Ayakkabılarını Çıkar

Ahmet AYDIN ( YAZAR )

19-09-2022 11:01

"Ayakkabılarını Çıkar..."

        Şu an saat 20.39 Hem okuyorum, hem de yazıyorum yaşadıklarımı. Okudum, gezdim, gördüm, etkilendim. Bazen sevindim, bazen de üzüldüm yaşadıklarımdan. Kutsal yerlerimiz kutsal ama bizler sanırım kutsallardan habersiziz. Kutsallık, Kutsal Yaratan Adına Kutsal. Biz ise nefsimizin, şeytanın ve kötülerin tuzaklarına düşüp, onların adımlarını takip ediyoruz bazen. Kendimize yazık ediyoruz, kendimize zulüm ediyoruz.
        Ayakkabılar yerde gezer, ayakkabılar her yere girer, ayakkabılar her yere, her şeye basabilir. Dolayısıyla dış yüzü kirlenir. Necaset bulaşabilir. İçini temiz tutabilirsin, ama dış yüzünü asla. Dış yüzü ıslanırsa, toz, toprak, çamur olur necaset karışır.
        Cenaze namazındayız caminin bahçesinde. İmam efendi tekbir almadan önce bir kaç kelam ediyor ölümle ilgili. Helallik alıyor orada bulunanlardan, "Nasıl tanırsınız" diye soruyor, birazdan cenaze namazını kılacağız. Baktım bazıları ayakkabılarını çıkarıp, ayakkabıların üstüne basıyor. Yani dış kısmına. Ayakkabının necaset bulaşma ihtimali yüksek olan yerine çoraplarıyla basıyor. Çıplak ayağıyla basıyor. Varın siz düşünün. “Ayakkabılarını çıkarma amca” diyemedim. Çünkü, bir değil bir çok kişi öyle yapmıştı. 
        Çocuklarının Türkçe konuşmasını öğrenmeleri için yardım isteyen bir ailenin evine gittim. Ders için evlerine girerken ayakkabılarımı çıkarmak istediğimde, "Ayakkabılarınızı çıkarmayın, böyle durabilirsiniz evin içinde” dediklerinde,”Namaz kılınan yerde ayakkabıyla duramam. Evlerimiz kutsaldır. Ayakkabılarımı çıkarmalıyım" dedim.
        Kâbe'de tavaf edilirken ayakkabılar, terlikler çıkarılır, Sa'y ederken bile ayakkabılar giyilmez. Temiz, kutsal yerlerimiz. Temiz tutmalı, kirletmemeliyiz. Camilerimiz de Kâbe hükmünde. Temiz tutmalı, kirletmemeli. Kirletenler uyarılmalı. Çocuklarımıza kutsal yerlerimizin kutsallığı öğretilmeli elbette, değil mi. 
        İlim öğrenilen yerlere de ayakkabılarla girilmese iyi olur. Okullarımız, Kur'an Kurslarımız, etüt salonlarımız, kütüphanelerimiz ilim öğrenilen mühim yerler. Ayakkabılar sınıflarda kokar, ayakkabılar mikrop taşır, ayakkabılar ses çıkarır, hele hele topuklu ise, tTak tak tak tak” diye. Koridorlarda görmeseniz bile kimin gidip geldiğini bilirsiniz, dikkatiniz dağılır, sinir olursunuz, onun düşüncesiz, saygısız tavrından. İlim öğrenmek ibadettir. İbadeti ifsat edebilir. Kütüphanelerde bile mümkün olsa da ayakkabısız girilse. "Ayakkabılarını çıkar..." uyarısı buralar için de uygulanabilir.
        Hamamlara girerken bile ayakkabılar çıkarılır, dolaba yerleştirilir. Ayaklara terlik giyilir ki, ne yerdeki ayağına bulaşsın, ne de ayağındaki yere bulaşsın. Mantar hastalıkları bulaşıcıdır bildiğiniz gibi. Temizliğe, hijyene çok dikkat etmek gerekir. İslam, Kur'an temizliğe büyük önem vermektedir. İçi, ruhu, İslam’la, Kur’an’la temizlenmeyenin, dış dünyayı temiz tutması mümkün değildir. 
        Yerlere atılan şeyler hayatımızı, yaşamımızı büyük ölçüde tehdit ediyor. Denizleri, sahilleri, piknik alanlarını kirletenler medeni mi sizce. Halbuki çocuklarımıza temizlik ruhunu aşılamak için, “Açık alanlarda kendi atıklarımızı poşete toplama etkinliği” belki de çocuklarımızda kalıcı, güzel düşünceler, olumlu alışkanlıklar, temizlik anlayışı aşılanabilir, babalar, anneler, ailelerce birlikte. 
        Hazreti Ömer'in Müslüman olmasına vesile olan Sure, Allah AZZE ve CELLE'nin Kur'anı Kerimde TA-HA SURESİ,
Bismillahirrahmanirrahim
اِنّ۪ٓي اَنَا۬ رَبُّكَ فَاخْلَعْ نَعْلَيْكَۚ اِنَّكَ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۜ
“Şüphe yok ki, ben senin Rabbinim. Hemen ayakkabılarını çıkar. Çünkü sen mukaddes vadi Tuvâ’dasın.”
"Allah Teâlâ, Hz. Mûsâ’ya mukaddes Tuvâ vâdîsinde “Ayakkabılarını çıkar!” diye emretti. Çünkü, orası Hak Teâlâ’nın huzûru, yaygısıydı ve oraya ayakkabıyla basılması uygun değildi. Ayrıca orada yalınayak yürümek, tevâzû ve edeb yönünden en münâsip olanıydı. Bu sebepledir ki, ümmet-i Muhammed’in seçkinlerinden Bişr-i Hafî ve benzeri kişiler, yalınayak yürümüşlerdir. Selef-i sâlihîn de, Kâbe’yi yalınayak tavâf ederlerdi." Bu bilgi alıntıdır
        Ayet, bize, kendimizi ve çevremizi, kutsal yerlerimizi temiz tutmamızı emrettiğine apaçık delil değil mi. DÜNYA TEMİZLİK GÜNÜ Müslüman için her gün, her beş vakit namazla birlikte, her anımızı, içimizi dışımızı yemiz tutmadır, diyoruz.
DÜNYA TEMİZLİK GÜNLERİMİZİ KUTLARIZ.


