https://www.fisiltihaberleri.com/files/uploads/user/ad4114fdd318c077dd81aacb125346cd-f3eb88cc271e3fc193e6.jpg
Nazile ŞANAL ( YAZAR )

ENDİŞE!

29-05-2023 10:57

ENDİŞE!
Yirimbirinci yüzyılın çıban başı endişe:
Baba, anne,genç,yaşlı ve çoçuk istisnasız herkes kaygılı.
Bu kaygıyı kimlerin oluşturduğu o kadar açık ve net olduğu halde birçoğumuzun anlayamamış olması da, apayrı bir endişe saçıyor dimağlara.
Belirsizlik aldı başını gidiyor; kimin eli kimin cebinde olduğunu bilen susturulup, bilmeyen veryansın ediyor.
Tüm mecralar, küfür iftira, yalan kusuyor.
Kraldan çok krallar türedi,
Kral her defasında, yaptığı yanlışı, hatayı yanılmışız, kandırılmışız, safmışız diyerek itiraf ederken avanesine kabul ettiremediğiniz gibi,sanki tüm bu aymazlığı ihaneti uygulayan kendileri değil de sizmişsiniz gibi algı oluşturuyorlar.
Sizce de garip değil mi?
Böyle bir ruh haliyle nasıl bir toplum inşa edilir?
Bu toplum ile nasıl birarada yaşanır:
Yarın çoluk çocuğumuz belkide bu insanlarla toplumun çekirdeği olan aile mefumunu oluşturacaklar allah izin verirse:
Peki aynı anlayışta ki  bu gruh ile, sağlıklı bir yuvanın devamını nasıl sağlayabilirsiniz.
İnsanların farklı renklerde, düşüncelerde olması gayet tabii ve doğal iken, kendi yanlışını dikte etmesi, dayatması akılın alacağı şeyler değil.
Yere göğe sığdırılmayan ve malzeme edilen yakın tarihimizde Osmanlıya bir bakalım, yedi düvele adil bir hükümranlık yürütmüşler.
Hakikaten gidişat endişe verici.
Pozitif ve itidalli  olmayı en çok içselleştiren olmama rağmen ,malesef ki durumdan etkilenmemek bazen de olsa elinde olmayabiliyor innsanın.
Sapla samanı kasıtlı birbirine karıştırmak ahlaki değildir.
Bunun genci var ,yaşlısı var, kıt akıllısı var:

Nasıl ayıracak birbirinden;
Ya derin feraset sahibi olacak oyunun farkına varıp uyanıp uyandıracaksın:
Yada mahkumsun karaya ak demeye:
Delikanlı yirmi yılıın sonunda bas bas bağırıyor uzatılan sokak mikronuna:
Çalmayayacaksın, çaldırmayacaksın, göz yummayacaksın diyor, ben akp liydim diyor.
Günaydın da çok geç kaldın . Birde ilave ediyorsun, kira yirmiydi, yüz oldu,faturam şu kadar oldu, kapıdan kılıç girincemi aklınız başınıza gelecek demişti bir yiğidimiz:
Yeni mi  geldi aklına çaldığı çırptığı yazık ki ne yazık...
Bu yirmi yılda ne tahribatlar, ne mahkumiyetler, ne ihanetler, intiharlar “say sayabildiğin kadar”oldu peki bunun vabalinden nasıl kurtulacaksın?
Neyse ki zararın neredinden dönersen kârdır atasözünü iliştirelim buraya!
Darısı kendisine kılıç değmeden ,aklını başına alacaklara olsun.
Zamanın birinde bir aile yuvası dağılmak üzereyken, olay bize intikal etti ve biraz tannıdık ,birazda güven duymaları,hasebiyle olaya müdahil olduk.
Konu komşu akraba hısım umudu kesmiş bekliyorlar.
Hanım bey evde  oturuyorlar.işi son reddeye getirdikleri çok belliydi.
Yavrucaklar başka odadalardı kalkıp onları çağırdım;ve çocuklara sordum,anne babanızın ayrılmasınıı istiyor musunuz hepsi birden istemeyiz deyince:Anne ve babaya,bu çocukları ayrı ayrı yaşamaya ,yaşatmaya hakkınız yok dedim:
Olay oracıkta çözüldü üzerine tek kelime söyleyemediler.
Adeta orada Nisa süresinin 35. Ayeti tecelli etti:
...”Düzeltmek isterlerse Allah şüphesiz aralarını bulur.Allah herşeyi bilen,herşeyden haberdar olandır.”
Konu,komşu ve akrabaların istisnasız tesbiti; “bizim ismimizi vererek”
geldi ve düzeltti dediler.

