Bir Hayalden Gerçekleşen Bağ: Suat Sayın'la İlk Adımlar
Sadegül Sayın, Selhan Özdemir'in "Sadegül Sayın kimdir?" sorusuna, müziğe olan tutkusunu ve Suat Sayın gibi bir ustadan ders alma idealini anlatarak başladı. Üniversite yıllarında İşletme okurken bile Üsküdar Musiki Cemiyeti'ne devam ettiğini, ailesini zor ikna ederek sanat aşkının peşinden koştuğunu belirtti. Büyük bir gazeteci aracılığıyla Suat Sayın'a ulaştığını ancak Sayın'ın ilk başta ders vermeye yanaşmadığını aktardı.
"Pamuk Kalpli Babam": Suat Sayın Kimdir?
Selhan Özdemir'in "Suat Sayın kimdir?" sorusuna ise Sadegül Sayın, duygusal bir yanıt verdi: "Değerli hocam, 12 yaşında udi olarak başlamış, TRT'de makam ve usul dersleri vermiş, İsmet Nedim, Kutlu Payaslı, Yıldırım Gürses, Neşe Karaböcek gibi isimlere hocalık etmiş bir duayendir. 'Artık Sevmeyeceğim' şarkısıyla fantezi müziğin öncüsü olmuş; 'Sevemez Kimse Seni', 'Bu Sana Son Mektubum', 'Zalimin Zulmü', 'Sus Sus Kimseler Duymasın', 'Yollar Uzak Gelemedim', 'Sen Gençliğimin Katilisin' gibi eserlerin bestekarı, pamuk kalpli manevi babamdır."
Sayın, Suat Sayın'ın eşi Aysel Hanım'ın iknasıyla derslere başlayabildiğini ve bu durumun kendisini nasıl havalara uçurduğunu ifade etti.
"Soyadımı Kullanır Mısın?": Bir Soyadıyla Gelen Aile Olma Hali
Sanat yaşamının başlamasıyla birlikte Suat Sayın'ın kendisine 12 eser hazırlamasını istediğini ve birlikte düet albümü çıkaracaklarını söylediğinde yaşadığı mutluluğu anlattı. Asıl dönüm noktası ise Suat Sayın'ın "Soyismimi kullanır mısın?" teklifi olmuş: "Beni kızı görmüştü, dünyalar benim oldu." Bu olayın ardından "Dilek" şarkısının ismini kendisi koymak istemiş ve Suat Sayın'ın kendisine "Sen bu azimle bestekar bile olursun" dediğini hatırladı.
Disiplin ve Fedakarlıkla Geçen Son Günler
Sadegül Sayın, Suat Sayın'ın disiplinini hüzünlenerek anlattı. Bir kış günü derse on dakika geç kaldığında dersin yapılmadığını ve iki ay beklemek zorunda kaldığını belirtti. "İşin ehli olanlar disiplin ararlar. Hocam beni öyle yetiştirdi" sözleriyle Suat Sayın'ın sanata bakış açısını vurguladı.
Hastalığının ağırlaştığı dönemde bile ilk düet albümlerini çıkardıklarını ve zorlukla klip çektiklerini söyledi. Suat Sayın'ın ölümünden üç gün önce "Ben ölene dek arkandayım" dediğini gözleri dolarak anlattı. Aysel Hanım ve Suat Sayın'ın kendisi için ne kadar değerli olduğunu vurgulayan Sayın, onlara bir kız çocuğu gibi baktığını, çoraplarını giydirdiğini, odalarını düzenlediğini belirtti.
Sadegül Sayın, Suat Sayın'ın son günlerinde evinde baktığını ve "Kızımı çağırın" dediğinde Sayın'ın küs olduğu gerçek kızını değil, kendisini kastettiğini dile getirdi. "Hayır Sadegül kızımı demiş... Pamuk kalpli babam, iyi ki yaptım. Nurlarda yatsınlar" sözleriyle Suat Sayın'a olan minnetini ve sevgisini ifade etti.
Zorlu Bir Yolculuk ve Sanata Dönüş
Suat Sayın'ın vefatından sonra yaşadığı zorlukları da paylaşan Sadegül Sayın, ulusal radyolarda çıkan üzücü konuşmalar ve düet şarkılarının yayınlanmaması nedeniyle hayal kırıklığı yaşadığını dile getirdi. Radyoda Suat Sayın şarkıları çalınırken kendi adının anılmamasının, onu "Sudan çıkmış balık gibi" hissettirdiğini söyledi. "Dilek" şarkısının torpilsiz bir şekilde kral ödüllerine aday olmasına rağmen haber verilmemesine kırgın olduğunu belirtti.
Bu zorlu süreçlerin ardından sahneye ara verse de "Sarı Çiçek", "Caddelerde Neler Oluyor" gibi şarkılarla geri döndü. Hüsnü Üstün ile Suat Sayın ile başladıkları çalışmaları devam ettirdiğini, Aşkın Tuna'nın "Aşkımız Ne Güzeldi" ve "Gönülçelen" şarkılarının zirveye oturduğunu söyledi.
Geleceğe Umutla Bakış: "İşi Ehlinden Öğrendim"
Sadegül Sayın, "İşi ehlinden öğrendim" diyerek Suat Sayın'ın kendisine kattığı değerleri bir kez daha vurguladı. Artık söz yazıp beste yaptığını ve yakında "Roman" şarkısıyla dinleyicileriyle buluşacağını müjdeledi. Grup Türkiyem ile Kültür Bakanlığı izniyle konserlerine devam ettiğini belirtti.
