Devletin fiyatlara müdahalesi caiz midir?

Vehbi Kara Dr. ( YAZAR )

05-12-2022 11:10

Devletin fiyatlara müdahalesi caiz midir?

İslâm hukukunda serbest piyasa düzeni önem kazanmış ve devletin ekonomiye karışması doğru bulunmamıştır. Bunu hadis ve fıkıh alimlerinin kitaplarında çok rahatlıkla görebiliriz.
Bu konuda önce her konuda rehberimiz olan Resulullah, ne demiştir önce bunu söyleyelim:

Medine’de fiyatlar pahalanmıştı. Halk; “Ey Allah’ın Resulu, bize narh koy” dediler. Resul-u Ekrem (asm) şöyle buyurdu: “Şüphe yok ki, fiyat tayin eden, darlık ve bolluk veren, rızıklandıran ancak Allah’tır. Ben sizden hiç kimsenin mal ve canına yapmış olduğum bir haksızlık sebebiyle hakkını benden ister olduğu halde, Rabbime kavuşmak istemem” (Ebû Dâvûd, Büyû’ 49; Tirmizî, Büyü’, 73; İbn Mâce, Ticârât, 27).

Yine Ebû Hüreyre’den rivayete göre, bir kişi; “Ey Allah’ın Resulu bize narh koy” demişti. Hz. Peygamber (asm), “Belki Allah’a dua ederim” buyurdu. Sonra, başka bir adam gelip, “Narh koy” dedi. Hz. Peygamber (asm) ona da şu cevabı verdi: “Fiyatları ucuzlatan ve pahalandıran Allah’tır” (eş-Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, V, 219).

Bu hadislerde de görüldüğü gibi İslam dini; alış-verişte kârı yasaklamadığı gibi, onun için bir sınır da koymamıştır. Ancak alış-verişlerde yalan, hile, malın kendisinde olmayan sıfatlarla övme veya satılacak maldaki bazı kusurları gizleme yasaklanmıştır. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “Birbirinizin mallarını bâtıl yollarla yemeyiniz. Ancak bu, sizden karşılıklı rızaya dayanan bir ticaret malı olursa müstesnadır” (en-Nisâ, 4/29). “Yeryüzünde yürüyen ve rızkını yüklenemeyen nice canlının ve sizin rızkınızı Allah verir” (Ankebut , 60)

Hz. Peygamber (asm) döneminde piyasaya müdahale edilmeyip, piyasa fiyatlarının serbest rekabetle meydana gelmesi önemsenmiştir. Zira satıcının kendi mülkünde mutlak tasarruf hakkı vardır. Alış verişlerde ise karşılıklı rıza esası getirilmiştir.

İslâm ticaret hukukunda çeşitli mallara yüzde hesabıyla bir kâr haddi belirlenmemiştir. Genel olarak arz ve talep kanunlarına bağlı, serbest rekabet esasları içinde kendiliğinden oluşacak fiyatlar ölçü alınmıştır. Rezzak olan Allah bir dest-i gaybi ile nice canlının rızkını vermektedir. Serbest rekabet esasını korumak ve insanların temel ihtiyaçlarının istismarını önlemek için faiz gibi haksız kazanç yolları ise yasaklanmış ve kkapatılmıştr.

Medine Şehir devletinde arz ve talebin karşılaşması ile serbest rekabet sonucu, bir piyasada oluşan fiyatlar ölçü alınarak satış yapılmıştır. Kıtlık, mal darlığı, arzın kısılması veya tüketicilerin alım gücünün yükselmesi gibi sebeplerle veya ekonomik bir sebep olmaksızın sosyalnedenlerle piyasa fiyatları normalin üstünde artabilir. İşte böyle bir durumda dahi devletin fiyatlara müdahalesi doğru bulunmamıştır. Ekonomi; yüzyıllar sonra gelen klasik iktisatçıların öngördüğü gibi “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” anlayışı ile sürdürülmeye çalışılmış devletin müdahalesi uygun görülmemiştir.

Çünkü “Şüphesiz rızık veren mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan Allah’tır” (Zariyat, 58) ayetinde geçtiği üzere rezzak olan Rabbimiz tarafından besleniyoruz. “Dest-i Gaybi” adı verilen “görünmez el” rızkın insanlara ulaşmasını temin eder. Bu görünmez el; Allah’ın Rezzak elidir. İnsanların kirli eli karışmadıkça ve karıştırmadıkça daima en zayıf canlılara dahi Allah’ın rızkı ulaşır.

