Fısıltı HABERLERİ
HV
28 MART Perşembe 22:03
1 Advert

EV SAHİBİM BENİ EVİMDEN ÇIKARABİLİR Mİ?

Av. Ümran İZMİRLİ
Av. Ümran İZMİRLİ
Giriş Tarihi : 29-03-2023 18:30

EV SAHİBİM BENİ EVİMDEN ÇIKARABİLİR Mİ?

 

Aslında bu konunun birden çok yönü ve sebebi olmakla birlikte bugün bana en fazla gelen sorulardan ilkini ele almak istedim. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu kapsamında kiralananın tahliyesine dair bölümler bulunmakla birlikte bunlardan biri de kiraya verenin Konut ve Çatılı İşyeri Kira Sözleşmesine özgü nedenlerle kira sözleşmesini sona erdirmesi halidir.

Kiraya verenden kaynaklanan bu sebepler bildirim yoluyla fesih ve dava yoluyla fesih olmak üzere iki ana başlıktan oluşmaktadır. Bunlardan ilki belirli süreli kira sözleşmelerindekiralayanın 10 yıllık uzama süresi dolması sebebiyle kiracıyı tahliye etme hakkıdır. Burada dikkat edeceğimiz husus; ev sahibinizle aranızda yapmış olduğunuz kira sözleşmesi bir yıl süreli ise bu bir yılın bitiminden itibaren 10 yıllık süre dolduktan sonra ev sahibinizinüç ay öncesinden yazılı bildirimde bulunmak suretiyle sizin tahliyenizi talep etme hakkı oluşmuştur. Ancak ev sahibinizle aranızda yapmış olduğunuz kira sözleşmesinde süre belirtilmemişse, sözleşme yaptığınız tarihten itibaren 10 yılın dolmasıyla geçen her altı aylık sürelerde yine üç ay öncesinden bildirimde bulunarak tahliyeniz mümkün olacaktır. Örnekleyecek olursak 1 Şubat 2006 tarihinde yapılan belirsiz süreli bir kira sözleşmesinde 10 yıllık süre 31 Ocak 2016 itibariyle dolmaktadır. Bu tarihten itibaren hesap edilecek altı aylık dönemlerin sonu için üç ay öncesinden –örneğe göre 31Temmuz için en geç 30 Nisan’da bildirimde bulunmak şartıyla- kiraya verenin kira ilişkisini en erken Eylül ayı sonu itibariyle sona erdirmesi mümkündür.

Konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerinin kiralanandan kaynaklanan sebeplerle feshinin bir diğer ana başlığı ise dava yoluyla fesihtir. Bu fesih üç ana nedene dayanarak yapılabilir. İlk olarak kiraya veren kişinin kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğunun olmasıdır. Burada dikkat edeceğimiz husus bu ihtiyacın gerçek, samimi ve dava süresince devam etmesi gerekliliğidir. Örneklemek gerekirse kiraya veren ihtiyaç sebebiyle bulunduğunuz dükkânı tahliye etmek istiyorsa kendisinin mevcut başka işi olmamalı ve kiralanan yerin yapacağı iş için uygun olması gerekmektedir. Ayrıca kendisi de tahliye tehdidi altında olduğunu ve kiracının bulunduğu iş yerinin en az şu andabulunduğu iş yeri kadar çalışmasına elverişli olduğunu da ispatlamalıdır.

İkinciolarak kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslıonarımı,genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ise ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsızsa, kiraya veren belirli süreli sözleşmelerde sözleşmenin bitiminden itibaren bir aylık süre içinde açacağı tahliye davasıyla kiralananı boşaltabilir. Burada da yapılacak rutin yenilemeler tahliye sebebi oluşturmayacaktır. Yapılacak işler kapsamlı olmalı ve bu yenileme esnasında kiracının kiralananda oturması mümkün olmamalıdır. Yapılacak inşa veya imarın kiracının tahliyesini gerektirip gerektirmediği alanında uzman bilirkişilerce mahkeme tarafından takdir edilir.

Son sebep ise kiracı olarak bulunduğunuz konut veya çatılı işyerinin üçüncü bir kişi tarafından edinilmesi halidir. Kiralananı sonradan edinen kişinin onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini altı ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir.Kiralananı sonradan edinen kişi, dilerse gereksinim sebebiyle sözleşmeyi sona erdirme hakkını, sözleşme süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açacağı dava yoluyla da kullanabilir.

Kanun koyucu kiralananındevredilmesini yeterli gördüğünden, bu kapsama satış, bağışlama veya miras yoluyla edinme halleri de girmektedir.Yani hangi şekilde el değiştirmiş olursa olsun artık kira ilişkisinde kiralayan kişinin yerini yeni malikin alacağı belirtilmiştir. Burada da yukarıda belirttiğimiz gibi devralan kişinin gerçekten ihtiyaçlı olması ve samimiyeti aranacaktır. Diğer taraftan yeni malik sadece kendisi için değil altsoyu, üstsoyu, TMK madde 364 kapsamında kardeşleri ve hatta Yargıtay’a göre evlat edinilen çocuk için de olsa, bu davanın açılabilmesi mümkün olabilir.

 

 

 

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI