Fısıltı HABERLERİ
HV
08 MAYIS Çarşamba 08:57

PEYGAMBER EFENDİMİZ (sallallahu aleyhi ve sellem) DİLİYLE ŞABANİ ŞERİF VE LEYLEİ BERAAT İN ÖNEMİ 

 Muhammed Osman SAKA (TOKAT)
Muhammed Osman SAKA (TOKAT)
Giriş Tarihi : 26-02-2024 20:11

PEYGAMBER EFENDİMİZ (sallallahu aleyhi ve sellem) DİLİYLE ŞABANİ ŞERİF VE LEYLEİ BERAAT İN ÖNEMİ 


Sevgili Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem)  “Beş gece vardır ki, onlarda yapılan dualar kabul olur. Bunlar; Recep ayının ilk gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesi, Cuma ve Bayram geceleridir” [2] buyurmuştur.
Bir kısım âlimlerin, kıblenin Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’dan Mekke’deki Kâbe istikametine çevrilmesinin Hicretin ikinci yılında Beraat Gecesinde gerçekleştiğini kabul etmeleri de geceye ayrı bir önem kazandırmaktadır.
Şöyle denilmiştir: Yeryüzündeki Müslümanların iki bayram günü olduğu gibi, göklerdeki meleklerin de iki bayram gecesi vardır. Meleklerin iki bayram gecesinden biri, Şâban ayının on beşinci gecesi olan Beraat gecesi; diğeri ise Kadir gecesidir. 
Müslümanların iki bayram günü ise; Ramazan ve kurban bayramı günleridir. Bu sebeple Şâban ayının on beşinci gecesi olan Beraat gecesi meleklerin bayram gecesi olarak isimlendirilmiştir. 
Beraat gecesine ‘Kefaret gecesi’ de denilir. Bir hadis-i şerifte Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem):
“Kim bayram gecesini ve Şâban ayının on beşinci (Berat) gecesini ibadetle ihya ederse, kalplerin öldüğü günde o kişinin kalbi ölmez”[3] buyurmuştur. 
Bu gecenin bir adı da “Şefaat gecesi” dir. Bunun delili şu hadis-i şeriftir: 
“Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) Şaban ayının on üçüncü gecesi ümmetine şefaat etmek için dua edip yalvardı; kendisine, ümmetinin üçte birine şefaat etme izni verildi. On dördüncü gecesi yine dua edip yalvardı; bu sefer üçte ikisine şefaat etme yetkisi verildi. On beşinci gecesi bir daha yalvardı, bu sefer de, kaçak develer gibi Allah’tan kaçanlar dışında bütün ümmetine şefaat etme izni verildi.”[4] 
Bu gecenin diğer bir ismi de “Mağfiret gecesi”dir. Şu hadis-i şerif buna işaret eder: 
“Allah Teâlâ Şaban’ın on beşinci gecesi kullarına nazar eder ve yeryüzünde bulunanlardan şirk koşanlarla haset edenler hariç, bütün müminleri mağfiret eder.”[5]
Diğer hadislerde, bu affın dışında tutulanlar içinde, haksız yere cana kıyanlar, anne babasına asi olanlar, sürekli içki içenler ve akraba ile hukukunu kesenler de zikredilmiştir. 
Rabbimiz, Beraat gecesi tövbe, istiğfar ederek pişmanlık duyan günahkârların cümlesini affedeceğini bildiriyor. Ancak şu sekiz sınıfın “Kesin Tövbe Etmedikçe” bu aftan istifadelerinin olamayacağını da işaret ediyor: 
1,  Allah’a şirk koşanlar. 
2, Ana-babalarına isyan eden, onların kalplerini kırıp gönüllerini yıkanlar. 
3, İçkiye devam edenler. 
4, Falcılık edip gelecekten haber verenler. 
5, Din kardeşine besledikleri kinden vazgeçmek istemeyenler. 
6, Adam öldürmekten pişmanlık duymayanlar. 
7, Nikâhsız aile ile yaşayanlar. 
8, Akrabalarıyla alâkayı kesip ihmal edenler. 
Şüphesiz ki bu günahların sahipleri bu gecede derin bir tövbe-istiğfarda bulunur da, kesin pişmanlık haline girerlerse İlâhî aftan yararlanırlar.
Ebu Hüreyre’den rivayet edildiğine göre: Resülullah Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:
“Şaban ayının on beşinci gecesinin ilk vaktinde Cebrail (a.s) bana geldi; şöyle dedi:
“Ya Muhammed, başını semaya kaldır. Sordum.
“Bu gece nasıl bir gecedir? Şöyle anlattı:
“Bu gece, Allah Teâlâ, rahmet kapılarından üç yüz tanesini açar. Kendisine şirk koşmayan hemen herkesi bağışlar. Meğerki bağışlayacağı kimseler büyücü, kâhin,
devamlı şarap içen, faizciliğe ve zinaya devam eden kimselerden olsun. Bu kimseler tövbe edinceye kadar, Allah Teâlâ onları bağışlamaz.
Gecenin dörtte biri geçtikten sonra, Cebrail (a.s.) yine geldi ve şöyle dedi: “Ya Muhammed başını kaldır. Bir de baktım ki, cennet kapıları açılmış.
Cennetin birinci kapısında dahi bir melek durmuş şöyle sesleniyor: “Ne mutlu bu gece rükû edenlere.
İkinci kapıdan dahi bir melek durmuş şöyle sesleniyordu: “Bu gece secde edenlere ne mutlu”.
Üçüncü kapıda duran melek dahi, şöyle sesleniyordu: “Bu gece dua edenlere ne mutlu.”
Dördüncü kapıda duran melek dahi şöyle sesleniyordu: “Bu gece, Allah’ı zikredenlere ne mutlu”.
Beşinci kapıda duran melek dahi, şöyle sesleniyordu: “Bu gece Allah korkusundan ağlayan kimselere ne mutlu.”
Altıncı kapıda duran melek dahi, şöyle sesleniyordu: “Bu gece Müslümanlara ne mutlu.”
Yedinci kapıda da bir melek durmuş şöyle sesleniyordu: “Günahının bağışlanmasını dileyen yok mu ki, günahları bağışlansın.
Bunları gördükten sonra, Cebrail’e sordum: “Bu kapılar ne zamana kadar açık kalacak? Şöyle dedi: “Ya Muhammed, Allah Teâlâ bu gece, Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısı kadar kimseyi cehennemden azat eder.”
  Rabbim bu gecede beraatini alan kullarından eylesin ümmeti Muhammed'in (sav) üzerindeki bela ve musibetleri def eylesin amin 

Selam ve dua ile

Muhammed Osman saka

YORUMLAR
ÇOK OKUNANLAR