Fısıltı HABERLERİ
HV
26 NİSAN Cuma 19:09

Lozan’a giden yolda İngiltere'nin ikiyüzlü politikası

Vehbi Kara Dr. ( YAZAR )
Vehbi Kara Dr. ( YAZAR )
Giriş Tarihi : 28-01-2023 16:28

Lozan’a giden yolda İngiltere'nin ikiyüzlü politikası
Lozan Anlaşması, Türkiye’ye vurulmuş bir prangadır. Daha 10 yıl geçmeden bu anlaşma delik deşik edilmeye başlanmış ülkemize çizilen dar kalıplar kırılmaya başlamıştır. Boğazlar ve Hatay geri alınmış ve bu süreç hala devam etmektedir.
Lozan Anlaşmasının genel mahiyeti hakkında bilgi vermek suretiyle Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada egemenlik haklarını elde etme konusunda nasıl bir çaba verdiğini ve vermesi gerektiğini yazılarımızda izah etmeye çalışıyoruz. Lakin konuyu karşı taraftan ele alacak olursak yani özellikle İngiliz siyaseti açısından değerlendirebilirsek daha doğru sonuçlara varmamız mümkündür.
Öncelikle Lozan Anlaşmasının İngilizlerin kontrolünde cereyan ettiğini ve İngiliz menfaatlerinin korunmuş olduğunu buna karşılık Türkiye’nin birçok konuda hayal kırıklığına uğradığını bilmek gerekiyor. Nitekim kurucu meclisimizin bu anlaşma metnini kabul etmeyeceği bilindiği için Türkiye’de ilk seçimler yapılmış Halk Fırkası yani bugünkü adıyla Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayları neredeyse her yerde milletvekili olarak seçilmiş ve büyük itirazlara rağmen Anlaşma Meclis’te kabul edilmişti.
Lozan Müzakereleri 24 Temmuz 1923'e kadar devam etti ve bu süreç Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanması ile sonuçlandı. Taraf ülkelerin temsilcileri arasında imzalanan anlaşma, uluslararası anlaşmaların ülke meclislerince onaylanmasını gerektiren yasalar gereğince taraf ülkelerin meclislerinde görüşülmüş ve imzalanmıştır.
Türkiye tarafından 23 Ağustos 1923'te, Yunanistan tarafından 25 Ağustos 1923'te, İtalya tarafından 12 Mart 1924'te, Japonya tarafından 15 Mayıs 1924'te imzalanmıştır. Birleşik Krallık'ın anlaşmayı onaylaması ise 16 Temmuz 1924 tarihinde olmuştur. Yani neredeyse bir yıl sonra Türkiye’de halifelik kaldırıldıktan sonra Anlaşma, 6 Ağustos 1924 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Lozan’ın Türkiye’yi belirli bir kalıbın içine sokmak ve bunun dışına çıkmasını önlemek maksadı ile yapıldığını anlamak için İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un konuşmalarına dikkatli bir şekilde  bakmak gerekiyor. Bu sayede İngiliz siyasetini ve Türkiye üzerindeki emellerini daha iyi bir şekilde anlayabilmek mümkündür.
Curzon ısrarla yeni Türkiye'nin Asya merkezli bir devlet olması ve başkentin Anadolu'da bir yere taşınmasını istiyordu. Ona göre yeni başkent Bursa, Konya veya Ankara olabilirdi. Çünkü İstanbul Müslümanların siyasi gücünün sembolüydü.
İstanbul'daki Padişah, halife olarak İngiliz İmparatorluğundaki Müslüman nüfus için en önemli tehdit olan “İslam Birliği” anlayışının temsilcisiydi. Bu durum İngilizlerin kontrolü altındaki Hindistan’da büyük bir tehlike meydana getiriyordu. Nitekim Müslüman kadınlar her fırsatta kollarındaki bilezikleri satıp Anadolu’daki milli mücadeleye destek olmaya çalışıyorlardı.
Eğer Padişah İstanbul'da bırakılırsa, Müslüman dünyası, Osmanlı devleti’nin gerçekten mağlup olduğuna inanmayacak ve aynı anda hem tepkilerin hem de İngiliz İmparatorluğu adına gelecekteki sorunların merkezi haline gelebilecekti. Başkentin taşınması Müslümanların elindeki bu yüksek prestiji ortadan kaldıracaktı.