Röportajın sonunda, Suat Sayın ile anılarının ve onun desteğinin kendisine hep azim verdiğini dile getirdi. Evlerinin anahtarının bile kendisinde olduğunu, bir can olduklarını anlattı. "Ben Aysel ablaya, Suat babama layık Sadegül Sayın olarak hayatımı sürdürüyorum" diyen sanatçı, Suat Sayın'ın mezar taşına "Sevemez Kimse Seni" şarkısının sözlerini yazdırdığını belirtti. "Bana hayatı öğrettiler, sanatı öğrettiler. Nurlarda yatsınlar" diyerek ve Fısıltı Haberleri okuyucularına selamlarını ileterek sözlerini noktaladı.
Fısıltı Haberleri'nden Bir Müzik Destanı: Sadegül'ün Suat Sayın'a Vedası
(Selhan Özdemir'in Kaleminden)
Fısıltı Haberleri'nin sırlar köşesinden,
Bir hikaye yükselir, yüreklerden süzülen.
Selhan Özdemir dokunur en narin telden,
Sadegül Sayın'ın sesiyle, ruhlara erişen.
TSM'nin "Sarı Papatyası" Sadegül,
Bir ustaya adanmış ömrün sonu değil, ilk gül.
Suat Sayın'dı o, bestelerin bülbülü,
Babam dediği efsane, ömrünün tek gülü.
Okul yıllarında başlar bu büyülü serüven,
İşletme okurken, musikiye gönül veren.
Bir hayal kurar, Suat Sayın'dan ders alan,
Ailesi zor ikna, sanat aşkı sarar her an.
Bir gazeteci eli uzatır o gün ona,
Suat Sayın'la tanışır, bir sevda doğar aşka.
İlk başta nazlanır usta, yorgundur Bodrum'da,
Lakin Sadegül bekler, yılmadan, sabırla.
Aysel Hanım ikna eder, görülen bu mücadele,
Dersler başlar, "Havaya uçtum!" der Sadegül neşeyle.
12 eser hazırlar, düet albümü hayaliyle,
Bir gün Suat Sayın der: "Soyismimi kullan, gel benimle!"
"Dünyalar benim oldu!" der, gözlerinde yaşlar,
Bir kız olmuştu ona, kalbinde büyük aşklar.
"Dilek" şarkısını adlar, bir öğüt yankılanır:
"Sen bu azimle bestekar olursun, bakarsın!"
Bir kış günü, kar diz boyu, derse geç kalır,
On dakika gecikme, bir dersi heba kılar.
İki ay bekler sabırla, disiplin dersi bu,
"İşi ehli olan bilir," der, "Sanatın yolu bu."
Meğer sinsi hastalık sarmış, usta yorgun düşmüş,
İlk düet albümü tamam, resimler çekilmiş.
Hastaneler mekanları, zor zar klip bitmiş,
Ölüme üç gün kala, son sözler söylemiş:
"Ben ölene dek arkandayım," der, "Pamuk kalpli babam,"
Gözlerinden yaş süzülür, bitmeyen bir damlam.
Aysel abla, Suat babam, çok değerliydiler,
Bir kız çocuğu gibi, ikisine hizmetler.
Çorabını giydirir, odasını düzenler,
Alışverişlerini yapar, sevgiyle özenir.
"İlk kez açıklıyorum," der, "O bana kızımdı,"
Son günlerinde evinde bakar, yüreği sızlı.
"Kızımı çağırın," der usta, son bir dilekle,
Küs olduğu Sevda'yı değil, Sadegül'ü isterlikle.
"Hayır, Sadegül kızımı!" der, gözlerinde nur,
"İyi ki yaptım," der Sadegül, sonsuz huzur.
Ölümden sonra zorluklar, radyolar suskun,
Düetler çalınmaz, adı yok, adeta bir vurgun.
"Sudan çıkmış balık gibiydim," der, gözleri nemli,
"Dilek" ödüllere aday, haber verilmez, ne acı, ne demli.
Kırgınlıklar olsa da, sanat durulmaz asla,
"Sarı Çiçek," "Caddelerde Neler Oluyor," çıkar yola.
Hüsnü Üstün'le devam eder, Suat Sayın'ın izi,
Aşkın Tuna'nın şarkıları, zirveye uzanır bizi.
"İşi ehlinden öğrendim!" der, gururla yükselir sesi,
Söz yazar, beste yapar, yakında roman şarkısı.
Grup Türkiyem'le sahneye, Kültür Bakanlığı'nın izi,
Konserler devam eder, Suat babanın sesi.
Evlerinin anahtarı, omuzlarında yükü,
Bir can olmuşlardı onlar, sonsuz bir büyü.
"Aysel ablaya, Suat babama layık Sadegül Sayın,"
Mezar taşında yazar: "Sevemez Kimse Seni," bir ayin.
"Hayatı öğrettiler, sanatı öğrettiler," der,
"Nurlarda yatsınlar," bir dua, sonsuz kader.
Fısıltı Haberleri farkıyla sunulur bu destan,
Selhan Özdemir yazar, kalbe dokunan bir an.