Fısıltı HABERLERİ
HV
24 NİSAN Çarşamba 09:11

JoseSaramago_KörlükÜzerine

Edanur İsmail ( YAZAR )
Edanur İsmail ( YAZAR )
Giriş Tarihi : 05-09-2022 15:35

JoseSaramago_KörlükÜzerine

Trafikte kırmızı ışıkta bekleyen bir adamın kör olması ile başlayan kitapta körlüğün bir hastalık gibi her yere yayılması ve insanların birbirinden soyutlanarak son bulunacağı sanılan bir salgın yaşanması...Sanki bu bir yerden tanıdık geliyor değil mi? Biraz Covid-19’u çağrıştırıyor sanki. Acaba JoseSaramago bu kitapta bize insanların yüzyıllardır süregelen salgınlarda kendinden bile korkması ve insanların karantina altında tutulmasının insan yapısına aykırı olduğuna mı dikkat çekmek istemiş? Acaba bu salgınlara karantinadan daha iyi bir çözüm bulunabilir mi? Bunu bilebilmemiz şuan mümkün görünmüyor ama yakın gelecekte mümkün olabilir. Kitapta ilginç bir şekilde bu kadar körün arasında bulunarak görme yetisini kaybetmeyen bir ana karakterimiz var:doktorun karısı. Bence yazar bu karakterle bize unuttuğumuz bazı değerleri hatırlatmak istemiş. Bu kadının davranışları insanın özünü oluşturan davranışlardı. Aslında bu karakter kitap boyunca hastalığa o kadar yakındı ki yani böyle bir durumda genellikle uzak kalmak tercih edilirken. Peki neden yazar reel olamayacak bir karakter kullandı? Bize anlatmak istediği bir şey mi var? Bu karakter herkesten görebildiğini sakladı ve körlerin arasında olmayı seçti. Hayatta hep bir karar alıyoruz ve onun bize dönecek risklerini analiz ediyoruz. Ama burada bir analiz yok insani bir duygu var. JoseSaramago burada insanlığın özüne inmeyi mi denemiş yani o saf halimize inmeyi? Ayrıca bu salgınla bize küçültülmüş bir dünya manzarasını da çiziyor. Göremediği için en temel ihtiyaçlarında bile aciz kalan insanlar ve bu insanların çevrelerindeki bazı insanların kötü davranışlarından haberdarolmamasının anlatılması var bir de. Bir akıl hastanesine kapatılarak ülkeye yayılmasının engelleneceği ve bu sayede bütün insanların güvende olacağının düşünülmesi var. Ve sonunda bütün insanlığın kör olması var. Böyle bakınca körlük bir sembol ya da bir distopya gibi durmuyor mu? İnsanlığın kendi özünü kaybedip bunun farkına varmaması gibi. Sonunda ise körler ancak önlerindeki aşılamayacağını sandıkları duvarları yıkma cesaretini bulduklarındakörlükten kurtuluyorlar. Peki ya biz insanlar önümüzdeki duvarları ne zaman yıkacağız? İşte bu soruyu kendimize sorup sadece kendimiz cevaplayabiliriz.

JoseSaramago’nunkendine özgü anlatımı ve karakterlerebirisim vermeyişi ile farklı bir konuya sahip ilgi çekici bir kitap. Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Bir kitap her okuyuşta farklı yorumlanabilir. Okumanızı tavsiye ederim.

Keyifli okumalar...

YORUMLAR