ANADOLU’DA ANA OLMAK

Saatler içerisinde gündemin değiştiği bir ülkede, değişmeyen halkın durumu…
Filler tepişiyor, olan çimenlere oluyor misali…
Son günlerde olanları yorumlamak için erken olduğunu düşündüğümden bu hafta 7 Eylül 2015 yılında yazdığım eski bir yazımı paylaşıyorum sizlerle, iyi okumalar…

Zordur, Anadolu’da ana olmak…
Acının, çilenin, haksızlığın beşiğidir Anadolu…
Bölmek, parçalamak ve yönetmektir tek bildikleri…
Gün gelir, sağcı solcu diye bölerler, olmadı mı laik-antilaik, o da yetmedi Kürt, Türk diye bölerler.
Giden hep gençlerdir, hep fakir çocukları.
Zenginlere ya da yönetenlere hiçbir şey olmaz bu ülkede.
Onlar acıyı seyrederler sadece.
Acının üstüne yorum yaparlar birde.
Dinle, milliyetçilikle kandırırlar insanları, zaten halkta kanmak için hazır bekler.
Gerçeklerle yüzleşmek acıdır çünkü, acısının üstüne bir de bu acıyı eklemek istemez.
Hep korkuyla yaşar Anadolu’da analar…
Canıyla, kanıyla besleyip büyüttüğü emek verdiği yavrusunu kaybetmekten korkar.
Ölüm ve kibir kol gezer Anadolu’da.
Bazen duble yol kazasında, bazen yanlış teşhis ya da ihmalden, ekmek almaya gittiğinde, iş kazasında, maden ocağında, kahpe kurşunlarda kaybeder canının yarısını.
Hep bir bahane vardır. Ya suçlarlar öleni, tüm kabahat ölenindir. Ya da mertebeler verip ölene, bu mertebe ile mutlu ol derler.
Ölüleri de bölüp parçalar lime lime ederler.
Türk’tü Kürt’tü, aleviydi, sünniydi, sağcıydı solcuydu diye.
Sanki ölene milliyeti ya da görüşü sorulacakmış gibi.
Acıyla, isyanla kanarken anaların yüreği; servetine servet, gücüne güç katar yönetenler hiç ölmeyecekmiş gibi azdıkça azarlar.
Kibirden kör olan gözleri ne acıyı görür ne de kaybetmeyi.
Onlar umutludur yarınlardan, analar ise umutsuz ve endişe ile bakar yarınlara.
Alışır halk ölümlere tepkisizleşir, ancak ölü sayısı yüksek olduğunda tepki verir.
İçindeki öfkeyi suçluya değil, asıl suçlunun suçlu gösterdiğine yöneltip, yönetenlerin ekmeğine yağ sürer.
Düşünmeyen, sorgulamayanlarla doludur, Anadolu…
Algıları yönetilir farkında bile değildir.
Yönetenlerin diliyle konuşur hep.
Düşünenleri sorgulayanları ise cezalıdır. Hep dışlanır, ötekileştirilir.
Ya benimsin ya toprağın bakışı hakimdir Anadolu’da.
Ya benim gibi düşün, benim gibi değilsen de öl banane…
Oysa anaların milliyeti yoktur, acının dili dini ırkı olmadığı gibi,
Kürt anası da Türk anası da evladının derdindedir.
Olabilecek en iyi çözüm Kürt ve Türk analarının birliğidir.
Bozguncuların en sevdiği şey ; taraflar oluşturup, oluşturduğu tarafları birbirine düşürmek, birbiri ile savaştırmak, kandan ve savaştan beslenip amacına ulaşmaktır.
Ve bozguncular amacına ulaştığında ; ortada ne kürt ne türk kalmayacaktır.
Zordur karanlıkta görebilmek ama unutmayın ki, karanlıkta görebilen aydınlığı da görür.
Hayal Beliz Arar