İslam’dan öğrenmiş olsa gerek 1700’lü yıllarda yaşamış Adam Smith’de devletin piyasaya müdahalesine karşı çıkmıştır. İslam’daki “dest-i gaybi” ifadesini değiştirmeden “görünmez el” teorisi ile açıklamıştır.

Bu görüşe göre bir görünmez el, ekonomiye yön verir. İnsanların kendi menfaatleri gereği piyasalara devletin  müdahale etmesine gerek kalmaksızın düzene kavuşur. Bu konuda sayısız bilimsel çalışma yapılmış ve “görünmez el” teorisi geniş çevrelerde kabul görmüştür. Batı dünyasının ekonomik ve sosyal gelişmesinin en önemli nedenleri arasında bu teorinin çok önemli bir yeri vardır. Batılılar İslam dünyasından çok önemli kazanımlar elde etmiş öğrenmiş oldukları ticari kuralları kendilerine tatbik ederek güç ve kuvvet elde etmişlerdir.

Peygamber Efendimizden (asm) hemen sonra Dört Halife Döneminde de serbest piyasa modeli uygulanmıştır. Bu konuda en çok bilinen olay; Hz. Ömer’in halifeliği döneminde fiyatlara müdahaleden kaçınmasıdır.

Halife Hz. Ömer (r.a) Musallâ çarşısında Hâtıb b. Ebî Beltea’ya satmakta olduğu kuru üzümün fiyatını sorar. İki müdd’ünün bir gümüş dirhem olduğunu öğrenince, fiyatı ucuz bulan Halife şöyle der: “Tâif’ten üzüm yüklü bir kervanın gelmekte olduğunu haber aldım. Onlar senin fiyatına aldanırlar. Ya fiyatı yükselt, ya da üzümünü al, evine götür, orada istediğin fiyata sat”. Ancak daha sonra Hz. Ömer kendi kendine düşünmüş ve Hâtıb (r.a)’ın evine giderek şöyle demiştir: “Sana söylediklerim ne emirdir, ne de hüküm. Bu belde halkının iyiliği için arzu ettiğim bir şeydir. Nasıl ve nerede istersen satabilirsin” (Şafii, el-Ûmm, II, 209; İbn Kûdâme, el-Muğnî, IV, 240).

Ebû Hanîfe ve İmam Şâfiî (r. anhüm) narh koymanın yani fiyatlara bir sınırlama getirmenin meşrû olmadığı görüşündedir. Çünkü narh; ticaret yapanları kısıtlamaktadır. Devlet hem tüketicilerin, hem de esnaf ve tüccarın maslahatını gözetmek ve dengelemekle yükümlüdür. Fiyatları narh yoluyla ucuzlatarak tüketicilerin yararını gözetmek, pahalılık yaratarak satıcıların maslahatını gözetmekten farksızdır.

Bu konudaki temel anlayış yani mal sahibini razı olmadığı bir fiyatla satışa zorlamak, alış verişte karşılıklı rızayı şart koşan ayete zıttır. Fıkıh uzmanlarının büyük bir çoğunluğu da bu görüştedir. İslâm hukukçularının büyük çoğunluğu, narh koymanın zulüm olacağı görüşündedir.

Bu hükümlerin uygulandığı Emevi ve Abbasi döneminde Müslümanlar, ekonomik olarak çok güçlü bir hale gelmiştir. Hilafetin merkezi olan Bağdat, dünyanın en zengin şehri olarak ortaya çıkmıştır. Yaklaşık bin yıl boyunca Müslüman tacirler serbest piyasa modeli ve ahlaklı tutumları ile bütün dünyaya örnek olmuşlardır.

İslam’ın çok hızlı bir şekilde dünyaya yayılması “tevhid” yani Allah’ın bir olması inancı ile izah edilmektedir. Gerçekten de İslam, çok tanrılı inanç sitemlerini bir bir ortadan kaldırmıştı. Bundan başka diğer bir önemli husus ise Müslümanların güzel ahlaklı olmaları idi. Sanılanın aksine İslamiyet kılıç yolu ile yayılmamış güzel ahlak sayesinde İspanya’dan Çin’e kadar çok geniş bir coğrafyada hâkim olmuştur.

Müslümanların, İslam’ın emrettiği üzere ticarette dürüstlüğe önem vermesi, asla yalan söylememesi, teknolojiyi en yüksek seviyede kullanması ve temizlik gibi özellikleri; bütün dünya toplumlarını hayran bırakmıştı. Selçuklu, Endülüs ve Osmanlı dönemleri İslam’ın dünya üzerinde hakim olduğu yıllardır.