Oysa ki biz değil ayetin nüzulüydu gerçekleşen:
Bu basitmiş gibi görünen bizzat yaşadığım anektodu niye not düşüyorum!
Çünkü aile toplumun en küçük ama en sağlam yapıtaşı:
O sağlam olursa üzerine sağlam toplumlar binalar oluşur.
Aileyi birarada tutabilirsek toplumu da ayakta tutabiliriz,.
Dağılmış ailelerden ,bozulmuş nesiller yetişiyor ve onların seçimine rıza göstermek durumunda kalınıyor:
İstisnalar olsa da aksaklıklar ortada:
Dolayısıyla aileyi kurtarabilen breyler toplumu da biraraya gelip getirip kurtarabilirler yeterki samimi oluna.
Tarihten ders çıkarmalı,
Tarih boyunca doğrular da yanlışlar da olmuştur elbette.
Yaşlısı genci çoğunluk, gaz kuyruklarını hafızalarından silememişler ki;ağzıyla kuş tutsa dahi o cenaha eyvallah etmiyor;dahi farklı ithamlarla yadediyor.
Ve bunu islam ,vatan, bayrak adına yaptığını iddia ediyor.
Bizler ülkesini ,dinini, ne bayrağını seven kutsayan bireyler olarak.
Yine anmadan geçemeyeceğimiz cennet mekan Erbakan hocamızın deyimiyle”horoz dövüşünden “ vazgeçip tüm vatan evladını kucaklayıp sahiplenmek mecburiyetindeyiz.
Hep söylediğim bir söz vardır; kuşa bak deyip çocuğun elindeki oyuncağını alırsınız.
Bu her kurnaz tilkide  aynıdır. Kadın oğlunu sömürmek için dikkatini başka yöne çevirip, yuvasını tarumar,torunlarını perişan etmekte. 
Bunu bilerek yapıyorsa :Evladına , ve ailesine ihanettir.
Eğer ki ola ki bilmeyerek,sadece çıkarını düşünerek yapıyorsa cehallettir ve iki dünyasını mahfetmiş demektir.
Dolayısıyla çıkar ve menfaat düşkünleri bizleri kutuplaştırırken, bütün değerlerimize sahip olmuş:tepişenlerin ayakları altında ezilmeye,sömürülmeye mahkum bırakılmışızdır.
Attığımız adımlara dikkat etmemiz gerektiği gibi, atılan adımların ve kararların ülkemiz üzerindeki olumlu olumsuz etkilerini de bir uzman gözüyle, müslüman gözüyle ferasetle,analiz edip çözüm yollarına başvurmak zarurettir ve hayatidir!
Tam da bu minvalde
Demem o ki, bu aziz millet unutmuyor, bu gün her ne kadar güllük gülistanlık gibi gösterilmek istense de...
-Ne söylenen megrileri:
-Ne İncirlik üslerimizi açıp Irak’ın bombalandığını!
-Ne Perez’in meclis kürsüsünde konuşturulup alkışlandığını!
- Ne tarihte benzeri görülmemiş, başörttülü eli bebekli yatan kadın 
mahkumları!
-Ne Avrupa uyum yasaları adı altında çıkarılan ahlaksız”zina domuz , eşcinsellik “yasalarıını!
-Ne Yahudi’nin kendi inancından olmayana vermediği madalyayı!
- Ne Türk askerinin başına geçirilen çuvalı!
-Ne de Mehmetçiğin elinde İsrail paçavrasıyla karşılamayı!
Heleki soğanı, Oğanı!
Ve...
Daha da ha nicelerini bu milletin unutması  ve hafızasından silmesi mümkün görünmüyor.
Nasıl ki gaz kuyrukları silinmemiş intikamı yetmiş yıl sürmüşse bu milletin inanca ve inançlı insanlara bakış açısını onarmak yıllar alacaktır.
Naçizane düşüncem odur ki 
Ülke bizim iyi niyetle biraraya gelinebilir:ortak payda da birleşilebilir:
Bizler milli görüşlüler olarak yakın tarihimizde de bunu yaptık ve başarılı da olduk; yine yapıyoruz ve başaracağımıza olan inancımız da tamdır.
O gün Rahmetli Erbakan hocamıza o gün yeşil kominist diyenlerin torunları, bugunHem Erbakan hocamızı basamak yapıp iktidarlarını sürdürmüşler, hemde aynı yakıştırmaları bize yapmaktan sıkılmamış ar etmemişlerdir.

Erbakan hocamızın videoları bunların kanıtı.
Bizler Erbakan hocamızın eğitiminden geçmiş ve davasının gerçek sahipleri olarak:
Ve de bize inen vahye sımsıkı sarılanlar be hayat nizamı olarak sarıldığımız yüce kitabın müdavimleri olarak,şunları birkez daha
İlan ediyoruz.
Eğer ki!
Maksat
bağcı dövmek değil de üzüm yemekse.
Yeniden samimiyetle,birlik,beraberlik sağlanır ve cennet vatanımız tarihte  olduğu gibi şahlanıp ayağa kaldırılabilir.
Ancak maksadınız,İstail bayrağını.”ŞANLI TÜRK ASKERİNİN”elinde İsrail’in CB Herzog’u karşılarken vatan,bayrak taraftarlığına soyunmanız, miliyetciliğin değil vatana düpedüz ihanettir, tarihimizde utanç tablosu olarak yerini almıştır.
Herşeye rağmen ilahi mesaja ümmetçe mutabık kalmaya davet ediyorum!
“Hani bir zamanlar sizler birbirinize düşmandınız.O kalplerinizi birleştirdi ve O’nun nimetiyle/lütfuyla kardeş oldunuz.Siz ateşten bir çukurun tam kenarındaydınız.Allah sizi ondan kurtardı.Allah ayrtlerini böylenaçıklıyor ki doğruyu bulasınız.”Âl-îİmran suresi103. Ayet/
Düşünene akledene tamda yola gelmiş insanlarla birlikte karanlıktan aydınlığa!
Dua ve niyazımızla...
Vesselam 
Nazile ŞANAL

Neler Söylendi?