ABD’nin sınırsız silah ve cephane desteğine sahip olan siyonist rejimin amacı Filistin topraklarında direniş imkânı yeşermesin, Filistin halkının işgal edilmiş topraklarında ve evlerinde Yahudi işgalciler rahatlıkla otursunlar, işgal sürekli ve kalıcı hale gelsin istiyor. İsrail işgalini Filistin çevresindeki sözde müslüman devlet başkanlarıyla da anlaşmalar yaparak meşrulaştırmak istiyor.
İşgalci terörist İsrail direnişin İsrail'i tehdit etme olanağı vermeyecek şekilde gelişmesini engellemek amacını taşıyor.Bu konuda da halkından çok kişisel iktidarlarını önemseyen kukla yöneticilere ve müslüman halkların unutkanlığına güveniyor.Rabbimiz Kur’an’da Zariyat Süresi 55. Ayette وَذَكِّرْفَاِنَّالذِّكْرٰىتَنْفَعُالْمُؤْمِن۪ينَ “Sen öğüt verip hatırlat. Çünkü hatırlatmak müminlere fayda verir.” buyuruyor.
Gazze'de yaklaşık 8 ay süren savaşın ardından Siyonistlerin acizliği açıkça görülüyor. Siyonist oluşum Gazze'deki bu savaş için iki ana hedef belirledi: İlk hedef: Gazze'deki direnişin tamamen ortadan kaldırılması. İkinci hedef: Rehinelerin ve mahkûmların serbest bırakılması. Ama İsrail'in açıklanmayan bir hedefi var. Açıklanmayan hedef etnik temizliktir, soykırımdır.Gazze'yi kuşatması, Batı Şeria ve Kudüs'teki toprakların çalınması, her yerde Filistinlileri öldürmesi bunun açık kanıtıdır.
İsrail, 8 ay süren savaşın ardından direniş karşısındaki güçsüzlüğünü keşfetti. . Bu nedenle Gazze halkına yönelik etnik temizlik yoluyla demografik yapıyı değiştirmek için akla gelebilecek her türlü savaş suçunu işlemekte, Filistin halkına karşı genocide (soykırım) faaliyetlerine girişmektedir. En son Refah kentinde Gazze’nin kuzeyinden gelen, savaşçı olmayan, BM çadır kaplarında kalan insanımıza karşı bu suçları işleyerek karanlık tarihine bir utanç sayfası daha eklemiştir. İsrail’in amacı işgal etmek istediği toprakları Filistinliler için güvensiz yerler haline getirip onları göçe zorlamaktır.
İsrail bunu 1948 ve 1967'de yaptı. Tarih boyunca Filistin halkına karşı Filistin içinde ve dışında onlarca katliam yapıldı.Şu anda Gazze'de yaptıkları soykırım İsrail'deki tüm medyanın gündeminde. İsrail toplumu insanlıktan yoksun bir toplumdur. Filistin halkını insan hayvanlar olarak tanımlamaları dini öğretilerinden ve inançlarından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla birkaç gün önce Refah'ta yerinden edilen insanları öldürdüklerinde Siyonist toplum bunu bir zafer olarak değerlendirdi.
Rabbimiz Enfal süresi 60. Ayetteوَاَعِدُّوالَهُمْمَااسْتَطَعْتُمْمِنْقُوَّةٍ “Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın.” buyurmaktadır. Peygamber Efendimiz (SAV)"Düşmanın silahıyla silahlanın" buyurmuştur.
