ACILARI YÖNETMEK RIZAYLADIR!
Bilgi bizi geliştirir. Acılarımız ise olgunlaştırır. Alemlerin tek sahibi tüm nimetleri bize dünya için bir kazanç aracı yapmıştır. İçine doğruduğumuz yuvamız, eşimiz, evlatlarımız, işimiz, dostlarımız, sahip olduğumuzu sandığımız mülkümüz, içinde bulunduğumuz toplumumuz, gören gözümüz, tutan elimiz, yürüyen ayağımız, nefes alan bedenimiz, hayatı okuyabilen aklımız...
Bize verilen nimetlerin hangisini sayabiliriz ki?
Nimetin asıl sahibini unutup kendimizin sanırsak, sahip olduklarımızı zannetiklerimiz başımıza bela olur. Yaşam bir döngü içindedir. Ankebut suresinin 3. 4. Ayetlerine yemin ile başlayan Rahman ve Rahim olan Allah, bizden öncekileri de imtihan ettiğini, doğru söyleyenleri de yalancıları da muhakkak bildiğini buyurmuştur. Kötülük yapanların kendisinden kurtulacağı zannına kapılmamalarını söylerken, kendi hakkımızda ne kötü hüküm verdiğimizi anlayışımıza dökmüştür.
O halde okumak, incelemek, bir araya getirmek gerekir. Eşyanın manasını ve yaşamın anlamını gösteren ve örnekleyen bir çok okumalar gerekir. Yaşadığımız her olayı, karşılaştığımız her nesneyi, okuduğumuz her kitabı, her insanı, herşeyi kovulmuş şeytanın şerrinden yaratan Allah’ın adıyla okumak gerekir.
Okuyalım ki; yaşadıklarımızın bize sunduğu hakikat nurlarıyla aydınlanıp karanlıklardan aydınlıklara çıkabilelim. Yaşadıklarımıza doğru anlam vererek sınıf atlayabilelim. Aksi takdirde sınıfta kalacak, tekrarı olmayan anımızı hüsran olarak defterimize kayd etmiş olacağız...
İçinde bulunduğumuz anın nabzını tutarsak geleceğin de nabzını tutabiliriz. Ayakta olup istekli olursak kayyum atanabiliriz. Zira Hayy ve Kayyum olan Allah, kıyamda durup uyanık olan kullarını yetkili kılmaktadır.
Üzerimize kayyum atandıktan sonra ayakta olmamızın ne anlamı var ki?
Çabamız yoksa, değerimizi Hak dan almıyorsak, Hak’a güvenmiyorsak, kabul ederek yaşadıklarımızı doğru anlamlandırmıyorsak, devamlı kontrol ederek mükemmeliyet arıyorsak, irademizi doğru yerlere kanalize etmiyorsak, teslim olup yücelmeyi tercih etmiyorsak anda kaldığımızı iddia edebilir miyiz?
El Kerim Allah cömert olan, kerem sahibi olandır. Cömert olup yüce bir gönle sahip olmazsak anda kalmayı hak edebilir miyiz?
El Rauf Allah merhameti olan, şefkati büyük olandır. Bütün hataları bir anda silen, bağışlayan, af edendir. Af edip yeni sayfa açmazsak acılarımızı yönetebilir miyiz?
ÇABA; hayatta her şeye karşı emek vermektir. DEĞER; kendimizi iyi hissettiren şeylere çaba vermektir. Çaba olmadan değer olmaz.
Peki başkalarına değer vermezsek değer görebilir miyiz? Biz kendimize değer vermezsek bize değer verilir mi? Değersizlik duygusu en ağır duygu değil mi?
Duygu, niyetlerimizin manyetik yüküdür. Düşüncelerimizi ve hayat enerjimizi bu manyetik dalga ile taşıyıp yönetebiliriz. Yeşil dalgayla hareket etmezsek, hız sınırına dikkat etmezsek sıkıntı yaşarız. Yavaş ya da hızlı hareket edersek, dengeden ayrılırsak ya her zaman kırmızı ışığa denk geliriz. Ya da kırmızı ışığı ihmal edip olası büyük kazaların olmasına sebep oluruz.
Günahlarımız için değil, günahlarımız tarafından cezalandırılıyoruz. Acele etmemizden ya da yavaş hareket ederek hayatta kaçırdıklarımızdan dolayı acı çekmekteyiz. Aldığımız anlık ve yanlış kararların acı faturalarını, acılarımızı yönetememe olarak yıllar geçtikten sonra algılamaktayız.
Peki hüsrana uğramamak için ne yapmalıyız?
Öncelikle kabul etmeliyiz. Neyi mi? Her şeyin Rahman ve Rahim olan Allah’ın iradesi ve idaresi altında gerçekleştiğini, her yaşanmışlığın bizi geliştirmek ve boyut atlatmak için olduğunu, kazananların, inanıp doğru hareket edenlerin olduğunu kabul etmeliyiz.
Kabul etmenin diğer adı sevmektir. Sevgi hayatımıza anlam katar. Anlamsız hayat yaşanmaya değmez. Anlamlandıramadığımız her yaşanmışlık da değersilik olarak kayd edilir. Bu duygu ağır bir duygudur. Bu duyguyu kaç voltluk bir akım taşıyabilir ki?
Hasılı kelam; değerini çok değerli olan, seven sevilen, af eden, cömertçe bütün nimetlerini isteyene istediği kadar sunan, Hay ve Kayyum, Rahman ve Rahim olandan alan devamlı şükredendir. Unutmamak gerekir ki; razı olmayan acılarını yönetemez.
Ves-Selam...
Aile Danışmanı: Asiye Tanrıöver Türkan