DUALARIMIZ NEDEN KABUL OLMUYOR?

Asiye Tanrıöver Türkan ( YAZAR )

27-02-2024 17:38

DUALARIMIZ NEDEN KABUL OLMUYOR?

Duymuyorum, görmüyorum, konuşmuyorum! Her yer karanlık, dünya sanki kapalı cezaevi. Aklına tapan, hevâsının peşinde koşan, zevkleriyle uyutulan, şehvet içinde kaybolan. İnsanlık yalnızlaşmakta, bencilleşmekte, nefret, kin ve öfke artmakta. Depresif insanlar evlenmemekte, devamlılığı olan bir işe girmemekte, gününü kurtarma derdinde. 
İçler acısı durumu gören, duyan, konuşan, seven ve acıyan biri olarak duyarsız kalamıyorum. Ruhum sıkışıyor. Allah’a ve hesap gününde hesaba çekileceğime olan inancım beni yerimde durdurmuyor. Gün olmuyor ki, yaşanan acı dolu bir hayata şahit olmayayım ya da duymayayım. 
Elimden hiçbir şey gelmiyor. Tıpkı Şuayb (a.s.) gibi;“...Ben sadece gücüm ölçüsünde barış ve iyilikten başka bir şey istemiyorum. Başarım ancak Allah’ın desteği iledir. Yalnız O’na güvendim, yalnızca O’na yöneliyorum.” (Hud 88)
Güçlülüğünün doruğunda 35 yaşlarında Nebimizin Hira Mağarasına çekildiğini okuyor, düşüncelere dalıyorum. Tabiri caiz ise işinin tıkırında olduğu; eşinin, işinin, aşının iyi olduğu, toplumunun gözdesi, hizmetinde bulunan insanlar varken, yalnızlığı tercih etmesinin nedenini merak ediyorum. 
Küçücük mağaraya ne diye çekildi? 
Neden toplumdan uzaklaştı? 
Kime kızdı?  
Kim ne demiş ki insanlardan çekilip yalnızlığı tercih etti? 
Sevilen, en güvenilen biriyken ne derdi vardı? 
İnsanlar ona “El-Emin” demişken, hangi sebep ona yalnızlığı tercih ettirdi?
Ömrümün büyük bir kısmı gurbet diyarı Almanya topraklarında, mesleğimin getirisi olarak da nice acılara şahitlik ederek geçti. Bu gözler neler gördü, bu kulaklar neler duydu. Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı? Tartışılır… Ama gezmeyi seven bu kulunu, Rabbi çok gezdirdi. Hz. Ömer’in dediği gibi “İnandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız.” söylemine şahit oldurdu.
Yaşadığı gibi inanan toplumun bir ferdi olan Allah Resulü, toplumunun çıkmazına çare bulma sevdası ile yalnızlığı seçmiş ve Hira’ya çekilmişti. Bu yalnızlık güvenilir olan Hz. Muhammed’i (a.s.) âlemlerin yegâne sahibine yaklaştırmış, ilk vahiy “Oku!” ile karşılaştırmıştı. Allah Resulü kâinatı, kendini, yaşanan haksızlıkları, vahyolunan kitabı okuyacaktı.
Bu okumanın ardından “Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed O’nun kulu ve Resulüdür” denmesi emredildi. Bu emir, vahyi tebliğ etmesi gereğini doğurdu: “Kalk ve uyar!”
Bu uyarı ise Mekkeli müşriklerin puta tapanların bütün ezberlerini bozdu. İnanç olarak bildikleri bütün doğruların yanlış olduğunu, yıllardır gittikleri yolun çıkmaz yol olduğunu kabullenmek elbette kolay değildi.
Allah Resulü Mekke halkına tuttukları dalın çürük olduğunu söylemişti. Tahtlarının sarsıldığını fark eden Mekke liderlerinin teklifi hazırdı: Liderlik, Mekke’nin en güzel kadınları ve servet... Cevap: “Beni yaradan kudrete yemin ederim ki; sağ elime güneşi, sol elime ayı koysalar ben bu hak davadan vazgeçemem.”
Bugünün depresif ve kaygılı insanları olarak bizlerin böylesi temiz yüreklere; okuyan, yaşayan ve yaşatma gayreti içinde olan yüce gönüllere ne kadar çok ihtiyacı var. Düşünce yapısı nasıl olursa olsun fark etmez. Bizler; açık hava tımarhanesine dönen bu dünyayı beraber kullanıyoruz. Kendi yarattıkları ideolojilerinin peşinde koşan insanlık mutlu değil. 
Vicdanlarının öldürüldüğü toplumun zavallı çocukları olan bizler, bu zavallılığı ve zilleti kaldırmak zorundayız. Bu gidişata “Dur!” demeli, tıpkı Allah Resulleri gibi yüce Yaratana sığınarak Rahman olana tevekkül etmeliyiz. Allah’tan yardım beklerken sorumluluğumuzun farkındalığı ile gerekeni yapmalıyız. Aksi taktirde Resulünün şu dehşet hatırlatması ile karşı karşıya kalırız;
“Canımı gücü ve kudretiyle elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, ya iyilikleri emreder kötülüklerden nehye dersiniz ya da Allah kendi katından yakın zamanda üzerinize bir azap gönderir. Sonra Allah’a yalvarıp dua edersiniz ama, duanız kabul edilmez.”  
Kur’an-ı Kerim’i yaşam kılavuzu olarak kabul ediyorsak, içinde bulunduğumuz topluma en güzel çareyi sunup Muhammedi bilince ulaşıp, tıpkı Hz. Muhammed gibi kıyama durup uyarmalıyız. Ancak bu şekilde azaptan kurtulur dualarımızın kabulüne şahit olabiliriz... 