Ahmet AYDIN

.."

        Şu an saat 20.39 Hem okuyorum, hem de yazıyorum yaşadıklarımı. Okudum, gezdim, gördüm, etkilendim. Bazen sevindim, bazen de üzüldüm yaşadıklarımdan. Kutsal yerlerimiz kutsal ama bizler sanırım kutsallardan habersiziz. Kutsallık, Kutsal Yaratan Adına Kutsal. Biz ise nefsimizin, şeytanın ve kötülerin tuzaklarına düşüp, onların adımlarını takip ediyoruz bazen. Kendimize yazık ediyoruz, kendimize zulüm ediyoruz.
        Ayakkabılar yerde gezer, ayakkabılar her yere girer, ayakkabılar her yere, her şeye basabilir. Dolayısıyla dış yüzü kirlenir. Necaset bulaşabilir. İçini temiz tutabilirsin, ama dış yüzünü asla. Dış yüzü ıslanırsa, toz, toprak, çamur olur necaset karışır.
        Cenaze namazındayız caminin bahçesinde. İmam efendi tekbir almadan önce bir kaç kelam ediyor ölümle ilgili. Helallik alıyor orada bulunanlardan, "Nasıl tanırsınız" diye soruyor, birazdan cenaze namazını kılacağız. Baktım bazıları ayakkabılarını çıkarıp, ayakkabıların üstüne basıyor. Yani dış kısmına. Ayakkabının necaset bulaşma ihtimali yüksek olan yerine çoraplarıyla basıyor. Çıplak ayağıyla basıyor. Varın siz düşünün. “Ayakkabılarını çıkarma amca” diyemedim. Çünkü, bir değil bir çok kişi öyle yapmıştı. 
        Çocuklarının Türkçe konuşmasını öğrenmeleri için yardım isteyen bir ailenin evine gittim. Ders için evlerine girerken ayakkabılarımı çıkarmak istediğimde, "Ayakkabılarınızı çıkarmayın, böyle durabilirsiniz evin içinde” dediklerinde,”Namaz kılınan yerde ayakkabıyla duramam. Evlerimiz kutsaldır. Ayakkabılarımı çıkarmalıyım" dedim.
        Kâbe'de tavaf edilirken ayakkabılar, terlikler çıkarılır, Sa'y ederken bile ayakkabılar giyilmez. Temiz, kutsal yerlerimiz. Temiz tutmalı, kirletmemeliyiz. Camilerimiz de Kâbe hükmünde. Temiz tutmalı, kirletmemeli. Kirletenler uyarılmalı. Çocuklarımıza kutsal yerlerimizin kutsallığı öğretilmeli elbette, değil mi. 
        İlim öğrenilen yerlere de ayakkabılarla girilmese iyi olur. Okullarımız, Kur'an Kurslarımız, etüt salonlarımız, kütüphanelerimiz ilim öğrenilen mühim yerler. Ayakkabılar sınıflarda kokar, ayakkabılar mikrop taşır, ayakkabılar ses çıkarır, hele hele topuklu ise, tTak tak tak tak” diye. Koridorlarda görmeseniz bile kimin gidip geldiğini bilirsiniz, dikkatiniz dağılır, sinir olursunuz, onun düşüncesiz, saygısız tavrından. İlim öğrenmek ibadettir. İbadeti ifsat edebilir. Kütüphanelerde bile mümkün olsa da ayakkabısız girilse. "Ayakkabılarını çıkar..." uyarısı buralar için de uygulanabilir.
        Hamamlara girerken bile ayakkabılar çıkarılır, dolaba yerleştirilir. Ayaklara terlik giyilir ki, ne yerdeki ayağına bulaşsın, ne de ayağındaki yere bulaşsın. Mantar hastalıkları bulaşıcıdır bildiğiniz gibi. Temizliğe, hijyene çok dikkat etmek gerekir. İslam, Kur'an temizliğe büyük önem vermektedir. İçi, ruhu, İslam’la, Kur’an’la temizlenmeyenin, dış dünyayı temiz tutması mümkün değildir. 
        Yerlere atılan şeyler hayatımızı, yaşamımızı büyük ölçüde tehdit ediyor. Denizleri, sahilleri, piknik alanlarını kirletenler medeni mi sizce. Halbuki çocuklarımıza temizlik ruhunu aşılamak için, “Açık alanlarda kendi atıklarımızı poşete toplama etkinliği” belki de çocuklarımızda kalıcı, güzel düşünceler, olumlu alışkanlıklar, temizlik anlayışı aşılanabilir, babalar, anneler, ailelerce birlikte. 
        Hazreti Ömer'in Müslüman olmasına vesile olan Sure, Allah AZZE ve CELLE'nin Kur'anı Kerimde TA-HA SURESİ,
Bismillahirrahmanirrahim
اِنّ۪ٓي اَنَا۬ رَبُّكَ فَاخْلَعْ نَعْلَيْكَۚ اِنَّكَ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۜ
“Şüphe yok ki, ben senin Rabbinim. Hemen ayakkabılarını çıkar. Çünkü sen mukaddes vadi Tuvâ’dasın.”
"Allah Teâlâ, Hz. Mûsâ’ya mukaddes Tuvâ vâdîsinde “Ayakkabılarını çıkar!” diye emretti. Çünkü, orası Hak Teâlâ’nın huzûru, yaygısıydı ve oraya ayakkabıyla basılması uygun değildi. Ayrıca orada yalınayak yürümek, tevâzû ve edeb yönünden en münâsip olanıydı. Bu sebepledir ki, ümmet-i Muhammed’in seçkinlerinden Bişr-i Hafî ve benzeri kişiler, yalınayak yürümüşlerdir. Selef-i sâlihîn de, Kâbe’yi yalınayak tavâf ederlerdi." Bu bilgi alıntıdır
        Ayet, bize, kendimizi ve çevremizi, kutsal yerlerimizi temiz tutmamızı emrettiğine apaçık delil değil mi. DÜNYA TEMİZLİK GÜNÜ Müslüman için her gün, her beş vakit namazla birlikte, her anımızı, içimizi dışımızı yemiz tutmadır, diyoruz.
DÜNYA TEMİZLİK GÜNLERİMİZİ KUTLARIZ.


