1 NİSAN GERÇEĞİ
Sözlerime, yolumuza ışık tutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesinden bir paragraf ile başlamak istiyorum.
İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyaya emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şeraitten dahi elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerini siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Son yıllarda tam da bunu yaşamıyor muyuz ?? Bütün fabrikalar özelleştirme adı altında yabancılara satılmış , ülkeye ne olduğu belirsiz bir gram faydası olmayan mülteci topluluğu doldurulmuş , halk iliklerine kadar sömürülmüş , bırakın insanca bir yaşamı temel ihtiyaçlarına yetemez hale getirilmiş , ülkede yolsuzluk hırsızlık , sokak hayvanlarımıza kadar uzanan arsızlık ve cinayetler hat safhaya ulaşmış, ahlâk çökmüş ve bu olup bitenler için ne bir önlem ne bir iyileştirme alınmamış , demokrasi denen birşey kalmamış , adalet yok edilmiş bir durumda insanların bıçak kemiğe dayandığı noktaya getirildiğinin bir resmiydi 31 Mart seçim sonuçları ,
Bir kurtuluş savaşı mücadelesiydi ..
Savaş illa ki topla tüfekle füzelerle olmuyor , sessiz sedasız insanları hassas oldukları konuda ele al ( burada dini kullandılar ) ayakta uyut ve ülkeyi işgal et ..
son 20 yılın özeti …
Mevcut hükümet yönetimini desdekleyenlere şunu sormak istiyorum,
20 yıldır müslüman ve dindar olduklarını iddia eden bir iktidarda ülke islama yakışır bir vaziyette şu yaşadıklarımızın tersi olması gerekmiyor muydu ????
Neden ahlâka kadar herşey çöküşte …..!!!!!!
Neden ilk başta kendileri hırsızlık yolsuzluk peşinde , bu mudur müslümanlık???? Din dediğimiz şey Allah ile kul arasındaki kişisel ibadetler ve dış görünüşte midir ???
Yetimin yoksulun hayvanların kul hakkı nerede????
Neden dindarım diye geçinenler benim tuzum kuru diğer zor durumda olanlar ne olursa olsun modunda ?????
Peygamber efendimiz demiyor mu ? Komşusu açken tok yatan bizden değildir diye ….!!!!!
Temel ihtiyaçlarını almakta zorlanan insanlar varken , bütün olumsuz herşey almış başını giderken sen nasıl huzurlu ve mutlu olabiliyor bir başkasının ve bir başka canlının acınısını hissedemiyor duyarsız kalabiliyorsun????
Dindar kesim ; İktidarda sol partiden birileri olsaydı söyleyecekleri şu olurdu ….!!!!
“ ülkedeki hırsızlık yolsuzluk suç işleme oranları ve bunlara karşı birşey yapılmama , pahalılık ve kötü giden gidişat solcu oldukları için arttı, şöyle dini bütün Allah korkusu olan biri gelse de aman bizi bu durumdan kurtarsa “ olurdu
Şunları yazarken gülüyorum ..
Ne demek istediğimi anladınız ..
Bizi değerlerimizden, dinimizden hayattan soğutan, gelecekten ümitsizliğe düşüren değil de ; huzurumuza huzur katan , gençlerimiz çocuklarımız için iyi bir gelecek vaad eden ve yapan bir iktidara sahip olmak istiyoruz .
İşte bu da insanların dini duyguları ile oynayarak halkı perişan edenlerle değil ;
Devlet işlerine dini karıştırmadan , herkesin inanç hak ve özgürlüğüne saygı duyan Laik , demokratik adalet içinde insanca bir yaşamı sağlayan bir iktidarla olur .
31 Mart günü bizlerin bütün bunların içine doğmuş olup kaçan huzurumuzu tekrar kazanma mücadelesiydi.. ve sözlerimi yine günün ve bütün yüzyılın anlam ve önemimi taşıyan yine Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesinden bir paragraf ile bitirmek istiyorum
Ey Türk gençliği!
Birinci vazifen, Türk İstiklâlini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir.
İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen;
Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır!
Sevgi ve saygı ile ..
Nuray LALE
