Eline Koluna Diline Sağlık
"Uygun adım, MARŞ!" denirdi askerde, okulda, talimde, terbiyede. Şimdi siyasette, "İki ileri bir geri, MARŞ!" deniyor. Ya da "Koşar adım, MARŞ!" deyip birden "DUUUUR!" deniyor.
Yaşadığımız toplumda, ileri hamle edersin, dur denir, durursun, uyu denir, kalkarsın, otur, konuşursun, sus. Lâkin, çalışırsın, çabalarsın, yorulursun da bir Allah AZZE ve CELLE`nin kulu, "Otur, dinlen, çok yoruldun, bize hakkın geçiyor“ demez.
Bazen bir günün işini bir iki saatte, bazen iki günün işini bir günde, bazen de üç günün işini bir günde yaptırırlar da, "Eline koluna sağlık, Allah AZZE ve CELLE razı olsun senden" demezler.
Onun için ne yaparsan yap, yaptığını balık için değil, "Hâlık bilsin kıymetini" diyerek yapmalı. Zaten Allah AZZE ve CELLE,
-"Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım" demiyor mu. İbadet ben Allah AZZE ve CELLE'ye inandım diyenin gün içinde yaptığı, yapacak olduğu her şeyi kapsar. İbadet kulluktur, kul olmaktır.
Günün koşuşturmacasından sonra gerçekten yorulmuştum o gün. Başım da ağrıdığı için elimi alnıma götürdüm. Karşı koltukta oturan şahıs,
-"Başınız mı ağrıyor" dedi.
-"Evet" dedim. Başımı sağ elinin içiyle kavrayıp başladı şifa âyetlerini okumaya arapçasını. Okuduklarını anlıyordum müteşabih ayetler olmadığından.
Mealen,
Bismillahirrahmanirrahim
“Biz, Kur’ân’dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, mü’minler için şifâ ve rahmettir…” (el-İsrâ, 82)
“Hastalandığım zaman bana şifâ veren O’dur.” (eş-Şuarâ, 80).
“…De ki: O, (Kur’ân) inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifâdır…” (Fussılet, 44).
“…Onların (arıların) karınlarından renkleri çeşitli bir şerbet (bal) çıkar ki, onda insanlar için şifâ vardır…” (en-Nahl, 69).
“…Gönüllerdeki dertlere şifâdır...” (Yûnus, 57).
“Allah, mümin bir topluluğun kalplerine şifa versin/gönüllerini ferahlatsın! (et-Tevbe, 14)
Sadekallahül Azîm
Mırıldanarak okuduğu şeyin Ku'an-dan ayetler olduğunu anladım. Şifa ayetlerini okurken mutlak şifa olacağına inandım. İçime öyle bir his geldi.
Okuması bitince sağ elimin baş parmağı ile işaret parmağı arasındaki bölgeye iki parmağıyla öyle bir basınç yapıp, öyle bir ovdu ki, orada bulunan bezeyi adeta eritti.
Uyguladığı basıncın acısından konuşamadım bile, bir şey de söyleyemedim. Bir kaç dakika sonra elimi bıraktı gülümseyerek,
-"Geçmiş olsun" dedi. Ne ağrı kaldı ne de sızı.
-"Teşekkür ederim,
Allah AZZE VE CELLE senden razı olsun" dedim. Günün yorgunluğunu unuttum başımın ağrısının gitmesiyle.
Masaj ile ilgili bilgi araştırması yaptığımda karşıma Refleksoloji kelimesi çıktı.
"Destekleyici tedavi yöntemi olarak kullanılan refleksoloji masajı halk arasında ayak masajı olarak bilinse de vücudun farklı bölgelerinde de uygulanmaktadır.
Belli noktalara basınç uygulayarak sinirleri uyarmayı sağlayan refleksoloji teröpatik bir yöntem olduğu için kişilerin rahatlamasını sağlamaktadır.
Kan akışını artıran ve merkezi sinir sistemini güçlendiren yöntem günümüzde hem pek çok hastalığın tedavisine ek olarak hem de cerrahi operasyonların ardından uygulanmaktadır". Alıntı bilgi
Maalesef bizler bu kadar basit ama etkili yöntemleri hakkında yeteri kadar bilmiyoruz. Bilmeli ve bilinçli olarak uygulamalıyız diye düşünüyoruz diyoruz.
Ahmet AYDIN