Fısıltı HABERLERİ
HV
20 NİSAN Cumartesi 09:03

BiZiM ÇOCUKLUĞUMUZ... Ben bizim çocukluğumuzu özledim.

Serpil DEMİR ( YAZAR )
Serpil DEMİR ( YAZAR )
Giriş Tarihi : 15-12-2022 14:31

BiZiM  ÇOCUKLUĞUMUZ...

Ben bizim çocukluğumuzu özledim.
Bizim çocukluğumuzda  sadece babalar  çalışırdı  annemizin görevi ise bize ve eve bakmaktı annemiz  evin bekçisi  gibiydi her zaman evdeydi. Boynumuzda hep iple bağlı anahtar bir de  silgimiz vardı. ama hiç boynumdaki  anahtarla kapıyı açmadım dedim ya  annemiz vardi evde gidecek  çok yerimiz yoktu o dönemlerde. Servis yoktu yürüyerek gidip gelirdik okula  bizim zamanımızda siyah önlüğümüz beyaz yakalığımız vardı. bazen okuldan gelirken dalardık yol boyunca oyuna  merak bile etmezlerdi  bizi  herkes biri birini tanırdı gidecek  çok yer yoktu bir bakal ,bir de  okul...
Şimdiki gibi alış veriş merkezleri , sinema ,oyun parkları, yoktu bizim oyunumuz  yakan top, taş oyunu, ip atlama, kazan çömlek patlatmaca,
saklanbaç ,ne de zevkliydi  karnımızın acıktığını  bile anlamazdık. Annelerimiz  bunu bildiklerinden kardeşlerimizden  ekmek arası gönderirdi o zaman somun ekmeğini  herkes alamazdı  tandırda yaparlardı lavaşı , bökeni mahalledekiler  annemiz gibiydi susayınca su isterdik kana kana içerdik aynı bardaktan  o zamanlar kötülük  yoktu insanların içinde tandırda pişen ekmek   ocakta pişen yemekten mutlaka komşuya giderdi  şimdiki gibi yaptığı kötülükten  gurur duymaz utanılırdı.  Gidecek bir kütüphanemiz  bile yoktu dönem  ödevlerimizi  okuldaki  bir  ansiklopediyle yapardık. kış gelince yağardı  lapa lapa kar bir gecede kapanırdı bütün yollar  kızaklar geçtikce açılırdı yollar o zamanlar bir başka olurdu herşey kayardık  yokuş aşağı  adeta süzülürdük Kuğu  gibi teker teker  daha hızlı kaymak için plastik leğen kullanırdık.
Islanırdı pantolon paçalarımız , çoraplarımız. Biz memur çocuğu olduğumuzdan çoğu çocuktan daha şanslıydık bazı konularda sobamızda kömür yanardı üzerinde közlenmiş
patates ,tereyağlı en azından ayağımızda çizme üstümüzde gocuğumuz vardı. Köyde sadece bizim evde siyah beyaz televiziyon  vardı  akşam oldumu  özellikle  kış ayında  akrabalar  toplanır televizyon izlerdik çoğu zaman  karıncalanırdı ekran şimdiki tabirle ekran giderdi  bozulurdu moralimiz beklerdik düzelmesini sabırsızlıkla annem çay yapardı içerdik amca ,dayı yeğen ,teyze ,hala yoktu kimsenin içinde kötülük erkek kadın hakkı diye bir şey yoktu her şeyin sorumluluğu babadaydı. Baba çalışır getirir anne idare ederdi.Kavgamız bile komikti öyle bıçakla ,silahla, değildi onlar nedir bilmezdik bile, en fazla saçlarımızı çekip hayvan adlarını sayardık bir birimize  tekme atar yine oyuna başlardık ,ekmeğinden koparıp yerdik  aşık oynar misket yuvarlardık hiç hasta olmaz mikrop kapmazdık düşerdik ekmek çiğner bastırırdık moraran yere çok az giderdik doktora şimdi komşuları tanımaz hastaneden gelmez  olundu.
Neden biliyormusunuz ? kardeş kardeşten  utandı hak adalet karıştı açlık gözü bürüdü var olana yok denildi. Ben bizim çocukluğumuzu özledim .Ben zayi olup yok edilen yıllarımı özledim.  Evimiz Ağrının Murat nehri Kenarında  olduğundan günlerimiz nasıl geçerdi anlayamazdık. Çamurdan ekmek yapar evcilik oynardık balık gibi yüzerdik akşam geç vakte kadar ama şimdi hepsi geride kaldı tek bir eser bile yok o günden  ben, benim çocukluğumuzu özledim.

Serpil DEMİR

YORUMLAR