Fısıltı HABERLERİ
HV
09 MAYIS Perşembe 20:41

Bugün Ne Giysem? Her gün aynı şekilde giyinmek;

Zuhal UYAR ( YAZAR )
Zuhal UYAR ( YAZAR )
Giriş Tarihi : 27-04-2024 14:04

Bugün Ne Giysem?

Her gün aynı şekilde giyinmek;

Bugün ne giysem? diye yarışma programları yapılmış bir ülkede bunun garip geleceği insanlar elbette vardır. 

Tek tip giyinmek, elbette sürekli aynı şeyi giymek değil, benzer kıyafetlerden mevsime ve duruma göre birkaç parça olması anlamına geliyor. Yani bir kıyafet giyip ona uygun çanta, ayakkabı, pantolon, gömlek derken üzerine bir şey uydurma çabası yok oluyor. Böyle bir durumu hayatınızdan çıkardığınızı düşündüğünüz zaman, gerek alışveriş gerekse her sabah 'bugün ne giysem' derdi ortadan kalkmış oluyor. 

Bu şekilde bir giyinme biçimi aynı zamanda minimal yaşam tarzını destekliyor.  Yani en azla yetinmek ve israftan kaçınmak. Günümüzde en başarılı ve zengin insanların da çoğunun tek tip giyinmesi dikkatleri çeker. Steve Jobs, Mark Zuckerberg bizde de herkes aşina diye söylüyorum; Acun'un sürekli siyah t-shirt giymesi gibi :) 

Obama; verdiği röportajda "Her gün aynı kıyafeti giydiğinizde önemsiz şeylerin sizi meşgul etmesini engelliyorsunuz. Böylece sabahları ne giyeceğim diye düşünmüyorsunuz. Onun yerine tüm düşüncelerinizi işi geliştirmeye sarf ediyorsunuz" demiş. 

Şu alıntıyı bir kitapta okumuştum ve hoşuma gitmişti. 
"Üniforma fikriyle seçebileceğimiz bir kaç parça kıyafet özellikle açgözlü olmamızı engelliyor. Ayrıca insanı çok daha olgun hissettiriyor.Resimli kitaplarda fark etmiyoruz ama, hiçbir karakter hikaye bitene kadar kıyafetlerini değiştirmiyor. Kendinizi bir üniformaya alıştırmanızın demode bir şey olmadığını anlamamız gerek." 

Genel olarak; her meselenin görünen, popüler yönüne bakarken, asıl bu mesele sünnette nasıldır, Efendimiz ve sahabeleri bu konuda nasıl davranmıştır diye bakmaya çalışırım.

Öncelikle o dönemin en zenginlerinin dahi bugünün fakir insanı kadar seçeneği olmamasını göz önüne alarak, bugünün çokluğunun ve bolluğunun tarihin hiçbir zamanında olmadığını hatırda tutmalıyız. 

Efendimiz sav her zaman temizlik, sadelik ve sıradanlıktan yanaydı, insanlar arasında insanlardan bir insan gibi doğal ve abartısızdı. Öyle ki bazen meclisine ilk giren bedeviler O'nu farklı göremeyip Hanginiz Muhammed? (sav) derlerdi. 

Herhangi bir renk sınırlaması olmadan pek çok renkte kıyafetler giydi ama en çok sevdiği renk beyazdı "En iyi elbiseniz budur, bunu giyin; ölülerinizi de bununla kefenleyin" buyurdu.

Doğrusu, yolların en efdali, Allah Resulü'nün sünnet kıldığı, emrettiği, teşvik ettiği ve devamlı üzerinde bulunduğu yoldur. O da: Bazen yünden, bazen pamuktan, bazen de ketenden olmak üzere mümkün olanı giymesi şeklindeki uygulamasıdır. Kıyafet biçimleri; hadislerde bir yerde övülür, bir yerde yerilir. Şöhret ve kibir için olduğu yerde yerilir. Tevazu ve alçak gönüllülük için giyildiğinde de övülür. Nitekim yüksek elbiselerde kibirlenme, övünme ve ululanma için giyildiğinde yerilir. Güzelleşme (tecemmül) ve Allah'ın nimetine izhar için giyildiğinde de övülür. 

Bir adam, "Ey Allah'ın Resulü! Ben elbisemin güzel olmasını, ayakkabımın güzel olmasını isterim. Bu da kibirden midir?" dedi. "Hayır, Allah güzeldir, güzelliği sever. Kibir, ancak büyüklenerek hakkı kabul etmemek ve insanları küçük görmektir." buyurdular.


Tek tip ihram giyilmesinin de en tatlı hikmeti;

"Hacca gelenler, sosyal ve ekonomik statülerini gösteren dünyevî elbiselerini, makam ve mevkilerini ortaya koyan üniformalarını, zevklerini, kültürlerini ve karakterlerini yansıtan her türlü (süs, zinet, makyaj vb.) göstergeleri bırakıp, Allah önünde herkesin eşit olduğunu sembolize eden iki basit giysiye bürünmüş olurlar. Yani ihram ilk önce, Allah nezdinde mal, mülk, madde ve metaın bir hiç sayıldığı, bütün Müslümanların bu kutsal iklimde eşit ve kardeş olduğunu ifade eder. Birini diğerinden ayrıcalıklı, üstün gösteren hiçbir emare yoktur. Artık dünyevî elbiseler çıkartılmış, sadece kimlikler, kişilikler ortaya konulmuştur. Diğer bir ifade ile kişilikleri çoğu zaman örten, şahsiyetleri gizleyen süslü elbiseler atılmış, “takva elbisesi” esas alınmıştır. Burada örtülen iki parça da sadece eşitliği sağlamak ve avret yerlerini örtmeye yöneliktir. Mîkat ile başlayan bu kutsal yolculukta asıl giyilmesi gereken elbise ise takva elbisesi, yani sorumluluk bilincidir."


Nihayetinde, kim ne giyser giysin, elbiselerin en hayırlısı takva elbisesidir. O da bedenden önce, kalple alakalı bir mevzudur. Çünkü;
"Allah sizin dış görünüşlerinize ve mallarınıza bakmaz, kalpteki takvanıza bakar." 


Riya ve gösteriş son derece pahalı, yorucu ve karmaşık bir yol iken,
sadelik ve tabiilik yolu olan sünnet yolu son derece kolay ve fıtridir. Belli ölçüler dışında kimin ne giydiğine karışmaz, insanı gerçekten özgürleştirir.  

Kadınların bedeni üzerinden yarışmalar, reklamlar yapıldığı ve konuşulduğu çağda, bedeniyle veya dış görüntüsüyle değil; davranışları ve fikirleriyle var olan bir kadın olmak, pek çoklarımızın duasıdır. Geçelim artık buralardan.. 

Peygamberimizin yeni bir elbise giydiğinde ettiği duasını da göz önüne alınca, dolabımızdaki sayılamayacak kadar çok eşyayı sadece dualarla giymeyi denediğimizde bile saatleri ayna karşısında geçirmiş olacağız. Tabii bir de bunun kombin yapması var.. :))) 

“Hz. Peygamber, her ne zaman yeni bir elbise giyseler, -ister sarık, ister gömlek, isterse hırka olsun- onun bizzat adını söyleyerek, şöyle dua ve niyazda bulunurlardı:

"Allah'ım, bana bunu giydirdiğin için, sana sonsuz hamdüsenalar olsun. Onun ve onu giyen azanın hayırlı olmasını niyaz ederim. Aynı şekilde, onun ve onu giyen azanın şerrinden de sana sığınırım Allah'ım!"

YORUMLAR
ÇOK OKUNANLAR