AYASOFYA'DAN SONRA MESCİD-İ AKSA'YA…
    
  O gün bir kanlı şafak, gökten üflenen ateş;

Birden, dağın sırtında atlılar belirecek.

Atlılar put şehrine gediklerden girecek;

Bir şehir ki, orada insan ayaküstü leş.

Yalnız iman ve fikir; ne sevgili ne kardeş;

Bir akıl gelecek ki, akıllar delirecek.

Ve bir devrim, evvela devrimi devirecek.

Her şey birbirine denk, her şey birbirine eş.

Fertle toplum arası kalkacak artık güreş;

Herkes tek tek sırtına toplumu bindirecek.

Gökler iki şak olmuş haberi bildirecek.

Müjdeler olsun size; doğdu batmayan güneş!

 

Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in "Müjde" şiirinde geçen; ‘Yalnız iman ve fikir; ne sevgili ne kardeş; Bir akıl gelecek ki akıllar delirecek. Ve bir devrim, evvela devrimi devirecek.’ dizelerinden de anlaşılacağı üzere devlet-i aliye, büyük devlet Türkiye, yüzyıllarca alemi nizam düsturu ile hüküm sürdüğü dünyaya Ayasofya'yı müze statüsünden çıkarıp cami olarak ibadete açmakla  bir kez daha devlet aklı ve gücünü orta koymuş oldu.

İki hafta önce; Danıştay kararı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası ile

10 TEMMUZ 2020

SAAT: 14.53' te Ayasofya'nın cami olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredildiği kararı kamuoyuna açıklandı.

Lozan Barış Anlaşması’nın imzalandığı 24 Temmuz 1923 tarihinin 97. yıldönümünde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın kıldırdığı cuma namazı ile Ayasofya Vakfıkebir Camii resmi olarak ibadete açılmış oldu.

İki hafta gibi kısa bir sürede iki bin metre boyunda turkuaz rengi halı ile döşenen Ayasofya Camii, açılışın  ilk gününde geçmiş Türk tarihinden anlam yüklü mesajlarla cemaatle buluştu.

Turkuaz; kadim Türk geleneğinde doğu tarafı, güneşin doğuşundan dolayı kutlu yön olarak görülmüş ve gök rengi olan mavide ifadesini bulmuştur.

Yaratılış destanlarıyla, Oğuz Kağan destanlarında kutsal sayılan mavi-yeşil renklerin tüm açılımlarını yansıtan turkuaz, Mançurya Denizi’nden Tuna Nehri’ne kadar yayılan alanı kapsayan Türkistan coğrafyasından günümüze kadar gelmiştir. Kadim kültürlerde turkuaz taşının ve renginin koruyucu gücüne inanılmaktadır.

BİLİNİZ Kİ CENNET KILIÇLARIN GÖLGESİ ALTINDADIR.

Fethin sembolü olan yeşil sancakların asıldığı minbere hutbe okumak için elinde kılıç ile çıkan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, peygamber efendimizin sünneti ve Osmanlı geleneği olan bu uygulamanın bundan sonra da devam edeceğini bildirirken, Ayasofya’dan dunyaya barış mesajları verdi.

Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması müjdeli kentler olan İstanbul ve Kudüs’ün yeniden fethidir.

Ayasofya ibadete açıldı. Şimdi de sıra âlemi İslam’ın kilidi olan Mescid-i Aksa'da.

Kilitler yakında kırılacak ve Mescid-i Aksa da özgür kalacaktır…

Âlem-i nizam için Türk devleti ilelebet payidar kalacaktır…

Hedef;  2053, 2071…
Hacer Hülya Karadağ