GEÇMİŞİN İZLERİ


Her adım atışımda 
Geçmişin puslu penceresine 
Biraz daha yaklaşıyorum 
Kaçtıkça daha da yaklaşıyorum
İnsan geçmişin sofrasında 
Oturur buluyurdu kendini 
Silmek isteyipte silemediğin 
Her kaçtığında geçmişin 
Sofrasında her defasında oturmak 
O hüzünle tekrar tekrar karşılaşmak 
Ne kadar çabalarsan çabala 
Ne kadar çok istesende 
Yol ayrımına gelince terk etmiyordu 
Seni üzen her şey bir köşe başında 
Seni bekliyor oluyordu bu kaçınılmazdı 
Bir romanın mutluluktan söz ettiği 
Ana gitmek istersin birden 
O cümlenin içinde ve o zaman dilimine
Çünkü dışardaki hayat çok kirliydi 
Ve her geçen biraz daha kirleniyordu 
O samimi hayata o hikayelere 
Beni iten ne çok insan ve unsur vardı 
Adımı dahi  unuttuğum  hiç tanımadığım 
Sıcak ekmek kokusuyla uyandığım
Kederin daha hiç uğramadığı 
İyilerin daha sıra kadem basmadığı 
Kötülerin ayak izlerinin daha olmadığı 
Kirlenmeyen bir coğrafyada 
Geçmişin izinden uzakta 
Hiçlik makamına varılmasada
Yaklaşma ümidiyle nefes almak 
Bunu hayal etmek güzeldi 


             AYCAN YÜZTAŞ