Dikenli kırmızı güller! 

     Bir kadın gördüm 
Yaşı hayli geçkin elinde o gün için armağan edilmiş bir gül demeti,
mahçup..
Gözlerinin kapısını aralasan sanki uçurumlara düşeceksin o kadar derin, bi o kadar hüzünlü.. 

   Gülümse demişler denklanşöre basarlarken, gülümsemiş kameraya... 
Dudakları dinlemiş verilen
tatlı komutu
ama sıkı sıkıya kapatmış ağzını, 
gülmenin
kötü olduğu
öğretilmiş yıllarca, 
kazınmış belleğine, ayıp... 

   Bir kadın gördüm içimi sızlatan duruşuyla.. 
Yine de buruk bir mutluluk
sezdim ve gurur..
Hatırlamışlar özel gününü, belki anne oluşunu
belki
doğum gününü...
  
Kadın olduğunun katı kurallarıyla
diyemediği boğazından
içeriye itip yuttuğu sözcükleriyle
öyle mahsun,
etrafında ki
kalabalığa karşın o kadar yalnız...

   Bir kadın gördüm sandalyenin ucuna ilişmiş,
nazikçe
sanki birazdan
yitip gidecek. 
Yaşadığı
yaşamadığı, yaşayamadığı
içinde ki ukdeleriyle, sırtına yüklenilmiş yükleriyle beli bükülmüş... 

   Gülümse demişler denklanşöre basarlarken,
gülümsemiş ağzı sımsıkı kapalı,
içinde kıyametler koparken sessizce... 

    Bir kadın gördüm göz pınarları kurumuş, 
kucağında ki
kırmızı gülleri isteksizce tutmuş, 
herkesi sevgiyle kucaklayan elleri yüreği çok acımış
o kadar belli, 
kıvranıyor
görüyorum, kırmızı güllerin 
dikenleri battıkça kalbine,
yıllarına
merhametsiz
umarsız,
gülleri hiç ayıklamamışlar ayıklamayı hep unutmuşlar...
         elene Nermin