Fısıltı HABERLERİ
HV
26 NİSAN Cuma 00:34

DÜNYA VİZESİ HER ZAMAN YENİLENMİYOR

Cevâhir Aydın / Küçük Dünyam
Cevâhir Aydın / Küçük Dünyam
Giriş Tarihi : 28-09-2022 17:57

DÜNYA VİZESİ HER ZAMAN YENİLENMİYOR

Yaş ilerlediğinden midir, sevdiklerimizin başına geldiğinden midir bilinmez; ama imtihanların bizim için oluşu, bu dünyada imtihanda oluşumuz hakikatini bazı hadiseler ile daha derinden yaşar olduk.

Bir göz açtık ‘Doğdu’ dediler
Bir göz kırptık ‘Öldü’ dediler
Bu göz kırpışa ‘Ömür’ dediler….

‘Vefat’ ( وفاة ) Arapçadan dilimize geçmiştir. Ölüm yerine kullanılan bu söz köken olarak ‘Vefa’ ( وفا ) İle kardeştir.

 ‘Vefa’ ( وفا ) ‘Sözünü Tutmuş Olmak, Borcunu Ödemiş Olmak, Görevini Yerine Getirmek’ gibi anlamlara gelir.

Doğan herkes içindir ölüm. Ayetin ifadesi ile geldiğimiz yere döndürülmektir. Kısa bir süre için göreceli olarak bir ömür sürüyoruz burada. Ahiretin tarlası hükmünde olan yerdeyiz. Burada ömre bir anlam bir değer kazandırmanın mücadelesini verebilenlere ne mutlu.

Mutlu olarak gitmek için hayatına bir anlam katabilmek, ardından bir yâd-ı cemil bırakabilmek en kıymetlisi değil mi ki!
Belli değerlerde ve belli erdemlerde yaşayan insanlar hangi vesile ile ömrünü tamamlamış olursa olsun, iki dünya saadetinin taliplisi olarak huzura ermiştir.

Kendisini adadığı anlam arayışı ve ulaştığı ulvi değerlere sahip çıkmayı miras bırakır ardınca.

Sözünü tutmuş olmak ve borcunu ödemiş olmak ise vefat, bahtiyarlar her daim ölüme hazırlıklıdır. Manevi olarak, ruhsal olarak buna hazırlıklıdır. Yetişkin olarak hayat ile ölümü dengeli ele almıştır. Ölümü anladığı için ölümü sevmiştir.

Her ölüm anidir bizler için. Kadere bağlı olan, kader ve kazaya iman etmiş, Rabbinden gelene teslimiyet göstermiş, fertler olarak ne zaman ve ne şekilde öleceğimizi bilemememiz nedeniyle bu ani gelen misafir için hazırlanırız.

Her an ölüme hazır olmak bilinci insana bahşedilen bir özelliktir. Diğer varlıklarla ayrıştığımız diğer lütuf; hayatta ayakta olup ötelere namzet benliğimiz ile istikbale gözümüzü dikeriz. Öteler için hazırlanırken vefalı gitmenin hayalini kurar bu uğurda çaba sarf ederiz.

Risale-i Nurda Üstad Bediüzzaman Hazretleri ölümü şu ifadeler ile tanımlar ve ani ayrılık ile içleri yanan yakınlarının yüreklerine soğuk su serper:

"Mevt(Ölüm), vazife-i hayattan bir terhistir, bir paydostur, bir tebdil-i mekândır, bir tahvil-i vücuttur, hayat-ı bakiyeye bir davettir, bir mebdedir, bir hayat-ı bakiyenin mukaddimesidir."

*Mevt (ölüm), vazife-i hayattan bir terhistir.

Evet, ölüm inanan bir insan için dünya hayatına ait bütün ağırlıklardan ve vazifelerden kurtulmak ve azade olmaktır. Askerin zorlu bir talim ve eğitim sürecinden sonra terhis alması asker için ne ifade ediyorsa, ölüm de mümin için aynı şeyi ifade ediyor.

*Ölüm, her fiilin sahibi olan Allah’ın intizamlı olarak yarattığı bir terhistir, tebdil-i mekândır.
Ölüm bu fâni, boğucu, kederli, meşakkatli ve sıkıntılı dünya hayatından, insanın asıl vatanı, ebedî saadet yurdu olan sürurlu, lezzetli istirahat yeri olan cennete gitmesidir.

*Ölüm, sevkiyattır.

İnsanın mahiyetine dikkat ile bakıldığında dünya için değil, ahiret için yaratıldığı anlaşılır. Beka aşkı, cami’ fıtrat, nihayetsiz arzu ve emeller dünya için değil, ahiret içindir.

Ahirete namzet bir hayatı idame ve ikame etmeye çalışan her kul bilir ve iman eder ki dünyadaki yorum götürmez tek gerçek “Tüm canlılar ölecektir.”

Bu denli net olan bir gerçeğe karşın duyarsız kalmamak adına, ani kaybına üzüleceğimiz, ardından gözyaşı dökeceğimiz sevdiklerimize sevdiğimizi ve ahirette birlikte olmak istekliliğimizi iletelim. Bunu her fırsatta kendisiyle paylaşıp hem sevdiğimizi söylemeli hem de fırsat varken sevgi sunumunu yapmalıyız.

Bu sunumun bir başka pratiği de sevdiklerimiz veya sevdiğimizi iddia ettiklerimizle aynı değerleri savunmamız, ortak gayede birleşmemiz, bizim için huzurun temel kaynaklarından biri olacaktır. Sadece bu bile bir umuttur ve insan için hayatı yaşamaya değer kılar.

Ölmeden Önce Ölmek

Ölmek diğer yönüyle aktif hayatın içerisindeki duygu, düşünce ve eylemler için de geçerlidir. Yeniden doğmak aktif hayat içinde de vardır. Fert olarak hayat kalitemizi, aile ilişkilerimizi; Kul olarak tekâmülümüzü engelleyen her şeyde ve her fiilde ölmeyi bilmek, ayrılmak erdemli yaşamanın olmazsa olmazlarındandır.

Bir doğum yılımız var
Bir tire (-)
Bir de ölüm yılımız.

Hayat dediğimiz tire(-)’de yaşadıklarımızdır.
Onu da ebediyete uğurladıklarımızın anısına vefa göstererek, emanetlerine sahip çıkarak kaliteli kulluğumuzu ortaya koymalıyız.
Ki onların terhis olduğu imtihan dünyasından bizler de bir gün göçecek sonlu hayattan sonsuz hayata gideceğiz.

Umudumuz ve temennimiz odur ki yaşadığımız hayata veda edip Rabbimize vefalı bir kul olarak döndüğümüzde ardımızdan ağlayanlar içerisinden, iyiliklerimizle bizleri yâd eden çok sayıda dost biriktirmiş olalım.

Sözün sonu
Bir hastanede yoğun bakımda yatan bir hasta ölüme ne kadar yakınsa bizde o kadar yakınız. 90 yaşında bir dede ölüme ne kadar yakınsa 10 günlük bir bebek de o kadar yakın.  Hırsa kapılmadan, kimseyi kırmadan üzmeden, O'nun yolundan ayrılmadan bitirelim hayatımızı.

‘Fiziksel dünyanın nimetleri ötelere götürülmüyor’ gerçeği gün gibi ortadayken Rabbimize güzel şeyler sunabilmek adına sadaka-i cariye sayılan iyi insanlar ve iyilikler biriktirmek duasıyla…

Cevâhir AYDIN – Küçük Dünyam

YORUMLAR