BİR AN DÜŞÜNDÜKLERİM


Mevsim kış, aylardan Aralık, günlerden Cuma, ayın
yedisi (*), hava kapalı, Karadeniz’in azgın suları köpürerek
kıyısını dövüyor. Denizden gelen rüzgâr, ağaçların
gıcırtısıyla dağlara doğru yol alıyor. Bizler, bu güzel
mevsimde, kimimiz evde, kimimiz okulda, kimimiz ise
iş yerinde, bu seslerin kulaklarımızda yankılanmasını
duyuyorum.


Kışın güzelliği bir başka, her mevsim bir başka güzel,
fakat kışın güzelliği daha başka… Kış olmayınca baharın
geldiğini nerden biliriz? Bütün mevsimler kışın o
heybetli güzelliği karşısında zamanı geldiğinde güzelliklerini
gösterirler.


Her mevsim o zaman başka güzel olur. Canlılar
mevsimlere göre cilvelerini gösterirler. Kışın derin
uykusundan kendilerini başka güzelliklere bırakırlar.
Hayat değişik şartlar değişir, insan bütün bu hayat ve
şartlar içinde yalnızca doğruya koşmalı. Yeryüzünün en
güzeli olan insan diğer güzelliklerle bütünleşmeli.
(*) Bu ilk cümlede tarif edilen tarih, yani 7 Aralık tarihi,
Hamza Kaya için, 7 Aralık 1990 ve 7 Aralık 2001 tarihlerine
işaret ediyor. Günay, bu tarihi 7 Aralık 2001 olduğunu söylüyor.
İçinden çıkamadık. Gece saat 00:46’da telefon ile aradık ve
öğrendik. Tarih, 7 Aralık 1990 imiş.. Hangi tarihte mi sorduk?
Ah, evet, onu da unutmadan ekleyelim: 

16.02.2024, Cuma.