ANNELİK – BABALIK GÖREV Mİ, DUYGU MU?

Özlem GÜRBÜZ ( YAZAR )

26-04-2023 15:02

                   ANNELİK – BABALIK GÖREV Mİ,  DUYGU MU?

Her acıyı kaldırabilecek ve kaldıramayacak yaşlar vardır. Annesini veya babasını, veya her ikisini birden kaybeden çocuklardan tutun; aile içi psikolojik veya fiziksel şiddete maruz kalan nice çocuklar var ve bu çocuklar, yetişkinlik dönemlerine gelseler de yaşadıkları bu travmalar onlarda kalıcı bir hasara sebep olabiliyor. Burada anne ve babalara düşen görev, çocuklarına değil psikolojik veya fiziksel şiddet uygulamak; onların yanında kendi aralarında dahi tartışmamaları gerekiyor. Fakat ne yazık ki bazı ebeveynler, buna dikkat etmemekle kalmayıp, sadece kendilerini düşünerek bencilce hareket etmektedirler. 

Sadece doğurmakla, onları yedirip içirip giydirmekle anne-baba olunmuyor; çünkü bunlar zaten biyolojik özellik olmakla beraber her anne- baba için yapılması gereken zorunlu birtakım görevlerdir. Günümüzde anneliği ve babalığı bir meslek veya kariyermiş gibi görenler bile var. Sırf annelik - babalık görevlerini yapıyorlar diye bunları dillendirip insanlara anlatarak veya sosyal medyada paylaşarak çevreye karşı iyi anne ve iyi baba imajı oluşturmayı hedeflemektedirler. Oysa her şeyden daha önemli bir şey var ki o da sevgidir. Çünkü bir bebek dünyaya gelirken ağladığında O'nu kucağınıza alıp O'na sevgi gösterirseniz ağlamayı bırakır, acıktığında da yine sevgi göstererek O'nun karnını doyurduğunuzda mutlu ve huzurlu olur. Uykusundan korkarak uyandığı zaman bile O'nu sevgi ile uyutursanız sizin O'na verdiğiniz sevginin güveni ile tekrar uyur. Sevgi duygusu hepimizin bilip de birçoğumuzun ne yazık ki farkında olmadığı yüce bir duygudur ve bu duyguya erişip mazhar olmak da hiç şüphesiz farkındalıktan geçer, yani bilinçten. 

''Biz çocuklarımızı ne öperdik ne de onlara sarılırdık; ama onları hep uzaktan severdik'' cümlesini belki birçoğunuz bazı eski kuşaklardan duymuşsunuzdur. Peki ama o kuşakların bunu yapmalarındaki amaçları ne olabilirdi? Ben merak edip nedenini bazı yaşlılara sorduğumda bana şu cevabı verdiler: ''Çünkü çocuklarımız şımarmasınlar diye ve bize karşı çekingen olup saygılı olsunlar diye.''

Bir genç olarak bu konu hakkındaki genel düşüncelerimi soracak olursanız; saygının yolu sevgiden geçer. Sevgi olmazsa saygı tek başına emiraltı olarak kalır geriye. Sevgi, çocuklarınıza uzaktan bakışlarla gösterilmez; sevgi evvela yürekten hissedilir, dokunuşla... Dokunarak sevgiyi hissetiremeyen ebeveynler, ne yazık ki kuru bir kütük tanesinden ibarettirler. Çünkü bir kütüğün, bir ağaç gibi faydası olmaz; ama ağaç, gölgesini hissettirerek ona sığınan kim olursa güneşin aşırı sıcağından korumakla birlikte, meyvesi ile de sağlığa fayda ve katkı sağlar. 

Gelelim anne-babalığı kariyermiş gibi görenlere...
Anne-babalık kariyer değil; bir hikmettir. O evladı da anne - babalara bahşeden Allah'tır. Allah veriyor o canı. İnsanlar, onların dünyaya gelmesi için sadece birer vesiledir. Hepimiz vesileler aracılığıyla dünyaya gelmiş varlıklarız. Sanmayın sakın Hz. Adem (as.) Babamız ve Hz. Havva Anamız vesilesiz yaratıldılar. Onları hem yaratan hem de onlara vesile olan da yine Allah'tır. 

