Nereye Gitti?
Öğlen sıcağında, namaz sonrası, köylülerimizden ölen birini defin ettik. Dünyanın sıcağından soğuğundan, kurtuldu. Mekanı cennet olsun.
Kabristandan ayrılıp evin yolunu tutmuştumki benden on yaş büyük biriyle karşılaştım, selamlaştık. Aynı istikamete devam ediyoruz. Sağımızda solumuzda âdeta virane olmuş yıkık dökük oturulmayan, boş evlerin her birinin önünden geçerken,
-"Falanca nereye gitti?" dedim,
-"TABANA"dedi. Bir zamanlar bu evlerde dolu dolu hayat vardı, yaşam vardı. Şenlikler vardı. Muhabbetler vardı. Dostluklar o kadar fazla idiki adeta tavan yapıyordu. Ölenlerle birlikte muhabbetler, dostluklar, şenlikler de gitti. Her şey tavan yerine taban yaptı.
Biraz ilerledim, yurt dışına çalışmak için giden birinin evini kiraya da vermemesiyle, boş evinin önünden geçerken,
-Falanca nereye gitti?" dedim,
-"YABANA"dedi. Yıllar önce çalışmak için Almanya'ya gitmişti. Senede bir veya iki üç senede bir gelir köyümüze. Bir kaç günlük izninde evinde kalır, dinlenir, anılarını tazeler. Sonra yurt dışına geri döner. Görmeyeli uzun zamanlar geçince insanlar birbirine yabancılaşıyor.
Rahmetli olanlara, TABANA, İstanbul, Ankara, İzmir gibi veya yurt dışına çalışmaya gidenlere, YABANA, dedi. Biraz sonra kendisine,
-"Bugün nereye gideceksin?"dedim, hiç düşünmeden bana, espirili bir şekilde,
"SABANA"dedi. Yani çift sürmeye gideceğini söyledi. Şimdilerde saban işi traktörlerle yapılıyor. Öküz koşan yok.
"Taban, yaban, saban" üçü de bir yer ifade eder elbette. Lakin hepsi de birbirinden tamamen farklı. Tabana gidenlerin bir daha ne yabanlığı ne de sabanlığı kalır. İbretle bakılmalı, ibret alınmalı kabiristana gidenler, bu dünyadan gidenlerden, bu dünyaya gelenlerden.
Eve geldim ondan dakika sonra. Zilzal Süresini okudum. 99.Süre. 599. Sahife. Anlamı:
Bismillahirrahmanirrahiim
"Yerküre kendine has sarsıntısıyla sallandığı,
Toprak ağırlıklarını dışarı çıkardığı ve
İnsan,
-«Ne oluyor buna!» dediği vakit, işte o gün (yer) Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberlerini anlatır.
O gün insanlar amellerini görmeleri için darmadağınık geri dönüp gelirler.
Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür.
Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür." Sadekallahüi Aziim.
"Allah'ım Azze ve Celle, her türlü maddi ve manevi sarsıntılardan bizi koru.
Allah'ım Azze ve Celle, işimizi, aşımızı, eşimizi, elimizi, kolumuzu, ayaklarımızı ve ellerimizle, dillerimizle yaptıklarımızı, söylediklerimizi hayırlı, bereketli eyle.
Allah'ım Azze ve Celle, bizleri huzurunda mahçup eyleme" diyoruz.
Ahmet Aydın.