Hilafeti, o tarihte Dünya'daki en büyük Müslüman nüfusa sahip olan İngiliz siyaseti için tehdit olarak gören Curzon, Türkiye'nin İslam dünyası üzerindeki nüfuzundan ve iddialarından vazgeçmesini istiyordu. Daha doğrusu kendi içine kapanık ve böylece İngiltere için bir daha asla sorun haline gelemeyecek bir Türkiye işlerine geliyordu ve uzun yıllar boyunca bu arzuları aynen gerçekleşecekti.
Üzerinde güneş batmayan İngiliz İmparatorluğunun eski Hindistan Genel valisi olan Curzon, Hindistan'daki 70 milyon Müslüman ile Afganistan, Mısır ve Arabistan'daki diğer Müslümanlardan endişelenmekte çok haklıydı. Bir oyalama ve aldatma siyasetine ihtiyaç bulunuyordu. Bu maksatla yani İngiliz çıkarlarının devamı ve çeşitli endişelere son vermek için işgallere son vermek ve Anadolu'yu Müslüman Türklere bırakmak gerekiyordu. İzmir işgali yanlış bir karardı. Fransızlar ve İtalyanlar da bölgeyi derhal boşaltmalıydılar. Nitekim bu konudaki baskılar sonuç vermiş ve işgaller bir müddet sonra sona erdirilmişti.
Ancak yeni Türkiye; Arabistan, Irak, Suriye, Filistin ve Ermenistan ile ilişiğini de kesmeli ve onlardan ayrıştırılmalıydı. Zaten Mekke ve Medine’nin kaybedilmesi diğer Müslüman milletler üzerindeki prestijinin elinden alınması yeteri kadar sert bir darbe olmuştu. Fakat yeterli değildi.
Bunun için Müslümanların Hıristiyan dünyası üzerindeki zaferin bir sembolü olarak Ayasofya da geri alınmalıydı. Hiç olmaz ise dini kullanımı olmayan uluslararası bir anıt haline getirilmeliydi.
Curzon’un takip ettiği politikanın büyük bir kısmı hayat bulmuş ve gerçekleştirilmişti. Fakat bu ülkede yaşayan insanlar 2022 yılına geldiği halde bu acı gerçekleri hala anlayamamışlardır, vesselam…

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI Dünyanın en disiplinli ordusu! Erdoğan Silahlı Kuvvetleri İyi Yönetemiyor Müslumanlarin ve materyalistlerin ölüm sonrasına bakışı CHP neden kazandı? Allah İsminin Yüceltilmesi  Ramazan Ayında ne yapmalı? 28 Şubat Muz Cumhuriyeti Bir tane ordumuz var Tuzla Piyade Okulu’nda darbeci tehdit Türk Silahlı Kuvvetlerinde Darbeci Gelenek Devam Ediyor Tarikatlar Hakkında  Hükûmetten kimse lütuf beklemiyor görevini yapsın yeter İnsanlı Ay Yolculuğunda Son Durum Herkes Kendi İsmi İle Çağrılmak İster Gerçek Savaş Gazisi Bediüzzaman Le Monde'ye göre Türkiye'deki darbe kalkişması Ordumuzda darbeci kalkışma dalga dalga yayılıyor Atatürk’ün ve Erdelhun'un Nutukları 2.Abdülhamid'in Putlaştırılması Meçhul asker anıtları ve şehitlere vefa borcu Türkiye'de ve Dünyada Faşizm Nasıl Ortaya Çıktı? Mısır, İsrail ve Yemen ile ilgili kısa hatıralar Rüşdü Erdelhun’un darbeci askerlere karşı nutku ve darbe karargahinin Kara Harp Okulundan Tuzla Piyade Okuluna taşinmasi Faşist Darbeci Kalkışma Yeniden Hortladı Yeni Askeri Darbe Hazırlığı  Birlik ve beraberliği nasıl sağlayabiliriz? Zekât ve Ekonomi Nasihatler niçin tesir etmiyor? Sonsuzluk Ülkesindeki Gerçek Hayat  Hamas Sorgulanmalıdır Türkiye'deki Arap Düşmanlığının Sebebi Nedir? Cifir İlmi ve Ebced Hesabı Nedir? En güzel eserleri nerede buldum? Filistin Müslümanların uyanışına vesile olacak Susun ve sessiz kalın! Hayber ve Allah’ın Arslanı Polemik ve