HOŞGÖRÜ VE İYİLİK.
İyilik ve hoşgörü anlayışımız  çok değişti. 

Nasıl ve neden değişti biliyorsunuz?
Hoşgörü lü olana bizde hoşgörülü oluyoruz, iyi olana bizde iyi oluyoruz.
Ama öyle mükemmel ve kelimelerin yetmeyeceği  bir inancımız var ki.
Bize herşeyin karşılıksız yapılacağını anlatıyor. 
Bakalım Hoşgörü ve İyilik bizim için neymiş nasılmış. 

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM 
 Tegabün 14
Ey iman edenler! Eşlerinizden ve evlatlarınızdan size düşman olanlar çıkabilir; onlara karşı dikkatli olun! Bununla beraber eğer affeder, hoş görür ve kusurlarını örterseniz bu sizin için bir fazilettir. Hiç şüphesiz Allah da, çok


Enes b. Mâlik (r.a.) şöyle demiştir:

“Peygamber bir kimseyle karşılaşınca onunla tokalaşır, karşısındaki kimse elini bırakmadan elini onun elinden çekmezdi. Karşısındaki kimse yüzünü çevirmeden O da yüzünü muhatabının yüzünden (başka tarafa) çevirmezdi. Resûlullah’ın, beraber oturduğu bir kimsenin önüne doğru bacaklarını uzatarak oturduğu görülmemiştir.” (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 46)


Hz. Âişe’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Ey Âişe! Şüphesiz Allah Teâlâ Refîktir, rıfkı (yumuşak huyluluğu) sever. Yumuşaklıkla yapılan işlere, sertliğe ve diğer şeylere vermediği ecri verir.” (Müslim, Birr, 77)

Abdullah b. Mesut’tan (r.a.) nakledildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Kendisi cehennem ateşine ya da cehennem ateşi kendisine haram olan bir kişiyi size bildireyim mi? Cana yakın, yumuşak huylu, kolaylaştırıcı kimse.” (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 45)


İbn Abbâs’tan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Hoş gör ki hoş görülesin.” (İbn Hanbel, I, 249)

Bakara 177
Yüzlerinizi doğu ya da batı tarafına çevirmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik; Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanan; malını sevdiği halde akrabasına, yetimlere, yoksullara, yolda kalan gariplere, dilenenlere, hürriyetine kavuşmak isteyen köle ve esirlere veren; namazı dosdoğru kılıp zekâtı ödeyen; antlaşma yaptığında sözünde duran; sıkıntı, darlık, hastalık ve şiddetli savaş zamanlarında sabredenlerin yaptığıdır. Kulluklarında samimi ve dürüst olanlar işte bunlardır; gerçek takvâ sahipleri de yine bunlardır.


Nisa 125
Allah’ı görürcesine iyilik yapan bir kimse olarak bütün varlığıyla Allah’a teslim olan ve şirkten uzak dupduru bir tevhid inancıyla İbrâhim’in dînine uyan kimseden daha güzel bir dine kim sahiptir ki? Üstelik Allah, İbrâhim’i dost edinmiştir.

Nisa 149
Siz, açık veya gizli bir iyilik yaptığınızda ya da size yapılan bir kötülüğü bağışladığınızda, şunu bilin ki Allah da sizi affedecektir. Çünkü Allah, çok affedicidir, her şeye gücü yetendir.


Müminun 61
İşte onlardır hayırlı işlerde koşuşarak yarışanlar ve onlardır bu işlerde hep önde gidenler!

Hz. Âişe’den nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle derdi:
“Allah’ım! Beni, iyilik yaptıkları zaman sevinç duyan, kötülük yaptıkları zaman da bağışlanma dileyen kullarından eyle.” (İbn Mâce, Edeb, 57; İbn Hanbel, VI, 188)


Ebû Hüreyre’nin naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“İçinizden İslâm’ı güzelce yaşayan kimseye, yapacağı her bir iyiliğe karşılık on mislinden yedi yüz katına kadar sevap yazılır; yapacağı her bir kötülüğe ise ancak bir misli yazılır.” (Buhârî, Îmân, 31)


Vâbisa b. Ma’bed el-Esedî’den nakledildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“...İyilik, gönlünü huzura kavuşturan ve içine sinen şeydir; kötülük ise insanlar sana fetva verseler bile, gönlünü huzursuz eden ve içinde kuşku bırakan şeydir.” (Dârimî, Büyû’, 2)


Not; kuranı kerime ve Peygamber efendimizin yaşantısına bakarsak.
İyiliği karşılıksız tarif ediyor.
Hoşgörü yü sadece sana iyi olana değil tüm mahlukata ve kötü olanlara dahi, demekki bizler hakkı hak bilip ona göre hareket etmiyoruz.

Sadece hoşgörü, zalim ve zalim olanın yanında olana gösterilmez.


DUA İLE KALIN HOŞCA KALIN.