ZAMAN TEOLOJİK ÇAĞ
Bir merhaba ile başlar her şey...
Ardından veda gelir.
Merhaba demek ne güzel degil mi ?
Bir kadın için dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesi gibi.
Bir çocuk düşünün elinde bayram yerinde gibi elma şekeriyle ödüllendirilmiş bir de kadın düşünün, #mutluluk yağmuruyla donatılmış tüm bedeni, dünya ile bağını koparmış mutluluğun tadını çıkaran. Sonra olanlar olmuş.
Yer yerinden oynamış, kadın bir tarafa, çocuk bir tarafa, elindeki elma şekeri başka bir tarafa fırlamış...
Sonra şimşek çakmış, ardından yağmur suları tüm dünyayı yerle bir etmiş.
Sonra ertesi gün güneş açmış, çiçekler gonca vermiş, sanki dünkü yağmur ve fırtına olmamış gibi hayat kaldığı yerden devam ediyor.
"Kadın ve çocuk "
Ya da kadın ve erkek arasındaki farkı bulmak gerekirse kadın da çocuk da erkek de sevgiye muhtaç.
Çocugun elinde elma şekeri, kadının elinde mutluluk şemsiyesi.
Erkek sizce kimi seçmeli? Elma şekeri olan çocuğu mu yoksa #mutluluk dağıtan kadını mı?
Bence seçenek basit; her ikisini de.
Kadın sevgisiz, çocuk babasız ve yetim.
Her ikisinin de sevgiye, şefkate ihtiyacı var.
Ne demiş büyük önder,
"Kadınlar yerde sürüklenmesi için değil omuzlar üzerinde taşınmak için yaratıldı."
Çocuklar için de seçenek basit aslında. Çocuk masum ve sevgisiz kadın yuvasının bir parçası kadın yok ise hayat durur. Erkek de sevginin izinden gitmeli diye düşünüyorum...
Hayat çıkmaz sokak bizler de hancı. Yük taşır gibi dert taşırız. Kimimiz baba hasreti ile yanıp tutuşurken, bir başka çocuk gününü gün eder. Hayatındaki değerin kıymetini bilmeden, hayatını yaşar, acı gerçeklerle yüzleşemez. Paylaşım ve sevgiden uzak nesil olduk. Bunun sebebi apaçık ortada; sanal alem ve dijital ortam.
Bir aile ortamına girmişiz gençler elindeki telefonu ya da tableti bırakıp bir hoş geldin demekten aciz olmuş.
Sohbet sıfır. Aile ortamı yaşamak desek, o da yok. Anne çocuğu ile sofrada bir araya gelir oldu. Sebebi kariyer ve iş hayatımız bize engel olan sebeplerden yalnız bir tanesi.
Durum nereye gider, ne olur bilinmez ama bu böyle devam ederse içler acısı mutluluğu yakalamak an meselesi. Kitap okumak insanın zihnini geliştirirken ve yeni kelime üretmeye yardımcı olur. Yazmak ise terapi gibi kendine güven getiri.
Şöyle devam edecek olur isek;
Zaman; TEKNOLOJİ DEVRİ" olmuş.
Durum içler acısı...
Bizlere de izlemek kalmış.
Yüce yaradanın sonumuzu hayır etmesi umuduyla,
hayata tutunun. Hayat her şeye rağmen huzur veren bir coğrafya olduğu gibi, nefes almayı mutlu kılan sevdikleriniz nefes alıyor ya işte o zaman halimize şükür edelim!..
Yolumuza kaldığımız yerden devam edelim.
Şükür sebeplerimiz dostlarımız var ise hayat daha da anlam kazanır.
Sizce biz nerede hata yaptık?
Yorum sizde
Okuduktan sonra eser sizindir.
SEVGİYLE...
Şiire Sevdalı Şaire
Beyhan Uygur