İcraat Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye nin şu andaki en büyük polemik ustasidir. Müslümanların en önemli ihtiyaçları Bediüzzaman Said Nursi kimdir? Cumhuriyet İslâmi Yönetim Şeklidir Bu çürümüş kemik parçalarını kim diriltecek? Trump'ın Çaldığı Dosyalar ve 11 Eylül Ne mutlu namazımı kılıyorum diyene! Kemal mi Kamâl mı ? Hangisi doğru? Bediüzzaman' a dil uzatanlar hakkında Meyveli ağaç taşlanır, bir deyimimizdir. Ordunun Şerefi Kime Aittir? İki sene önce Yeni Akit Gazetesindeki veda yazım. Kayıt Dışı Ekonomi Kalkınmaya Engeldir İnsanlar niçin yaratılmıştır? Hutbe konusunda en önemli husus nedir? Karpuz seçmiyor yönetici seçiyoruz Ay yerine nereye gittiler? Hürriyet ve Sevad-ı Azam Kavramı Mazdek Kavatından Feto'ya geldik 15 Temmuz 2016 ile 28 Şubat İlişkisi Hutbenin aslı Arapçadır Dünya Başkenti İstanbul Dünya Başkenti İstanbul Alemi İslâm ın ve sizin Kurban bayramınızı bütün ruh u canımla tebrik ederim. Hilal ve Yıldız Yüzyılı Bilinmesi gereken en önemli husus nedir? Kat'iyen bil ki; Faşist CHP'nin Dayattığı Uydurma Tarih Son zamanlarda sık sık dile getirilen Türkiye Siyasi Hayatında Karakaşi-Kapani Kavgası Türkiye Yunanistan Savaşı Artık topa girmek gerekmez mi? Rüşdü Erdelhun ve darbeci faşistler Sabetay Aşiretinden Kurtulmamız Gerekiyor Allah’ın güzel isimleri Oyumuzu kullanırken dikkat edeceğimiz hususlar Siyah Beyaz Türkiye'de namaz ibadeti Başarı Milletin Malıdır Şahıslara Yüklenemez Biz namaz kılanlardan değildik Günahsız hükümet olur mu Rusya Ukrayna Savaşı ve Müslüman Dünyasına Etkileri Bediüzzaman Said Nursi’ye karşı yapılan haksızlıklar Muslümanlara Karşı Şia ve Vahhabi Kıskacı Dinde siyaset ve yöneticilik var mıdır? Deprem gibi afetlerin gerçek sebebi nedir? Nevruz nedir? Nevruza nasıl bakmak gerekir? Para basma hikayesidir nedir? Deprem ve Hikmetleri Deprem ABD işi değildir Ailenin korunması için hükumetin sorumlulukları Ordudaki dindar düşmanları ile mücadelemiz bitmedi Gaspçı Devlet Olur Mu? Kur'an okumanın fazileti Feto Büyücüsünün Marifetleri!... Salavat Nedir ve Ne İçin Okunur? Sabetay tarikatı ve Feto Avrupa'nın çıplak ayaklı çocuk köleleri Katiline âşık olan insanlar Türkiye’nin kurucu ilkeleri nelerdir? Demokrasi neden saltanattan üstündür CHP olmasaydı ne hale düşerdik? Mecliste Generali Öldürdüler Feto denilen İslam düşmanını tanıyalım FETO’nün üç yüzünü göremeyen, Doğu Türkistan ve Çin Müslümanları Demokrasi ve hürriyet fitne midir? Fırtınanın Düşündürdükleri Yılbaşının Düşündürdükleri Şah Kavat'tan günümüze muta nikahı Paris Elçisi Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin Kanal Raporu Serbest piyasa ve devletin fiyatlara müdahale etmesi 2022 Türkiye'nin ekonomi ve teknolojide en hızlı yükseliş dönemi oldu 92 Yıl önce Menemen 'de ne oldu? Yakamoz nedir? Kadına karşı şiddetin en önemli sebebi Niçin memur olmaya can atıyoruz Bediüzzaman'ın Eyalet Sistemi Hakkındaki Düşünceleri Zincir marketler ve serbest piyasa mekanizması Devletin fiyatlara müdahalesi caiz midir? Üzülme Allah İnanlarla Beraberdir Bediüzzaman ismi nereden geliyor? Siyasi mülahazalar ve Ak Parti niçin desteklenmelidir? SEVGİ VE MUHABBET ÜZERİNE... Bediüzzaman’ın dinsiz siyasete bakışı HELÂL DAİREDE YAŞAMAK VE FAİZ