Bu dönemlerde Avrupa’da İslami eserler Latince başta olarak yerel dillere çevrilmiştir. Ortaçağ karanlığı denilen ve veba gibi salgın hastalıklardan milyonlarca insanın öldüğü yıllarda; Müslüman toplumlarda  modern tekniklerle tıp alanında birçok hastalığa çareler bulunuyordu.

Matematik, fizik, kimya ve astronomi biliminde İslam alimlerinin ortaya koyduğu eserler Batı dünyasında ilgi görmüş; Rönesans ve reform hareketlerinin doğmasına yol açmıştı. Bu yıllarda Arapçadan tercüme edilen kitaplar; sanki yazarların kendi eserleri imiş gibi yayınlanıyordu. Bugün “intihal” adı verilen yani kendine ait olmayan bir eseri kendisinin malı gibi göstermek demek olan hırsızlık, Avrupa da çok yaygındır. Utanmadan yüzyıllarca önce yazılmış eserleri kendi eseri gibi yutturmuşlar fakat günümüzde bu hırsızlık ortaya çıkınca suçüstü yakalanmışlardır.

Avrupa’nın bugün çok iyi tanıdığımız meşhur bir çok bilgini aslında bilim hırsızıdır. Çünkü bu eserleri telif etmeden yüzyıllar önce yazılmış orijinal kitaplar ortadadır. Müslümanlar ile olan düşmanlıklarını eserlerin gerçek sahiplerini inkar etmek sureti ile göstermişlerdir. Bu hususu şimdilik burada kapatıp asıl konumuz olan serbest piyasa ekonomisine geri dönelim.

Batılı ülkeler bilim alanında olduğu gibi ekonomi ve ticaret konusunda da Müslümanları taklit ederek ekonomik başarıya imza atmışlardır. Sırası ile İtalya, İspanya, İngiltere ve Fransa gibi ülkeler; ticarette kralların ve aristokrasinin sınırlamalarını ortadan kaldırarak büyük bir servet kazanmışlardır.

Batı dünyasını sadece sömürgecilik ile zenginleştiğini söylemek son derece yanlış bir izah tarzıdır. Mülkiyet esasını ve serbest piyasa ekonomisini canlı tutarak bugün dahi dünyanın en zengin devletleri olan; Batılı ülkelerdir. Elbette sömürgeci ve köleci yöntemlerle insanlık dışı uygulamalardan da sorumlu olan bu ülkeleri değerlendirirken ticarete, denizciliğe verdikleri önemi de unutmamak gerekir.

Sovyetler Birliği, katı devletçi tutumu ve özel sektörü yok saymasından dolayı 1991 yılında parçalanarak yok olmuştur. Bu durum; devletçi yönetimin yani piyasaya tamamen devletin hakim olmasının ekonomik hayata verdiği zararı tespit etmek açısından son derece önemlidir.

Batı dünyası hırsızlık yaparak İslam’ın güzelliklerine sahip çıkarken İslam ülkeleri ticaretten uzaklaşıp memuriyet ve askerliğe dönmeye başlamıştır. Hadiste geçen “rızkın onda dokuzu ticarettedir” düsturu son döneme kadar unutulmuştur. İşte Müslümanların iktisadi hayatta gerilemelerinin en önemli nedeni budur.

Ticarette ise esas olan serbest ve rekabetçi piyasa modelidir. Eğer Müslümanlar bu yöntemi yeniden ihya ederler ise beşyüz yıl önceki ihtişamlı dönemlerine dönebilirler, vesselam...

