ARMUT AĞACI
Bir ağaç insanın ailesinden biri olabilir mi? İşte anlatacağım tam böyle bir şey. Rüyamda görüyorum. Tıpkı bu dünyadan göçüp giden çok sevdiğin bir insanı rüyanda görürsün de manevi bir haz duyarsınız ya işte tamda öyle bir şey. Dibinde dikilip kafamı kaldırıp tepesine bakıyorum. Aaa Armut Ağaçı burada duruyor diyorum.
Aradan yirmi yıl geçti. O da yaşlanıp kuruyup gitti. Bizim evimizin, bahçesine harman deriz. Harmanımızda mübadele öncesinden, rumların diktiği kocaman bir armut ağacı vardı. Sonbaharda, meyve verirdi. Olgunlaşınca dalından pıt diye düşerdi. Isırdığın Zaman ağzında hemen dağılır. Bu yüzden adı, kum armudu olmalı. Güzel lezzeti, hemen hissedilirdi. Tam dedemle, bizim harmanın sınırındaydı. Ben çoçukken, sahiplenmek için, " Bizim tarafa düşen bizim. Dedemlerin tarafına düşen, onların." derdim. Pekmez kazanları kaynatılırdı, güzün armut iyice olunca. Malesef insan gibi armut ağacı da, yıllara yenik düştü. Ben anladım ki armut ağacı aileden biriymiş. Şimdi düşünüyorum, aileden olan başka ağaç var mıydı. Vardı ya, armudun bir çok çeşidi, elmanın bir çok çeşidi, eriğin bir çok çeşidi, kiraz ağaçları.
Peki sonuç ne oldu? KİRAZ AĞACI OLMAYAN KİRAZLI KÖYÜ..... Ne diyor Kızılderili atasözü " Son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda, beyaz adam paranın yetmediği bir şey olduğunu anlayacak."
