Merhaba değerli dostlarım,
bugün sizlere rahmetli annemin sözlerinden yola çıkarak, kalemimin yardımıyla yüreğimden dökülen inci tanelerimi sizlere aktarmaya çalışacağım...
"Gül ve geç" derdi,
nur yüzlü ANNEM.
Çocukken anlam vermezdim şu iki sözcüğe, içim kan ağlarken nasıl güler ve geçerdim?
Hayat bizi poyraz misali oradan oraya savururken, gökyüzünün maviliğini hayran hayran seyrederken kendimden geçerdim.
Gecelerin ve odamın duvarlarının dili olsa da anlatsa yüreğimin sızısını. Yağmur damlası misali su serpilse ve acıyan yaranıza merhem olsa.
Bazen düşünüyorum da
Çocuklar doğar, emekler sonra anne ve baba kelimeleriyle bizlerin ufacık da olsa yüzümüzde gül açmasına sebep olurken, küçük minik adımlarla hayata atılmak için üstün zekâlarıyla bizleri mutlu ederler...
İşte burada can anneciğimin sözleri çınlar kulaklarımda; "Gül ve geç."
İçimizde fırtınalar koparken nasıl gülelim? Hayatın acı gerçeğiyle yüzleşirken nasıl gülelim?
Sokaklar sahipiz ve aç çocuklara şahitlik ederken nasıl gülelim?
Hayat bana iki yaşında vurdu sillesini. Yüzünü ve elini dâhi tutamadığım, hatta sesini duymadığım güven veren baba kelimesini kullanmak nasip olmamışken nasıl gülerim ya da kahkaha atarım?
Yıllar bana birçok şeyi öğretirken, içim kan ağlarken kızılcık şerbeti içtim demesini de öğretti, ağlarken tebessüm etmesini de...
Çünki her şeyden önce anneyim. Kızıma ve eşime karşı sorumluluklarım var.
Hayatı bazen merdivene benzetirim.
İnişi ve çıkışı zorlasa da o merdivenler mecburen inilecek ve çıkılacak...
Hayat merdiveni benim bazen düşmeme sebep olurken düşüp hemen doğrulmayı, acıma ağlarken gül reçeli tadında bir evlât verdi.
Adı Olcay. Anlamı ise şans ve baht demekmiş.
Bu ismi verme sebebim çok değerli büyüğüm, değer verdiğim, hayat dersi aldığım, İstanbul hanımefendisi ve de ondan çok hayat dersi alacağıma inandığım içindir.
Zamanla #hayat bana öyle acı verdi ki,
en değerlim olan annemi aldı benden.
Şimdi sorarım size nasıl gülüp geçeyim?
Geçemiyor inanın. Hayata karşı sorumlulukları olsa da gülemiyor insan.
Sakın beni yanlış anlamayın.
Eş, dost, hatta evlat bulunur da anne bulunmaz. Anne bir tanedir.
Annem altı çocukla bu acımasız hayatla nasıl baş etmiş anlamış değilim.
Babamdan sonra yüklemişti omuzlarına acılarını ve umutlarını. Hayatın zorlu yolculuğuyla baş ederken engeller çıksa da asla pes etmemişken ben neden pes edeyim?
Anneme evlen diyen olsa da kulak ardı etmiş. İsteyenleri benim altı kocam var diye geri çevirmiş her defasında.
Şimdi gülmek dururken ağlamak niye? İçin kan ağlarken beyaz yalanlarla ha yata tutunmak niye?
Kısaca özetlemek gerekirse;
hayat kısa, insanlar çok zalim.
Siz yine de rahmetli annemin dediği gibi,
"Gülün ve geçin."
Hayat her şeye rağmen yaşamaya değer...