Fısıltı HABERLERİ
HV
20 NİSAN Cumartesi 16:57

ANLATABİLİYOR MUYUM?

Beyhan Uygur, Şair, Yazar,
Beyhan Uygur, Şair, Yazar,
Giriş Tarihi : 05-09-2022 15:14

ANLATABİLİYOR  MUYUM?

"Anlatabiliyor  muyum?" cümlesi ne kadar  manidar bir cümle öyle değil mi?

Bazen insanlara  laf anlatmak  ya da kendimizi  ifade  etmek için bayağı sarf  ederiz bu cümleyi. Peki ne için?  Başkalarına kendimizi  ifade etmek için  ne

 mecburiyetimiz  var?

Hayat  bizim  hayatımız  ve sadece kendimiz  için  yaşamalıyız.

 Zaman  ne gösterir  bilinmez elbet. Zaman  öyle bir zaman  oldu ki  kimin  eli  kimin cebinde belli belirsiz artık.

Hesapsız tutarsız  yaşamanın adı, bu  da benim hayatım,  benim  kararlarım, sizene demek olmuş. 

Kızımın ilkokul  öğretmeni  derdi ki; "Seni  seviyorum  ama yaptığın  hareketi  sevmiyorum. Bu da  seni sevmiyorum  anlamına  gelmez."

Çocuklarımızı  bu şekilde  eğiterek  bizlere  teslim  etti.

   Zaman zaman  ben de  bu  tekniği  kızıma  uygularım.  Kızıma da "Unutma bu öğretmeninin öğretisi," dediğimde hemen kendine çeki  düzen verir.

     "Anladın mı mı  demeli, anlatabiliyor  muyum mu demeli sizce? Hangisi daha manidar  ve  anlamlı?

 Ne demiş atalarımız;

  "Tatlı  söz  yılanı  deliğinden  çıkarır."

Kaba  kuvvet  hiçbir  şeye  yaramaz  sadece  yalnız  kalmanız için  yardımcı  olur.

"Dost acı  söyler demişler," dost vardır  bir  de dost diyebildiklerimiz vardır.

Anlayabiliyor  muyum?

    Zaman  bir içim su  gibidir. 

Mevlam  akıl  vermiş,  göz  vermiş,  izan vermiş, el  ve ayak  vermiş.

Bize  sunulan güzellikleri  güzel  değerlendirmek   yerine  neden kalp  kırar  insanlar anlamış  değilim  doğrusu.

 Dünya  yuvarlak  bir gezegen.

Gökyüzünü  mavi  bulutlar  ile  ödüllendiren,  insanları  da kadın  ve erkek  olmak  üzere  ikiye  ayırmış.

Çocukları  da bu iki insana  güzellik  katması  adına  bizlere sunmuş  yaradan. 

        Peki  sorarım  size  kalp kırınca  eline ne geçecek  hiç   hesap ettin mi?

Kıldığın  kalbe  belki  bir gün  muhtaç  olacaksın,  hiç  hesaba  kattın  mı bunu?

Güneş   gökyüzünü  ısıtırken  bizlere bunaltıcı  bir hava verir. Yağmur  yağdığı  zaman  da bir  panikle  koşarız.   Hhiç  düşündünüz  mü bu  sokaklarda  evsiz   yaşayan insanlar  var  iken  neden elimize  geçen  fırsatı  güzel  değerlendirmiyoruz?

       Bir  de  şöyle  düşünecek  olursak,

hep benim olsun, hep  ben  başarıya  koşayım.

Niçin  karşı  tarafa  fırsat  vermeyiz  veya vermek istemeyiz?

Bizim olmuş  zaten neden eşin  dostun  da olmasın ki?

Bazen  sokakta  kızımla  yürürken   sokak  çocuklarını  gördüğümde  içim acır. Kimi mendil  satar, kimi  ise su  satarak  aç karnını  doyurur.  Burada şükür  devreye  girer işte.

Rahmetli  annem hep derdi, "Şükür  et kızım, şükür eden  mutluluğa   doğru  yol  alır."

 Annem  ne kadar  da  haklıymış. Sokakta olan çocukları gördüğümde  hep annem gelir  aklıma. Halimize  şükür  ederim hep. Var  iken  carçur edersek  yarın  bulamayabiliriz öyle değil mi?

Anlatabiliyor muyum?

YORUMLAR