VES-SELAM
PSİKOLOG / AİLE DANIŞMANI: ASİYE TÜRKAN

DİĞER YAZILARI SUYUMUZU BOZARSAK  DURU BAKIŞIMIZ OLMAZ! KUMANDAN TALUT  NEHİRDEN İÇME! 01-01-1970 03:00 SUYUMUZU BOZARSAK  DURU BAKIŞIMIZ OLMAZ! KUMANDAN TALUT  NEHİRDEN İÇME! 01-01-1970 03:00 ZULÜMDEN YORGUN DÜŞEN BİZLER!  01-01-1970 03:00 DUALARIMIZ NEDEN KABUL OLMUYOR? 01-01-1970 03:00 GÖZ AYDINLIĞI EŞLER VE EVLATLAR! 01-01-1970 03:00 DUALARIMIZ NEDEN KABUL OLMUYOR? 01-01-1970 03:00 ZALİMİN ZULMÜ VARSA MAZLUMUN DA ALLAH’I VARDIR! 01-01-1970 03:00 ALGILARIMIZLA MI OYNANIYOR? 01-01-1970 03:00 OYUN BAŞLADI! ROLÜNE HAZIR MISIN? 01-01-1970 03:00 OYUN BAŞLADI! ROLÜNE HAZIR MISIN? 01-01-1970 03:00 BAYRAM VE HALİMİZ! 01-01-1970 03:00 AF ET BİZİ YA RAB! 01-01-1970 03:00 ZALİMİN ZULMÜ VARSA MAZLUMUN DA ALLAH’I VARDIR! 01-01-1970 03:00 RAHMET AYI RAMAZAN, HOŞGELDİN... 01-01-1970 03:00 TEK BİLEK, TEK YÜREK, AYNI SAFTA KIYAMDA OLMAK! 01-01-1970 03:00 FARKINDALIĞIN FARKINDALIĞINI YAKALAMAK! 01-01-1970 03:00 GÖNLÜM UÇMAK İSTİYOR! 01-01-1970 03:00 ACILARI YÖNETMEK RIZAYLADIR! 01-01-1970 03:00 BAŞARI; ALTIN KAFESTE SUNULAN KADEH MİSALİDİR! 01-01-1970 03:00 BİR DAKİKA! 01-01-1970 03:00 KENDİMİZİ Mİ KANDIRIYORUZ? 01-01-1970 03:00 NASIL BİR AİLENİZ OLMASINI İSTERSİNİZ? 01-01-1970 03:00 KIYAMDA OLMAYAN KAYYUM OLAMAZ! 01-01-1970 03:00 THE SECRET, SIRRA VAKIF OLMAK! 01-01-1970 03:00 The secret özelinde kişisel gelişim kitaplarına kısa bir bakış yapmaya ne dersiniz? 01-01-1970 03:00 KUYUYA ATILAN TAŞLAR! 01-01-1970 03:00 AMAÇ, ARAÇ VE SEMBOLLER! 01-01-1970 03:00