Fısıltı HABERLERİ
HV
27 NİSAN Cumartesi 11:13

Tuzla Piyade Okulu’nda darbeci tehdit

Vehbi Kara Dr. ( YAZAR )
Vehbi Kara Dr. ( YAZAR )
Giriş Tarihi : 19-02-2024 12:31

Tuzla Piyade Okulu’nda darbeci tehdit

Türkiye yeniden darbe surecine girdi. Bir yandan Fetö örgütü bir yandan darbeci faşist subaylar bütün güçleri ile devleti ve anayasal rejimi yıkmaya çalışıyorlar. Bunların azmettiricisi yine ayni güçtür. ABD ve Siyonist güçler...
Bir dönem askeri darbecilerin karargâhı Kara Harp Okuluydu. 27 Mayıs 1960 tarihinde gözü dönmüş faşistler Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun'u Kara Harp Okuluna getirip yaka paça dövüp tekmelemişlerdi. 
Bu cuntanın ele bazılarından biri Amerikan işbirlikçisi Yüzbaşı Muzaffer Özdag idi.
15 Temmuz 2016 da yine ABD’nin tertiplediği Fetocu kalkışmadan sonra Kara Harp Okulu kapatılmış ve Milli Savunma Üniversitesi yönetiminde daha demokratik yapıya getirilmek için yeniden açılmıştı.
Darbeci faşistler nispeten kontrolü kaybettikleri için bu sefer Tuzla Piyade Okulunu darbe karargâhı yapmışlardı. Bu sayede halen görevde olan darbeci gelenekten gelen faşist general ve amirallerin etkisi daha çok görülebiliyordu.
Nitekim Tuzla Piyade Okulu’nda; geçen 10 Kasım’da, “Atatürkçü subaylar” ile “Atatürk karşıtı oldukları iddia edilen subaylar” arasında “Atatürk fotoğrafının üniformaya takılması” çerçevesinde yaşanan bir dizi olay ile ilgili ayrıntılar ortaya çıkmıştı.
Millî Savunma Bakanlığı (MSB), yaptığı resmi bilgilendirmede, süreçte yer alan 7 teğmenin, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile “ilişiğinin kesildiğini” açıklamıştı.
Basında açıklanan bilgilere göre yaşanan olaylar sonrasında hazırlanan ve savcılığa gönderilen disiplin soruşturma raporunun detayları ortaya çıkmıştı.
Raporda bazı teğmenlerin "bir gün gelecek hepiniz Atatürk’e secde edeceksiniz" tehditleri ile namaz kılmanın bir cemaate mensubiyet olarak itham edilmesi dikkat çekmişti.
İlgili bölümler şöyledir.
Olayın tarafı olan Teğmen A.A., 10 Kasım sabahı yaşananları özetle şöyle aktardı:
“(...) 10 Kasım günü Atatürk’ü Anma Töreni sebebiyle sabah 08.00’de bölük içtima alanına çıktım. Yakalarımıza takmak için Atatürk fotoğrafı ve iğnesi dağıtıldı. Bir kısım arkadaşıma ve bana iğne yetmediği için tören alanında diğer arkadaşların çevresinden toplu iğne temin etmeye çalıştım.
 Tören alanına gelene kadar iğne temin edemedim. Tören alanında yakamda Atatürk fotoğrafını göremeyen Piyade Teğmen A.K.Ş. ve Piyade Teğmen U.Ç., ‘Neden Atatürk fotoğrafı takmıyorsun?’ diyerek ellerinde toplu iğne ve fotoğraf ile yakama takmaya çalıştılar. 
Onlara yanıt olarak; ‘Sizin isteğinizle değil, kendi isteğimle takarım’ dedim. Bunu o anki sinirle ve inatla söyledim. ‘Atatürk’ü sevmiyor musun? Cemaatçi misin?’ gibi söylemlerle üzerime geldiler.
