"Yaşamak benim için araştırmak, okumak, yazmaktır" diyerek sanata olan tutkusunu özetleyen Sinan Demir, bugüne dek üç önemli esere imza attığını belirtti. Selhan Özdemir'in de merakla sorduğu üzere, Demir'in ilk kitabı bir roman, ikincisi bir öykü ve üçüncüsü ise bir şiir kitabı. Çocukluğunun "keşfetmekle" geçtiğini dile getiren genç sanatçı, edebiyat dünyasına olan ilgisinin küçük yaşlarda başladığını vurguladı.
Tolstoy Hayranlığından Sahne Işıklarına
Tam bir Tolstoy hayranı olan Sinan Demir, ortaokul yıllarında Tolstoy okumaya ve bu dönemde yazmaya başladığını açıkladı. Hatta 67 yaşında bisiklete binen Tolstoy'dan ilham aldığını belirterek, ünlü yazara olan hayranlığını esprili bir dille dile getirdi.

Tiyatro dünyasında da aktif rol alan Demir, bugüne dek dört tiyatro oyununun yönetmen koltuğuna oturduğunu ancak oyunculuk kısmını pek sevmediğini itiraf etti. Şu sıralar, mitoloji ile komediyi harmanladığı "Adın Evimdir Benim" adlı bir oyunu tiyatro sahnesine taşımak için hummalı bir çalışma içinde olduğunu müjdeledi. Selhan Özdemir'e, hikayenin bir köşkte geçtiğini ve izleyicinin bu oyunu çok seveceğini hissettiğini dile getirdi.

"Dünyanın Çatlağını Yazmakla Onarmak"
Peki, yazmak Sinan Demir için ne ifade ediyor? Bu soruya genç yazarın cevabı oldukça çarpıcı: "Dünyanın çatlağını yazmakla onarmak." Selhan Özdemir'in de çok iyi bildiği üzere, Sinan Demir tam bir kitap kurdu. Yazmanın kendisi için bir zorunluluk olduğunu belirten Demir, "Nasıl ki Tolstoy, Dostoyevski, Shakespeare için yazmak zorunluluksa benim için de öyle. Yazmasam sıradan bir insanım derdim. Kalemim dostum, silahım" sözleriyle sanata olan bağlılığını bir kez daha ortaya koydu.
Demir, yedi sene önce yazmayı denemediği bir dönem olduğunu ve bu süreçte yaşadığı maddi zorluklar nedeniyle yazmanın adeta bir lüks haline geldiğini anlattı. Sait Faik Abasıyanık'ın yazamamaya çalıştığı dönemi hatırlatan bu durum, genç yazarın ağzından "Yazmasam delirirdim" sözleriyle ifade edildi.

Vede Dergisi ve Büyük İsimlerle İş Birliği
Disiplinli bir okur olduğunu belirten Sinan Demir, lise yıllarından beri hayalini kurduğu "Vede" dergisinin nasıl doğduğunu da Selhan Özdemir'e aktardı. Sanata olan aşkla kurduğu bu derginin yakında "Vede TV" olarak da izleyiciyle buluşacağını müjdeledi. Selhan Özdemir'in de bildiği gibi, dergide önemli isimlerle çalıştığını dile getiren Demir, Müşfik Kenter'in kızı Melissa Kenter ve Erol Günaydın'ın kızı Fatoş Günaydın gibi değerli sanatçılarla iş birliği yapmaktan gurur duyduğunu belirtti.
Programın sonunda, Sinan Demir, severek takip ettiği Fısıltı Haberleri için Selhan Özdemir aracılığıyla özel bir şiirini paylaştı:
NASIL GÜZEL RÜYADAYIM
NAR KOKUYOR RÜYA
BÜTÜN GÜZELLİĞİN ÖNÜME SERPİLMİŞ
ÖNÜM, ARKAM SAĞIM, SOLUMDA BİR TEK SEN VARSIN.
Biz de genç yazar Sinan Demir'e sanat yolunda başarılar diliyor, projelerini heyecanla takip edeceğimizi belirtiyoruz. Sanat dünyasına kattığı değerlerle adından daha çok söz ettireceği kesin!