Bugün Filistin’de ve dünyada siyonist işgali durdurmanın yolu da onlara karşı her cephede kuvvet biriktirmek, başta Filistin olmak üzere nerde Siyonizm’i destekleyen bir kimse varsa ona dünyayı dar etmek gerekmektedir. Bir tane mazlum bu dünyada rahat uyuyamayacaksa bin tane zalim de yataklarında rahat uyumamalıdır. ( TEKBİR )
Bu kadar uzun bir savaş döneminden sonraişgalci devlet Gazze'ye sıkışıp kaldığı için gerçek bir krizle karşı karşıya. Şu anda İsrail çevrelerinde açıkça söylenen şey şudur. Gazze'yi yeniden işgal etmek ve kontrol etmek pratik bir seçenek değil. Bunun nedeni işgalci yerleşimcilerin direniş korkusudur.Özellikle 7 Ekim'de Gazze Şeridi çevresindeki yerleşim yerlerini terk eden yaklaşık 70.000 yerleşimci Henüz yaşadıkları bölgelere dönemediler. Dolayısıyla Gazze üzerindeki kontrollerinden bahsetmek doğru değildir.
Biz Gazzeliler izzetli ve cesur insanlarız, ama cesaretimiz Refah kentimize uçaktan atılan füzeleri durdurmuyor, cesaretimiz uçak gemilerinden üzerimize atılan bombalar engellemiyor. Bizler ölümden öldürülmekten ve dahi yeryüzünün zalimlerine hak ettikleri karşılığı vermekten korkmuyoruz. Ama hatırlatmak istiyoruz, savaşlar sadece cesaretle kazanılmaz, Savaşlar Allah yolunda çalışmakla kazanılır, Allah’ıniçin ümmete yakışan bir mühendis olmakla, Ümmete yakışan bir şair olup zalimlere isyan şiiri yazmakla, İktisatçı olup ümmete helal para kazanma yolları göstermekle, Öğretmen olup mücadele bilincine, ümmet bilincine sahip, zalimin karşısında hakkı haykıran, insanlığa faydalı olma gayretinde insanlar yetiştirmekle olur.
Bizler Sakarya’da ve artık bizim de ülkemiz saydığımız Türkiye’ninbirçok yerinde okumak, daha sonra vatanımıza dönüp ülkemiz Filistin’i kalkındırmak istiyoruz.Buradayken özellikle ailesi Gazze’de olan birçok kardeşimizin ailesinden şehitler oldu.İsterdik ki bu şehitlerimiz İsraillin tankına tüfeğine uçağına karşı misilleme yaparken şehit olsalardı ama çoğu şehidimiz, bir mülteci olarak sığındığı bir kampta, bir hastane odasında, bir yardım almak için çabalarken İnsanlıktan nasibini almamış Yahudi faşistleri tarafından katledildiler.
Kıymetli dostlar, Bilal’iHabeş kızgın kumlarda taşlar altında ezilirken onu Hz. Ebubekir kurtardı, Allah Hz. Ebubekir’i vesile kılmasaydı Bilal de tıpkı ilk şehidimiz Hz. Sümeyye gibi şehit olacaktı. Ki hatırlatmak isterim birçoksiyer kaynağına göre Hz Sümeyye bir Türk’tü isminin anlamı Pamuk demekti,
Hz Ebu Bekirler olmasa Bilaller kurtulamaz, Hz Ömerler olmasa İslam’ın sesi gür bir şekilde Mekke sokaklarında yankılanmaz,
BugünSiyonist çetelerin ne uçak ne de tank üretecek bir fabrikası var ama ona bunları veren dostları var. ABD ve Almanya başta olmak üzere “şeytan ve dostları” tüm uluslararası hukuka aykırı bir şekilde onlara her türlü silah, füze, tank uçak gönderiyor. Peki, bizim dostlarımız, bırakın tankı topu İsrail’den izin almadan tır bile içeriye sokulamıyor.Kıymetli kardeşlerim bunu düşünün,..Kim kime ne kadar dost, ne kadar vefalı
Biz üzerimize düşeni yapıyoruz, her gün onar onar, yüzer yüzer ölüyoruzama bizle beraber ümmette ölüyor.
Bugün Gazze tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi 15 yaşını bulmadan daha gençliğini yaşayamayanların vatanlarını namus bilip uğruna canlarını feda ettiği yerdir, Gazze Çanakkale de olduğu gibi ölmeden mezarlara girilen yerdir,
Bugün Gazze tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi toprağını sancağını vatanını namus bilip “bir hilal uğruna nice canların toprağa düştüğü yerdir.”