 Piyade Teğmen A.K.Ş., tören alanında ‘fotoğraf takmıyorsan s... git’ dedi.‘
Buna sen mi karar veriyorsun? yanıtını verdim. Daha sonra durumu Üsteğmen Y.K.’ya ilettim. Y. Üsteğmen beni yanına çağırarak neden takmadığımı sordu. 
Ona Atatürk’e bir düşmanlığımın olmadığını söyledim ve ardından Harp Okulu’ndan bu yana gelen süreçten bahsettim.
 Beni Atatürk düşmanı gibi lanse ettikleri için sinirle bu şekilde onlara yanıt verdim. Müteakiben bölük komutanına iğne ihtiyacım olduğunu söyledim. İğnenin gelmesi sonrasında bölümün arkasına geçerek Piyade Teğmen E.Ş.’den yakama fotoğraf takmasını rica ettim.
Törenin bitmesini müteakip koğuşa geçtik, saat 09:40 sularında aynı koğuşta kalan iki arkadaşım Piyade Teğmen M.F.Ş. ve Piyade Teğmen F.A. ile koğuşta birlikte olduğunuz sırada Piyade Teğmen S.Ç., Piyade Teğmen S.Y., Piyade Teğmen T.E.E. ve Piyade Teğmen U.T. ve beraberinde tam göremediğim toplam 8-10 kişilik bir grup koğuşumuza girdi. S.Y., Atatürk fotoğrafı neden takmadığımı sordu, ‘Atatürk düşmanı mısın?’ dedi. Ona yanıt olarak ‘Atatürk’e herhangi bir düşmanlık beslemiyorum’ dedim.
Daha sonra U.T., Harp Okulu’nda, ‘Cemaatçi olmadığını beyan ediyorsun ama takip edildiniz, biliyoruz ya seve seve ya da s.. s.. takacaksın’ dedi. Ona cevap vermedim. S.Ç. de aynı cümleleri birebir tekrar etti. Yüzüme yaklaşarak bir gün gelecek hepiniz Atatürk’e secde edeceksiniz ifadesini kullandı ona cevap olarak ‘Allah’tan başkasına secde etmem’ dedim. 
T.E.E., diğer arkadaşlarıma ‘Nereden emir alıyorsunuz?’ şeklinde sorular sordu.Daha sonra odaya giren dört kişi, ‘Tarikatçıların, cemaatçilerin anasını avradını sinkaf ederiz’ şeklinde sözler sarf ettiler, koridorda bulunan isimlerini bilmediğim 20-30 kadar devre arkadaşım da onlara eşlik etti. Bu esnada fiziki bir temas olmadı. Gelenler, kendilerinden dağılıp gittiler.
Piyade Teğmen A.A., aynı gün öğleden sonra yaşananları müfettişlere şöyle anlattı:“(...) 10 Kasım saat 16:30 sıralarında numarasını hatırlamadığım bir koğuşta yaklaşık dokuz yıllık sivilden tanıdığım devre arkadaşım Piyade Teğmen Ö.Y. ile oturdum. Bana ne olduğunu sordu. Bu esnada aynı koğuşta bulunan Piyade Teğmen B. İ. bana hitaben ’senin ananı avradını sinkaf ederim. O... ç...’ dedi. Yasal olarak amirlerime ve hatta savcılığa şikayetçi olmayı düşündüğüm için haksız duruma düşmemek adına karşılık vermedim ve odayı terk ettim.
Samimi arkadaşlarımla birlikte namaz kılmak amacıyla kurduğum ‘Hubbifillah’ isimli WhatsApp grubunu bana sordular. Bunun ‘Allah için sevmek’ anlamına geldiğini, bir art niyet olmadığını söyledim. Grubu kurma amacım, hadiste belirtildiği üzere cemaatle namaz kılmanın daha fazla sevabı haiz olması olduğunu, gruptaki kişilerin rızalarını alarak gönüllülük esas ile bu grubu kurduğumu söyledim. Koğuşta bulunan Piyade Teğmen A.Ş.’nin ‘Bu ifadenin, Kadir Mısırlıoğlu’nun konuşmasında geçtiğini bilmiyor musun?’ diye sordu. Yanıt olarak, ‘Bu ifadeler Peygamberimizin hadislerinde geçiyor. Google aramasında buldum’ dedim. Sonrasında kendisini bu şekilde soru sorarak beni sıkıştırdılar. Bu esnada herhangi bir darp olayı olmadı. 17:00 içtimasına çıkmak için odayı terk ettim. 
