Fısıltı HABERLERİ
HV
27 NİSAN Cumartesi 01:38

BİR BABANIN EVLENECEK OĞLUNA ÖĞÜDÜ

Serpil DEMİR ( YAZAR )
Serpil DEMİR ( YAZAR )
Giriş Tarihi : 22-10-2022 17:13

BİR BABANIN EVLENECEK OĞLUNA ÖĞÜDÜ

Baba, ocağa aynı büyüklükte üç kap koymuş, hepsini suyla doldurup üçünün de altını yakmış.
“Şimdi, istediğim her şeyden bana iki tane vereceksin” demiş oğluna. 

Sırasıyla havuç, yumurta ve kavrulmamış kahve çekirdeği istemiş… 

Oğlu hepsinden ikişer tane vermiş babasına.
Adam iki havucu birinci kaba, iki yumurtayı ikinci kaba ve iki kavrulmamış kahve çekirdeğini üçüncü kaba koymuş. 

Her üçünü de yirmi dakika süreyle kaynatmış. 

Daha sonra kapları indirip yemek masasına buyur etmiş oğlunu.
Yemek masasında üç tabak duruyormuş. Kaplarda kaynayan havuçları, yumurtaları ve kahve çekirdeklerini büyük bir özenle tabaklara yerleştirmiş. Sonra oğluna dönüp sormuş:  “Ne görüyorsun?”

Oğlu düşünürken açıklamaya başlamış.
“Havuçlar haşlandıkça aslını kaybedip yumuşamış.
Yumurtalar görünüşte baştaki gibi sert duruyorlar ama içleri katılaşmış.
Kahve taneleri ise olduğu gibi duruyor, başta neyseler sonunda da öyleler.. ”
Sonra asıl tavsiyesine sıra gelmiş:
“Evlilikte sevgi ve şefkat birlikte olmalıdır.
Sevgisiz bir evlilikte her iki eş de şu gördüğün havuçlar gibi birbirlerini tüketirler, eskitirler, pörsütürler.
Şefkatsiz bir evlilikte ise eşler birbirlerine ne kadar tahammül etseler de, şu gördüğün yumurtalar gibi içten içe katılaşırlar, birbirlerinden uzaklaşırlar.
Sevgininde şefkatin de olduğu bir evlilikte ise, şartlar ne olursa olsun, eşler tıpkı şu kahve taneleri gibi, birbirlerinin yanında kalırlar, kendi kişiliklerini yitirmezler. Kahve tanelerinin tekrar kaynatılmaya hazır olmaları gibi, onlar da birbirleriyle baş başa uzun yıllar geçirmeye isteklidirler.
Oğlu aldığı bu dersten tatmin olmuşa benziyordu.
“Asıl ders bu değil!” dedi baba. Oğlunun elinden tuttu, ocağın üzerinde bıraktığı kapların içinde kalan suları gösterir.
“Havuçlardan ve yumurtalardan arta kalan suya bak…
İkisinde de bir tat yok ” Kahve çekirdeklerini çıkardığı kaptaki suyu yavaşça bir fincana boşaltır. Mis gibi taze kahve kokmaktadır. Fincanı oğluna uzatır. “İçmek istersin herhalde” der. 
Oğlu kahvesini yudumlarken konuşmasını sürdürür.
“Kahve çekirdekleri gibi birbirlerini tüketmeyen eşlerin paylaştığı yuva da işte böyle olur. Mis gibi, temiz ve huzur verici. 
Başka herkesin fincanına koyup yudumlayacağı taze kahve gibi…
Çünkü onlar birbirlerini harcamayarak, birbirlerine sevgiyle ve şefkatle davranarak hayata kendi tatlarını, kokularını ve renklerini katmayı başarırlar.”
Herkese sevgi, şevkat ve saygının bir arada olduğu bir aile yaşamı dilerim.
Serpil DEMİR

YORUMLAR