Bir Kova Suyumuz Var!
Evet evet yanlış duymadınız bir kova suyumuz var.
Okyanustan payımıza lutfedilen.
Çeşitli hile ve desiselerle bir kova suya mahkum edildik.
Saf su gibi özkütlemizin olduğu doğrudur ve herkes tarafından bilinmektedir.
Ancak şu varki bu ağırlığımızı bilen keşfeden kitleler,kendi çıkarları ve iktidarlarını korumak adına önümüze öyle setler çekiyor ki!
İnsanlar saf ve temiz olana ulaşmasın.
Ve hem ülkemize hem kendilerine zaman kaybettirerek te yazık ediyorlar.
Daha da önemlisi insanların. iki dünyasının heba olmasına,mahvolmasına sebeptirler.
Tarihe baktığımızda bu hep böyle olmuştur.
Taa adem atamızdan, Hz Muhammet (SAV) kadar böyle olmuştur:
Şeytan aleyhillane Allah’ın emrine boyun eğmemiş,Adem’e (as) secde etmemiş, büyüklük taslayarak huzurdan kovulmuştur, kıyamete kadar.
Ancak taahhüt ettirdiği”insanların yollarının üzerine oturacağım” demesiyle ihtirasına sıkı sıkı sarılmış başarılı da olmuştur.
“Rabbimizin benim halis kullarıma zarar veremezsin” buyurdukları müstesnadır.
Tarih boyunca bu böyle devam edegelmiştir.
-Kabil ile Habil’in,
-Firavun ile Musa (as) mın,
-Nemrut ile İbrahim(as)mın
-Ebucehil’ler ile Hz Muhammet (SAV). efendimizin “imtihanı”mücadelesi süregelmiştir.
Yine Hulefa-ı Raşidin dönemi de çeşitli imtihan ve mücadelelerle,
Muaviye’nin ve Yezit’in saltanatlarına hırslarına,Yüce peygamberimizin damadı Hz Ali(r.a) ve sevgili torunu Hz Hüseyin kurban edilmiştir.
Abbasiler ,Emeviler,Selçuklu, ve Osmanlı’da çeşitli badirelerden imtihanlardan geçmişlerdir.
Cumhuriyet tarihi de yine masum geçmemiş geçmemektedir,
Her zaman şeytan ve şeytanın avaneleri görevlerini yerine getirmekte sınır tanımamaktalar.
Biz gelelim şahitliğimiz olan şu yarım yüzyılda hangi entrikaların döndüğüne:
İstiklal mücadeleleri verilmiş görmedik ama doğru yada yanlış tarih kitaplarımızdan okuduklarımızla,yakın tarihimizde gördülerimizi analiz ettiğimizde;Rahmetli Cennet mekan Erbakan hocamızın deyimiyle”Siyasette hiçbirşeyin tesadüf” olmadığını görmemek için bi önceki makelemde kaleme aldığım”...Sumyun, bükmun, umyun”Bakara suresi 18. Ayeti yinelemek mecburiyeti hissediyorum.
Kimin hangi dalda oynadığı herşeyin birbirine karıştığı dönemlerden geçilmiş ve geçmeye de devam ediliyor elbette.
Bizim İzmir’in Sabatay Sevi’leri,Emanuel Karasu’ları
kafa ve hedef şaşırtmada şeytani maharetlerini rollerini güzel güzel oynamışlar.
Ve sonrası malum Talat Paşalar, Enver Paşalar kıllar yünler falan fian...
Artık önlem alınmalıydı güya.
Ancak şeytanın iş başında olduğu unutuluyordu.
İş başına muhafazakarlar. getirilip, oyunlar onların elleriyle oynanmalıydı.
Ve sonuç ta aldıkları muhakkak .
-Amerika’ncı Menderes,
-Faizci,Manukyan’a madalya”cı Özal,
-Mason,Demirel,
-Kavimlerin helakına sebep olan tüm yasaları çıkarmaktan“Eşcinsellik,domuz,zina”gibi :Ortadoğuyu kan gölüne çeviren(BOB)eşnaşkanlığıyla övünen İsrail dostum diyen Recep Tayyip Erdoğan!
İşte bunların yerli işbirlikçiliğini yapılan yanlışları bertaraf etmek adına, ikiyüz alimin. İstişaresi sonucu; Almanya’da başarı üstüne başarı elde eden, akademisyen genç bir mühendis getirtilip,
Siyasetin gerçek yerli ve milli kadrolarla güven içinde vatana millete sahip çıkılması öngörüsü sonunda.
Cennet mekan Erbakan hocamız siyaset arenasında yerini almaya ikna edilir.
Uzun uzun yazmayacağım .
