Fısıltı HABERLERİ
HV
20 NİSAN Cumartesi 14:11

Ramazan Kültürü Ve Orucun Psikolojik Etkisi 1

Mücahit GÜLER
Mücahit GÜLER
Giriş Tarihi : 23-03-2023 11:38

Ramazan Kültürü Ve Orucun Psikolojik Etkisi 1


Bin yıldan hayırlı olan, gönülleri iman ile dolduran, küsleri barıştan, ayrılığı birleştiren, doğudan batıya bütün müminleri bir araya getiren, bereketi artıran, kardeşliği pekiştiren, cömertliği öğreten mübarek Ramazan ayına şükürler olsun ki kavuştuk. Merhaba ey kutlu ay, gönüllere merhamet ve sevinç dolduran ay, merhaba.

Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cennet olan bu ay, müminlerin kurtuluş ayıdır. Yani cennete gitmek istiyorsan Allah'ın rahmetini kazan, Allah'ın rahmetini kazanmak istiyorsan geçmiş günahlarına tevbe et ve yaptığın tevbeye uygun bir hayat yaşa ki cennete girme hakkın olsun. Böylece Yüce Allah, her bir ibadetle kullarının olgunlaşmasını murad etmektedir. Bundan dolayı yapacağımız her bir ibadetle kişiliğimizi olgunlaştıracağız. Tabii ibadetlerin hakkını verirsek....

Kişiliği oluşturan en önemli ibadetlerden birisi de, Ramazan ayında tutulan oruçtur. Oruç Mü'min'in iradesini koruyarak ve geliştirerek terbiye eder. Oruç eğiticidir, bir aylık eğitim bütün yıla yayılacak şekilde öğrenilmelidir. Oruç hem zihnen hem de bedenen eğitir ve disiplin sağlar. Doğal eğilimlerin/fizyolojik ihtiyaçların üst benlik(değerler sistemi) tarafından kontrol altına alınması olgun bir kişiliği açığa çıkarır. Oruçla kazanılan irade eğitimi günlük yaşamda dürtüleri/vesveseleri  kontrol etmeye yardımcı olur.

İnsanın en temel ihtiyaçları yemek, içmek ve cinselliktir. Bunlara fizyolojik ihtiyaçlar deniyor. Ramazan ayı boyunca sahur ile iftar arasında bu fizyolojik ihtiyaçlardan uzak durmamız emredilmektedir. Bunlardan uzak durmak yeterli midir? Elbette değildir. Oruç sadece davranışları değil, zihni ve kalbi de uyanık tutma eylemidir. 

Fizyolojik ihtiyaçların taşkınlığı nefsin irade üzerindeki gücünü gösterir, bu durum ruhsal olgunluğa bir engeldir. Bu engeli aşmanın yolu da nefsi ve şeytani dürtüleri kontrol etmekten ve fizyolojik güdüleri ertelemekten geçmektedir. Bunu sağlayan bireyin ruhsal gelişiminin önündeki engeller kalkmış olacaktır. 

Oruç şekilsel olarak tutulunca fizyolojik güdüler ertelenir; oruç aklen ve kalben tutulunca nefsi ve şeytani güdüler ertelenir. Usulüne uygun tutulan oruçta, kalpte bedene eşlik eder ve kötü düşüncelerden ve niyetlerden insanı uzaklaştırır. Ruhsal olgunluk isteyenler fizyolojik güdüleri ertelemekle yetinmemeli, nefsi ve şeytani dürtülere karşı da kendisini korumalıdır. Bunu sağlayan bireyin iradesi korunacak ve gelişecektir. Fakat nefsi ve şeytani dürtülerden korunmak için kendi iradesine değil, Allah'a güvenmesi gerektiğini de unutmayacaktır (Araf-200). Çünkü Allah'a dayanmayan irade, nefsin alt katmanlarına yolculuk yapılmasına sebep olur.

Haz duygusunu erteleyerek iradeyi koruma yöntemi Marshmallow tarafından da ispatlanmıştır. İnsanın arzu ve isteklerini erteleyerek sosyal hayatta daha başarılı olduğu bir gerçektir. Bundan dolayı oruca sadece sevap odaklı değil, aynı zamanda kişiliğimizi geliştiren ve irademizi olgunlaştıran bir yöntem olarakta bakmalıyız. Netice itibariyle oruç, kişinin Allah ile arasındaki bilişsel ve duygusal bilinci güçlendiren etkenlerdendir.

Ramazan ayındaki her bir yöntemin insanın kişisel gelişimine müthiş etkisi vardır. Mesela Oruç insanda şükür ve minnettarlık duygularını ortaya çıkarır. Fizyolojik (açlık, susuzluk ve cinsellik) istekleri ertelemek, belli bir süre (sahur ve iftar arasında) bu isteklerden uzak durmak Allah'a karşı şükür bilinci oluşturur ve nimetlerden bir süre uzak durmak nimetlerin önemini ortaya çıkartarak minnettarlık duygularımızı besler. 

Konuya burada ara verelim ve bir sonraki yazıda kaldığımız yerden devam edeceğiz inşallah. Rabbim bu ayı hakkıyla eda eden kullarından eylesin bizleri. Mübarek Ramazan ayının heyecanını yaşamayı ve yaşatmayı nasip etsin. Bu ay da günahlarından arınan ve kurtuluşa eren kullarından eylesin bizleri.


Mücahit Güler

YORUMLAR