bir kamu görevidir. Tetikçilik yaparak bir siyasi gücün. Veya bir başka birinin çıkarlarını korumak, gazeteciliğin ruhuna ihanet etmektir. Unutmayın, halkın haber alma hakkı kutsaldır. Bu hakkı ihlal edenler, sadece mesleklerini değil, toplumu da zarara uğratır. Gazetecilik, insanların bilgilenmesi ve aydınlanması için yapılır, çıkar peşinde koşan bir meslek değil!

Bir gazeteci, toplumun çıkarlarını koruyacak, adaletin ve hakkaniyetin sesini duyuracaktır. Dürüstlük ve tarafsızlık, her haberin temelinde olmalıdır. Aksi takdirde, gerçekler çarpıtılır, insanların hayatları alt üst olur. O zaman sorarım size; “Hangi gazeteci, birilerinin reklam aracı olmak ister?” Eğer bir gazeteci, bu yola saparsa, o kişi artık gazeteci değil, bir çıkarcıdır.

Son söz olarak şunu söylemek istiyorum , gazetecilik; ahlak ve dürüstlük üzerine inşa edilmelidir. Bu değerleri hiçe sayan herkes, sadece bireylere değil, tüm topluma zarar verir. Unutmayın ki, etik ilkelere bağlı kalan gazeteciler, halkın güvenini kazanır. Gazetecilik, bilgi aktarma değil, aynı zamanda toplumu aydınlatma görevini üstlenmektir. Ahlaki değerlerin ön planda tutulduğu bir gazetecilik anlayışı, gelecekte daha sağlıklı bir toplum inşa etmek için şarttır. Kendinize gelin ve bu mesleğin değerlerine sahip çıkın!

SON MESAJIM İSE YETKİLİLERE

Eğer bir gazeteci tetikçilik yapıyorsa ve siz buna sus payı veriyorsanız, hayatınızdaki en büyük hatayı yapmış olursunuz. Bu durumda, “it ürür, kervan yürür” atasözünü unutmamak gerekir. Bir kez bu tür tetikçilere izin verirseniz, daha fazlasını talep edeceklerdir ve bu, bir döngü haline gelir. Onlar, sürekli olarak sizi zor durumda bırakma potansiyeline sahip Asla tetikçilere prim vermemelisiniz; çünkü bu, hem sizin itibarinizi zedeler hem de onların cesaretini artırır. Bu tür davranışlarla mücadele etmek, sağlam bir duruş sergilemek açısından son derece önemlidir.

REMZİ HAYTA -YAZDI