Çocuklarımızı dinleyelim, onları anlayalım. Eğer bugün onları dinleyip anlayamazsak, gün gelir onlar başkaları tarafından itilip kakılmakla kalmayıp ezilirler. Sevgimizi onlara göstermezsek, onlar doğru mu yanlış mı olduğunu test etmeden sevgiyi yanlış insanlarda aramaya başlarlar. Sevgi açlığı ne kötüdür, aslında en acı derttir sevgi açlığı çekmek... Aşk acısından bile daha derin ve daha can yakıcıdır.

Unutmayalım! Her güzel başlangıç 'sevgi' yolundan geçer. Yunus Emre Hazretlerinin de dediği gibi: ''Sevelim, sevilelim. Bu dünya kimseye kalmaz.''

Sevgi ile yaşayıp sevgi ile kalalım... 
Saygılarımla...

DİĞER YAZILARI ÖĞRETMENLERİMİZ 01-01-1970 03:00 KALABALIKTA BİLE YALNIZ 01-01-1970 03:00 BUGÜN 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI 01-01-1970 03:00 KİTAPLARIN ANLAMLI GÜCÜ 01-01-1970 03:00 HANGİ ACI UNUTULUR?  01-01-1970 03:00 DÜNYA OTİZM FARKINDALIK GÜNÜ 01-01-1970 03:00 KALPLERİMİZ MIDIR KURUYAN YOKSA ?  01-01-1970 03:00 HAYALLERİNİZİ HAYATLARINIZA KATIN 01-01-1970 03:00 YALAKALIK DA YALANDAN MIDIR ? 01-01-1970 03:00 AŞK MI, MANTIK MI? 01-01-1970 03:00 ÇOK MU, YOKSA ÖZ MÜ KONUŞMAK?  01-01-1970 03:00 AKRAN ZORBALIĞI 01-01-1970 03:00 BU NASIL BİR KIŞ? 01-01-1970 03:00 NEYİN PEŞİNDEYİZ? 01-01-1970 03:00 "MAŞALLAH" DEMEK ZOR MU ? 01-01-1970 03:00 BİZİM ÇOCUKLARIMIZ 01-01-1970 03:00 ÖNYARGI MI, EMPATİ Mİ? 01-01-1970 03:00 YAPAY GIDALAR 01-01-1970 03:00 HER ÇOCUK DEĞERLİDİR 01-01-1970 03:00 PAYLAŞMAK      Dünyada yapılması gereken en büyük iyiliklerden biri de hiç şüphesiz paylaşmaktır. Her ne kadar bu gerekli bir iyilik olarak düşünülse de, tamamen tercihe dayalıdır. Yaptığımız tercihlerin olumlu ve olumsuz yö 01-01-1970 03:00 TÜRBE ZİYARETLERİ 01-01-1970 03:00 HAYVAN SEVGİSİ VE BİLİNCİ 01-01-1970 03:00 HATA! 01-01-1970 03:00 BİTKİLERDEKİ BİLİMSEL VE BİLİNMEYEN GERÇEKLER 01-01-1970 03:00 İNSAN HAFIZASI 01-01-1970 03:00  KIRMIZI NOKTA 01-01-1970 03:00 KÜRESEL ISINMADAKİ ROLÜMÜZ 01-01-1970 03:00 SİZİ SEVİYOR ZANNETTİĞİNİZ KİŞİ 01-01-1970 03:00 SEVEN ALDATMAZ 01-01-1970 03:00 PARA'NIN SATIN ALAMAYACAĞI GÜÇLER 01-01-1970 03:00 ÖFKE KONTOLÜ 01-01-1970 03:00 KISA BİR EMEK ÖYKÜSÜ 01-01-1970 03:00 MEKTUPLARIN EVRİMSELLEŞME SÜRECİ 01-01-1970 03:00 SOSYAL MEDYA'NIN FARK EDİLMEZLİĞİ 01-01-1970 03:00 KARS - ANİ HARABELERİ 01-01-1970 03:00