Ahmet AYDIN

DİĞER YAZILARI NAMUS NAMUS-U EKBER (Cebrail A.S.) 01-01-1970 03:00 Erkek ile Kadın 01-01-1970 03:00 Ey Esirgeyen Bağışlayan Malikül Mülk Allah'ım, (C.C) 01-01-1970 03:00 ----Ahmey Bey 01-01-1970 03:00 Aç Gözlü! 01-01-1970 03:00 Meyveli Ağaç Gibi        Sabahleyin telefonum çaldı. Telefonu açmakta geciktim. Baktım arkadaşım. Whatsup'ta mesajı var.    -"Bugün müsait misin". Cevabım, 01-01-1970 03:00 Yarın Son Gün        Bugün mutluyum. Bugün daha umutluyum. İnsanlar kazanacak. İnsanlık kazanacak diyorum. Çabalar, gayretler boşa değilmiş. Tam da olması gereken yerde. Çoğu insanın arayıp da bulamadığı, ihtiyaçlarını gider 01-01-1970 03:00 Tövbe        Bugün evde hapis kaldım. Hapis diyorum. Yanlış anlaşılmasın. Rahatsızlığım beni eve hapis yaptı. Lakin bazen evde hapis kalmak da hayra vesile olabiliyor.         Şansımıza HUD SURESİ. Üçüncü ayetinde güzel yaşa 01-01-1970 03:00 Meyveli Ağaç Gibi        Sabahleyin telefonum çaldı. Telefonu açmakta geciktim. Baktım arkadaşım. Whatsup'ta mesajı var.    -"Bugün müsait misin". Cevabım, 01-01-1970 03:00 O Benim Pilanım        Soğuk bir gün. Dışarısı buz kesiyor. İşyerlerinin kapısı soğuk girip de sıcak kaçmasın diye kapalı. Arkadaşımla sözleştiğimiz gibi,   -"Seni binamızın önünde, dışarıda bekliyorum"dedim.  01-01-1970 03:00 Azîzim, 01-01-1970 03:00 Kadınlar Anadır 01-01-1970 03:00 Olmaz Böyle Şey 01-01-1970 03:00 Çiçek Onlar 01-01-1970 03:00 Hatır İşi 01-01-1970 03:00 Hızlı Gitmek Lazım 01-01-1970 03:00 Kapat! Dinleme! 01-01-1970 03:00 Ya BAL Ya da YAL 01-01-1970 03:00 Bilinciniz Yerinde mi? 01-01-1970 03:00 Ateş Bacayı Sarmadan 01-01-1970 03:00 Tarih Unutmaz 01-01-1970 03:00 Ne Oluyoruz Ya Hu! 01-01-1970 03:00 Böyle Olur mu? 01-01-1970 03:00 Nereye Gitti? 01-01-1970 03:00 Böyle Olur mu? 01-01-1970 03:00 Unutmayın 01-01-1970 03:00 Şükür Rabbime 01-01-1970 03:00 Dikkat! Kedi Var 01-01-1970 03:00 Bir Daha Düşünün 01-01-1970 03:00 Almaz, Çalmaz, Doğrultmaz 01-01-1970 03:00 Kara Yusuf'un Torunları 01-01-1970 03:00 Bir Askerin Günlüğünden Misafir odasının da ışığı yanıyordu. 01-01-1970 03:00 Soran Çocuk: 01-01-1970 03:00 "İyi bilirirdik, İyi bilirdik İyi bilirdik." 01-01-1970 03:00 İman Gücün Var 01-01-1970 03:00 Akıllı mı, Akılsız mı? 01-01-1970 03:00 O Şimdi Cennette 01-01-1970 03:00 Hoş Suluklar Boş 01-01-1970 03:00 AĞAÇ DİKİN, YA DA... 01-01-1970 03:00 Alimler Ölmez 01-01-1970 03:00 Selam Sana 01-01-1970 03:00 Üç Ayetel Kürsi 01-01-1970 03:00 Galatasay'lıydım 01-01-1970 03:00 Susmasam 01-01-1970 03:00 Nere Baksan Gül Açıyor 01-01-1970 03:00 Biraz Sabredin 01-01-1970 03:00 Eğlence Değil 01-01-1970 03:00 Şükretmek ve Şükretmek 01-01-1970 03:00 Sinan Oğanı Dinlerken, 01-01-1970 03:00 Bıkkınlık } "HEZİMET" tir 01-01-1970 03:00 Markamız "Türkiye Yüzyılı" 01-01-1970 03:00 Müslümanı Sevmez 01-01-1970 03:00 SÖYLEYİN YAHU, NE YAPTI SİZE BU ADAM?.. 01-01-1970 03:00 SÖYLEYİN YAHU, NE YAPTI SİZE BU ADAM?.. 01-01-1970 03:00 Sizin İçin Yaşarız 01-01-1970 03:00 Yaşı Küçük Kendi Büyük 01-01-1970 03:00 Kulluk Yaraşır Sana, 01-01-1970 03:00 Sanki 33 Yaşında 01-01-1970 03:00 Emmi Dayı 01-01-1970 03:00 Geceleri saymazsanız 30 01-01-1970 03:00 Tebrikleşme Günümüz. 01-01-1970 03:00 Baksana 01-01-1970 03:00 Birlikten Kuvvet Doğar 01-01-1970 03:00 Durup Düşünün 01-01-1970 03:00 Hayırlı Ola Inşallah 01-01-1970 03:00 Kolay Kıl Allah'ım . 01-01-1970 03:00 Eline Koluna Diline Sağlık 01-01-1970 03:00 İşini Takip Et 01-01-1970 03:00 Gençlerin Var Senin 01-01-1970 03:00 O ALLAH Kİ, 01-01-1970 03:00