DİĞER YAZILARI Malikiyet ve Serbestiyet Devri 01-01-1970 03:00 Dünyanın en disiplinli ordusu! 01-01-1970 03:00 Erdoğan Silahlı Kuvvetleri İyi Yönetemiyor 01-01-1970 03:00 Müslumanlarin ve materyalistlerin ölüm sonrasına bakışı 01-01-1970 03:00 CHP neden kazandı? 01-01-1970 03:00 Allah İsminin Yüceltilmesi  01-01-1970 03:00 Ramazan Ayında ne yapmalı? 01-01-1970 03:00 28 Şubat Muz Cumhuriyeti 01-01-1970 03:00 Bir tane ordumuz var 01-01-1970 03:00 Tuzla Piyade Okulu’nda darbeci tehdit 01-01-1970 03:00 Türk Silahlı Kuvvetlerinde Darbeci Gelenek Devam Ediyor 01-01-1970 03:00 Tarikatlar Hakkında  01-01-1970 03:00 Hükûmetten kimse lütuf beklemiyor görevini yapsın yeter 01-01-1970 03:00 İnsanlı Ay Yolculuğunda Son Durum 01-01-1970 03:00 Herkes Kendi İsmi İle Çağrılmak İster 01-01-1970 03:00 Gerçek Savaş Gazisi Bediüzzaman 01-01-1970 03:00 Le Monde'ye göre Türkiye'deki darbe kalkişması 01-01-1970 03:00 Ordumuzda darbeci kalkışma dalga dalga yayılıyor 01-01-1970 03:00 Atatürk’ün ve Erdelhun'un Nutukları 01-01-1970 03:00 2.Abdülhamid'in Putlaştırılması 01-01-1970 03:00 Meçhul asker anıtları ve şehitlere vefa borcu 01-01-1970 03:00 Türkiye'de ve Dünyada Faşizm Nasıl Ortaya Çıktı? 01-01-1970 03:00 Mısır, İsrail ve Yemen ile ilgili kısa hatıralar 01-01-1970 03:00 Rüşdü Erdelhun’un darbeci askerlere karşı nutku ve darbe karargahinin Kara Harp Okulundan Tuzla Piyade Okuluna taşinmasi 01-01-1970 03:00 Faşist Darbeci Kalkışma Yeniden Hortladı 01-01-1970 03:00 Yeni Askeri Darbe Hazırlığı  01-01-1970 03:00 Birlik ve beraberliği nasıl sağlayabiliriz? 01-01-1970 03:00 Zekât ve Ekonomi 01-01-1970 03:00 Nasihatler niçin tesir etmiyor? 01-01-1970 03:00 Sonsuzluk Ülkesindeki Gerçek Hayat  01-01-1970 03:00 Hamas Sorgulanmalıdır 01-01-1970 03:00 Türkiye'deki Arap Düşmanlığının Sebebi Nedir? 01-01-1970 03:00 Cifir İlmi ve Ebced Hesabı Nedir? 01-01-1970 03:00 En güzel eserleri nerede buldum? 01-01-1970 03:00 Filistin Müslümanların uyanışına vesile olacak 01-01-1970 03:00 Susun ve sessiz kalın! 01-01-1970 03:00 Hayber ve Allah’ın Arslanı 01-01-1970 03:00 Polemik ve İcraat Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye nin şu andaki en büyük polemik ustasidir. 01-01-1970 03:00 Müslümanların en önemli ihtiyaçları 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman Said Nursi kimdir? 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet İslâmi Yönetim Şeklidir 01-01-1970 03:00 Bu çürümüş kemik parçalarını kim diriltecek? 01-01-1970 03:00 Trump'ın Çaldığı Dosyalar ve 11 Eylül 01-01-1970 03:00 Ne mutlu namazımı kılıyorum diyene! 01-01-1970 03:00 Kemal mi Kamâl mı ? Hangisi doğru? 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman' a dil uzatanlar hakkında Meyveli ağaç taşlanır, bir deyimimizdir. 01-01-1970 03:00 Ordunun Şerefi Kime Aittir? 01-01-1970 03:00 İki sene önce Yeni Akit Gazetesindeki veda yazım. 01-01-1970 03:00 Kayıt Dışı Ekonomi Kalkınmaya Engeldir 01-01-1970 03:00 İnsanlar niçin yaratılmıştır? 01-01-1970 03:00 Hutbe konusunda en önemli husus nedir? 01-01-1970 03:00 Karpuz seçmiyor yönetici seçiyoruz 01-01-1970 03:00 Ay yerine nereye gittiler? 01-01-1970 03:00 Hürriyet ve Sevad-ı Azam Kavramı 01-01-1970 03:00 Mazdek Kavatından Feto'ya geldik 01-01-1970 03:00 15 Temmuz 2016 ile 28 Şubat İlişkisi 01-01-1970 03:00 Hutbenin aslı Arapçadır 01-01-1970 03:00 Dünya Başkenti İstanbul 01-01-1970 03:00 Dünya Başkenti İstanbul 01-01-1970 03:00 Alemi İslâm ın ve sizin Kurban bayramınızı bütün ruh u canımla tebrik ederim. 