RASULULLAH'IN SON ANLARI/ VEFATI

Nebi, hastalığında bir hafiflik hissetti,
Sabah namazı için çıkıp mescide gitti.
Vekil imamı olan Ebu Bekir'e uydu,
Oturduğu yerinden namazı eda oldu.
"Sizden evvel milletler, Nebiler mezarını
İbadetgah edindi, men ediyorum bunu!"
Deyince, müslümanlar ne kadar sevinmişti;
Çünkü Hazreti Rasul iyi halde gibiydi.
İzniyle Ebu Bekir evine gitti hatta,
Nebi'nin halsizliği arttı eve varınca. 

Öğleye doğru iken nefesi ağırlaştı,
Dilinde hep zikrullah, saniyeler yaklaştı.
Ölümün şiddetinden sığındı Yaratana;
"Ya Rabbi, kolaylıkla, pek tatlı al canımı!"
Başları Aişe'nin kucağına yaslıydı,
Nefesi darlaşıyor, vermek üzre canını.
Ölürken bile kutsal görevini yapıyor:
"Namaza, kölelere çok dikkat edin!" diyor.
Elini suya sokup yüzünü siliyor da,
Mübarek parmağını kaldırarak semaya,
"Ol Refik i A'la'ya" diyerek teslim oldu,
Ve düştü eli yere; sesi, nefesi yoktu.
Etraftakiler şaşkın, gözler Rasulullah'ta. 
A'lay ı İlliyyin'de ruhu gezmekte oysa.

Acı haber yayıldı, Medine pek matemli,
Nebinin vefatına inanmadı kimisi.
"Her kim derse 'Muhammed öldü', boynun vururum!"
Böyle söylemiş idi Ömer'in ta kendisi.
Ebu Bekir, koşarak geri geldi evinden,
Nebimizin yüzünü açtı, biraz seyretti:
"Hayatın da ne temiz mematın da ne latif!
Ya RasulAllah!" deyip alnından öpmüş idi. 
Sonra dışarı çıktı, seslendi müminlere:
"Öldü ama eseri baki kalır ebede.
Muhammed'e var ise tapan, bilsin, ölmüştür.
Allah'a tapan bilsin Allah daim, bakidir"

Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed kitabımdan.