Bugün Gazze tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi devrin en gelişmiş donanmaları ile silahları ile karadan bir yol bulup sahile ulaşmak için gelen işgal ordularının İzzetli bir halkın iman dolu göğsüne çarparak yüz geri döndüğü/döneceği bir yerdir. ( TEKBİR )
Okuduk, öğrendik. Çanakkale bir destandır. İsterdik ki bu destanlar bir ibret ve örnek olsun ki ümmet bir daha böyle bir işgal teşebbüsü yaşamasın.
Ama bizler Kur’an’ın ipine topluca sarılmayı unuttuğumuzdan beri, Rabbimizin düşmanlarınız için besili atlar hazırlayın, onların silahlarıyla silahlanın buyruğunu anlamadığımızdan beri,
Allah çalış dedikçe tevekkülü yanlış anladığımızdan beri, dua etmeyi sadece istemek zannettiğimizden beri, cihadı sanki sadece düşmanla yüz yüze gelindiğinde yapılan bir eylem zannettiğimizden beri düşman topraklarımıza saldırıyor.
Kıymetli kardeşlerim, Abilerim, Ablalarım
Buraya kimseyi üzmek ve karamsarlığa düşürmek için gelmedik, Söylemek isteğimizi Türkçe söylemek için geldik, sizlere teşekkür ediyoruz, bizleri Sakarya’da aç açıkta bırakmadınız, desteklediniz, evlerinizde misafir ettiniz. Ramazanda en güzel yemeklerle ağırladınız, Allah için çok iyi birer ev sahibisiniz, ama mesele bunun çok ötesinde Türkçe söylemek istiyoruz, Yiğit meydan kurulunca belli olur. İşte meydan,,,
Türkçede yine “Yiğit düştüğü yerden kalkar.” diye bir söz vardır, Buğun düştüğümüz bu yerden/zillet bataklığından kurtulmak istiyorsak önce İslam’ın bizlere kazandırdığı izzetin farkında olup buna sahip çıkacağız, Ali İmran 139 ayetin ifadesiyle وَلَاتَهِنُواوَلَاتَحْزَنُواوَاَنْتُمُالْاَعْلَوْنَاِنْكُنْتُمْمُؤْمِن۪ينَ “Üzülmeyeceğiz, gevşemeyeceğiz İnanıyorsak en üstün olduğumuzu bileceğiz.
Tek başına hiçbir müslüman, hiçbir İslam beldesi, ne Filistin ne Suriye ne Mısır ne Türkiye tek başına ayağa kalkamaz, kalkınamaz, Siyonizmin ve işbirlikçilerinin tehdidinden kurtulamaz.Çünkü Siyonizm ve işbirlikçileri böl, parçala, yönet taktiğin kullanıyor. İnsanlığı bölüyor, ümmeti birbirine düşürüyor, aile/akrabalık ilişkilerini zayıflatıyor.
Küfür tek millettir, biz de tek millet olacağız, evimize, sokağımıza, şehrimize, ülkemize sahip çıkacağız, Gazze’ye sahip çıkacağız, bugün Gazze’yi savunmak İstanbul’u savunmaktır, Filistin’i savunmak Türkiye’yi, Hatay’ı, Urfa’yı savunmaktır.
Birbirimize selamı kesmeyeceğiz, birbirimiz için dua edeceğiz lakin duanın ancak amellerden sonra karşılık bulacağını bileceğiz…
Rabbim bizleri yeryüzünde zulüm kalmayıncaya, Din yalnız Allah’ın oluncaya kadar mücadele eden kullarından eylesin.
Katılımlarınızdan dolayı her birerlerinize ayrı ayrı teşekkür ediyor, bizi birbirimize hepimizi Allaha emanet ediyoruz.
SAKARYA MİLLİ İRADE STK’LARI ADINA; ASIM HÜSEYİN –FİLİSTİN ÖĞRENCİ TOPLULUĞU BAŞKANI-