01-01-1970 03:00 Hilal ve Yıldız Yüzyılı 01-01-1970 03:00 Bilinmesi gereken en önemli husus nedir? Kat'iyen bil ki; 01-01-1970 03:00 Faşist CHP'nin Dayattığı Uydurma Tarih Son zamanlarda sık sık dile getirilen 01-01-1970 03:00 Türkiye Siyasi Hayatında Karakaşi-Kapani Kavgası 01-01-1970 03:00 Türkiye Yunanistan Savaşı 01-01-1970 03:00 Artık topa girmek gerekmez mi? 01-01-1970 03:00 Rüşdü Erdelhun ve darbeci faşistler 01-01-1970 03:00 Sabetay Aşiretinden Kurtulmamız Gerekiyor 01-01-1970 03:00 Allah’ın güzel isimleri 01-01-1970 03:00 Oyumuzu kullanırken dikkat edeceğimiz hususlar 01-01-1970 03:00 Siyah Beyaz 01-01-1970 03:00 Türkiye'de namaz ibadeti 01-01-1970 03:00 Başarı Milletin Malıdır Şahıslara Yüklenemez 01-01-1970 03:00 Biz namaz kılanlardan değildik 01-01-1970 03:00 Günahsız hükümet olur mu 01-01-1970 03:00 Rusya Ukrayna Savaşı ve Müslüman Dünyasına Etkileri 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman Said Nursi’ye karşı yapılan haksızlıklar 01-01-1970 03:00 Muslümanlara Karşı Şia ve Vahhabi Kıskacı 01-01-1970 03:00 Dinde siyaset ve yöneticilik var mıdır? 01-01-1970 03:00 Deprem gibi afetlerin gerçek sebebi nedir? 01-01-1970 03:00 Nevruz nedir? Nevruza nasıl bakmak gerekir? 01-01-1970 03:00 Para basma hikayesidir nedir? 01-01-1970 03:00 Deprem ve Hikmetleri 01-01-1970 03:00 Deprem ABD işi değildir 01-01-1970 03:00 Ailenin korunması için hükumetin sorumlulukları 01-01-1970 03:00 Ordudaki dindar düşmanları ile mücadelemiz bitmedi 01-01-1970 03:00 Gaspçı Devlet Olur Mu? 01-01-1970 03:00 Kur'an okumanın fazileti 01-01-1970 03:00 Lozan’a giden yolda İngiltere'nin ikiyüzlü politikası 01-01-1970 03:00 Feto Büyücüsünün Marifetleri!... 01-01-1970 03:00 Salavat Nedir ve Ne İçin Okunur? 01-01-1970 03:00 Sabetay tarikatı ve Feto 01-01-1970 03:00 Avrupa'nın çıplak ayaklı çocuk köleleri 01-01-1970 03:00 Katiline âşık olan insanlar 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin kurucu ilkeleri nelerdir? 01-01-1970 03:00 Demokrasi neden saltanattan üstündür 01-01-1970 03:00 CHP olmasaydı ne hale düşerdik? 01-01-1970 03:00 Mecliste Generali Öldürdüler 01-01-1970 03:00 Feto denilen İslam düşmanını tanıyalım FETO’nün üç yüzünü göremeyen, 01-01-1970 03:00 Doğu Türkistan ve Çin Müslümanları 01-01-1970 03:00 Demokrasi ve hürriyet fitne midir? 01-01-1970 03:00 Fırtınanın Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Yılbaşının Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Şah Kavat'tan günümüze muta nikahı 01-01-1970 03:00 Paris Elçisi Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin Kanal Raporu 01-01-1970 03:00 Serbest piyasa ve devletin fiyatlara müdahale etmesi 01-01-1970 03:00 2022 Türkiye'nin ekonomi ve teknolojide en hızlı yükseliş dönemi oldu 01-01-1970 03:00 92 Yıl önce Menemen 'de ne oldu? 01-01-1970 03:00 Yakamoz nedir? 01-01-1970 03:00 Kadına karşı şiddetin en önemli sebebi 01-01-1970 03:00 Niçin memur olmaya can atıyoruz 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman'ın Eyalet Sistemi Hakkındaki Düşünceleri 01-01-1970 03:00 Zincir marketler ve serbest piyasa mekanizması 01-01-1970 03:00 Üzülme Allah İnanlarla Beraberdir 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman ismi nereden geliyor? 01-01-1970 03:00 Siyasi mülahazalar ve Ak Parti niçin desteklenmelidir? 01-01-1970 03:00 SEVGİ VE MUHABBET ÜZERİNE... 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman’ın dinsiz siyasete bakışı 01-01-1970 03:00 HELÂL DAİREDE YAŞAMAK VE FAİZ 01-01-1970 03:00