ÖĞRETMENİM
İlk kez 24 kasım 1928 tarihinde Atatürk’ün başöğretmen ünvanını almasıyla birlikte, 1981 yılında Atatürk ‘ün doğumunun 100. Yılında kutlanmaya başlamıştır Öğretmenler günü.
Eğitim ve Öğretim hayatımıza başladığımız o günleri hatırladığımızda ilk öğretmenlerimiz bizlerin hayatında ne kadar önemliydiler değil mi? Bir çoğumuz İlk kez anne babamızdan ayrılmıştık , hiç bilmediğimiz bir yerde. Anne , babalarımız bizleri aynı yaştaki arkadaşlarımızla belki bir çoğuyla daha sonra uzun süreli dostluklar kuracağımız Okulda öğretmenlerimize emanet edip gitmişlerdi. O günleri daha dün gibi hatırlıyorum. Heyecanlı, belki biraz tedirgin ama içimde anlayamadığım bir duyguyla sınıftaki en ön sıraya oturmuştum bile. Birazdan sınıfa daha önce hiç görmediğim birisi gelmişti . Günaydın çocuklar diye başlamıştı konuşmasına. Bizlere sınıfa Öğretmen geldiği zaman ayağa kalkmamız gerektiğini söylemişti. Hepimiz Ayağa kalkmıştık. Yanıma oturan arkadaşımın isminin Emel olduğunu bile daha sonra öğrenmiştim. Emelle daha önce birbirimizi hiç görmemiştik ama ,birbirimizi çok sevmiştik birbirimize bakıp destek alıyorduk. Tenefüslere beraber çıkıyor , kantine birlikte gidiyor , oynadığımız her oyunda hiç ayrılmıyorduk . Emel ile tam 8 yıl aynı sırada oturduk. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen Halada görüşüyoruz. Okul yılları ne kadar önemli değil mi ? Hepimizin ne anıları vardır unutamadığı o yıllarla ilgili. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere İlkokul öğretmenim Muzaffer Ersoy ve tüm öğretmenlerimin , öğretmen adaylarının öğretmenler gününü kutluyorum. Bu arada Muzaffer öğretmenimle de hala görüşüyorum. Emekli şimdi kendisi, her görüştüğümüzde hala gözleri dolu dolu olur ve o günleri çok özlediğini söylerken çocuklarım diye bahseder hep öğrencilerinden. Öğretmenlerimiz bizlere sadece okuma yazmayı öğretmiyorlar, hayal kurmayı, hayvanları, insanları ve doğayı sevmeyi , küçüklerimizi korumayı, büyüklerimize saygı duymayı, güzel konuşmayı, oturmayı, kalkmayı, , gülmeyi, sevinmeyi ağlamayı, paylaşmayı ve başarılı olmayı ,aynı zamanda hayatımızın her döneminde bizi biz yapan vicdani duygularımızı ve değerlerimizin öneminide onlardan öğrenmedik mi?
Atatürk, Cumhuriyeti kurduktan sonra, Eğitim ve Öğretime çok önem vermiştir. Herkesin okuma yazma öğrenmesi için Türk alfabesinin kabul edilmesinden sonrada köy , kasaba demeden karış karış ülkemizi gezmiş ve Cumhuriyetimizin temellerini, geleceğimiz olan çocuklarımıza aydın bir gelecek bırakmak için gece gündüz demeden çalışmıştır. Ülkemizin geleceğini inşa eden çocuklarımızı ve onları yetiştiren öğretmenlerimiz , çağdaş, demokratik ve laik eğitim çizgilerimizde yürüyen sizlerin emeklerini anlatmak öyle birkaç satıra sığmaz.
“Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakar ve saygıdeğer unsurlarıdır” sözü Başöğretmenimizin sözlerinden sadece bir tanesidir .
Bu 24 kasımda da Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemali ve daha nice fedakar öğretmenlerimizi saygıyla anıyorum.