50/d'li araştırma görevlilerinin 33/a Kadrosuna Alınması
Sözleşmeli araştırma görevlilerinin kadroya alınması ve Milli İstihbarat Akademisi kurulmasını da içeren Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Özellikle 50/d'li araştırma görevlisi olarak tabir edilen araştırma görevlilerinin kadroya alınması önemli ve araştırmacılar açısından oldukça değerlidir.
Şöyle ki eski bir 50/d’li araştırma görevlisi olarak çekilen sıkıntının farkında olan, genç yaşlarda işsiz kalma korkusuyla kalmanın ne demek olduğunu çok yakından bilen biri olarak bu kanunun önemli olduğunu vurgulamak isterim.
Özellikle geçici olarak ifade edilen bu kadro, araştırmacılar üzerindeki öğretim üyesi mobbingini de ortadan kaldıracak, gençlerin akademik kariyerlerini daha güvenli ve sağlıklı yürütmelerine imkân sağlayacaktır.
Kendi akademik dönemimde, kadromun geçici olduğu, danışmanım tarafından daima hissettirilmiş, aidiyet hissiyatı oluşmadığı için, akademik kariyerin ilk yıllarında birçok sıkıntı yaşamıştım.
Özellikle yüksek lisans programı olan ve kendi üniversitesinde doktora imkânı olmayan bölümlerde sadece iki yıl içinde kadro sahibi olan ve daimi kadroya atanma şansı, iki dudaktan çıkacak sözlere bağlı olan biri olarak önemli sıkıntılar yaşamıştım.
Sonuçta kadro alamadığım için doktora eğitimimde 3 yıllık, akademik yükselmemde yaklaşık 10 yıla yakın gecikme yaşamıştım.
Geçici kadro ile daimi kadroya geçişin zor olduğu yıllarda, son dakikada kadromu değerlendirip başka kamu kurumuna geçerek en azından işsiz kalmamıştım.
Ancak işsiz kalıp birçok sıkıntı yaşayan arkadaşım olmuştu. Ancak, akademik kariyerimin başında yetersizsin psikolojisi ile akademik ortamdan uzaklaştırılmam, beni oldukça etkilemişti. Belki de araştırmayı sevmeyen biri olmasaydım, şu anda gelmiş olduğum noktaya ulaşmazdım. Bu şansı bulan arkadaşlarımın benden çok önce doktoralarını bitirip daha iyi imkânlarla akademik yaşantılarına devam ettiklerini gördüğümde imrenmemiş değildim.
Bu ve bunun benzeri birçok hikâye özelikle 28 Şubat süreci ve benzeri sıkıntılı dönemlerde birçok öğrencinin önüne konulan engellerden olduğunu bilen biri olarak, bu kanunu çıkaranları canı gönülden tebrik ederim.
Prof. Dr. İnanç Özgen