Bu haklı tercih tez zamanda ürünlerini vermiş, ülke nefes almış, Yerli otomobiller üretilmiş,Fabrika yapan fabrika ağlarıyla örülmüş”iktidarın sata sata. bitiremediği”dışa bağımlılıktan kurtarılmıştır.
İstanbul gibi Kıbrıs’ta zaman zaman çıkartma yapılıp geri adımm atılsa da:
Erbakan hocamızın azim ve kararlılığyla, “dedik ya özgül ağırlık”Kıbrıs’ı Türk topraklarına katmak koalisyon ortağı Ecevit’le kendisine kısmet olmuştur Allah’ın izniyle...
Zavallı müslümanların “yeşil kominist “yakıştırması Kıbrıs Zaferini alınlarının ortasında bir şamar izi bırakmştır.Tarihe de altın harflerle yazılmıştır.
Ama yinede her defasında her seçimde Erbakan hocamıza yeterli yetki verilmemiş olmasına rağmen,tırnağıyla, tırnağımızla kazıya kazıya koalisyonlarla ümmete hizmet etmeyi bir kulluk vazifesi addeden muhterem Erbakan beni Hans anladı ,Hasan anlamadı sitemiyle yetinmiş olmasına rağmen; yinede
altımızdan toprak kayıyor, akpden ülkeyi kurtarın uyarısını yapmış,vasiyetini ve davasını bizlere emanet etmiştir...
İşte o yüzdendir ki okyanustan payımıza bir kova su düşürdüğünüzden sebep ne vasiyeti nede, içinde bulunduğumuz felaketi, yangını söndürmek mümkün olmuyor.
O yüzden CHP nin rızasıyla” milletin onlara verdiği oylarla”
Bir kova suyumuzu onların suyuna katıp hakkımız olanı almak şartıyla ,mecliste söz sahibi olmak ümmetin içinde bulunduğu kaostan kurtarmak için,seçim işbirliği yapılmıştır.
Bundan rahatsız olanlar iyi niyet taşımamaktadır ve ülkeyi değil iktidarlarını korumaktadırlar.
Yaptıkları iftira ve yalanların tamamı kendilerinin yaptıklar ve kirlerini arındırma çabalarıdır.
Ama olsun suyumuzu çoğaltıktan sonra tüm kirlerden ülkemizi ve ümmeti arındıracağız.
İsraili tanıyan bakanı gensoruyla düşürdüğümüzü hatırlayanlar bilir.
Gerçi korkularıda o ama napalım. Korkunun...
Efendimizin buyurduğu üzere mecliste zalimin elini,mazlumun üzerinden kaldıracağız! Allah’ın izniyle.
”( HDP)
Sittin sene biz olmasak meclise giremezdi “sözleri AKP’li Burhan Kuzu’ya ait.
Zaten altın çağını da sizler yaşattınız:
Birkaç gün önce heyet gönderdiğinizi de basından biliyor insanlar.
Bekir Bozdağ da zaten ayan beyan mekanların da ziyaret etti etmesine de...
Bizim ricamız şudur bırakın kendi yaptığınızla bizi suçlamayı da;
Hdp ye,Hüdapar’a, Fetö’ye Amerika İsrail ve gayrimüslim papazlarla kurduğunuz dostluk köprüsüne verdiğin ehemmiyetin milyonda birinide, yerli milli yalansız talansız mazisi temiz Saadet Partisi’ne de gösterinde birkaç millet vekliyle ümmetin sözcüsü derdinin devası olsun...
Sözümüz yerli ve milli olduğunu idda edenlerin ısbatına vesile olsun!
Şimdi hemen solcu ilan ediliriz ya.
Sizin her düşmanla dostluğunuzu ilan edip meşru ve mubah olduğu halde:
Şu cümleyi not düşelim...
“Oysa hangi istiklal vardırki yabancıların nasıhatleriyle,planlarıyla yükselebilsin?Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir...”
(Atatürk,6 Mart 1922)
Çocukluğumda Anneannemin bi kazan süte,bi kaşık yoğurt koyarak mayaladığını gördüğümde çok şaşırmıştım!
Görülen o ki maya mühim,
Bir kaşık, bir kazanınmayaladığına göre;
Bizim bir kova su neler mayalayıp neleri arındırıp temizlemesin ki?
Yeter kü mayalanmasına mani olmayın.
Bu ülke bizim,başkanülkemiz yok.
Müslüman ülkelerin idarecilerini satın alanların hali hepimizce malum;kim tahrip etmiş olursa olusun birlikte onaralım!
Yaşanabilir bir Türkiye,Yeni bir Dünya umuduyla...
Vesselam
Nazile ŞANAL