10 Kasım sabahında yaşanan olayın öğleden sonraki devamında yaşananları Piyade Teğmen M.F.Ş. ise şöyle aktardı; müfettişlere:(...) 10 Kasım günü akşam saatlerinde 405 nolu koğuşta ben, A.A. ve 3. Bölük‘ten arkadaşımız Piyade Teğmen B.A. varken Piyade Teğmen T.E.E geldi ve A.A. ve beni hedef alarak, ‘Siz kime bağlısınız? Kimden emir alıyorsunuz? Hangi tarikata bağlısınız? Hangi cemaattensiniz?’ şeklinde sözler sarf etti. Ben de ‘Bir yere bağlı olmadığımı, sadece Risale-i Nur’u okuduğumu, cemaatle namaz kılmak konusunda yasak olmadığını’ kendisine söyledim. T.E.E. bunun üzerine, ‘Benim için 28 Şubat kararları geçerlidir’ dedi. Hepimiz şok olduk. Ardından da ‘Bize söyleyecekleriniz bu kadar mı?’ dedi. Biz ona cevap vermedik, daha sonra koğuşta çıktım. (...)”
İşte ifadelerde geçtiği üzere Türk Silahlı Kuvvetleri sistematik bir şekilde faşist generallerin ele başı olduğu bir cendere sokulmuş durumdadır. Bu vahim durumun birinci derecede sorumlusu Erdoğan ve kurduğu hükûmetlerdir.
Erdoğan demokrasiden yana tavır almak yerine CHP’nin tek partili faşist yönetimini kendisine örnek alarak neredeyse her konuşmasında CHP liderine referans vermekten geri durmamıştır.
En son gelinen noktada namaz kılan subaylar 28 Şubat 1997 sürecinde olduğu gibi ordudan atılmıştır.
Erdoğan eskiden mağdur edebiyatı yaparak ordumuzun demokratik düzenin bir parçası yapacağını iddia etmişti. Fakat yaşadığımız acı tecrübelere rağmen demokratikleşme adına doğru dürüst hiçbir önlem almayarak bu çirkin faşist kalkışmanın güçlenmesine sebep olmuştur.
Allah akıl ve izan nasip etsin, vesselam...

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI Dünyanın en disiplinli ordusu! Erdoğan Silahlı Kuvvetleri İyi Yönetemiyor Müslumanlarin ve materyalistlerin ölüm sonrasına bakışı CHP neden kazandı? Allah İsminin Yüceltilmesi  Ramazan Ayında ne yapmalı? 28 Şubat Muz Cumhuriyeti Bir tane ordumuz var Türk Silahlı Kuvvetlerinde Darbeci Gelenek Devam Ediyor Tarikatlar Hakkında  Hükûmetten kimse lütuf beklemiyor görevini yapsın yeter İnsanlı Ay Yolculuğunda Son Durum Herkes Kendi İsmi İle Çağrılmak İster Gerçek Savaş Gazisi Bediüzzaman Le Monde'ye göre Türkiye'deki darbe kalkişması Ordumuzda darbeci kalkışma dalga dalga yayılıyor Atatürk’ün ve Erdelhun'un Nutukları 2.Abdülhamid'in Putlaştırılması Meçhul asker anıtları ve şehitlere vefa borcu Türkiye'de ve Dünyada Faşizm Nasıl Ortaya Çıktı? Mısır, İsrail ve Yemen ile ilgili kısa hatıralar Rüşdü Erdelhun’un darbeci askerlere karşı nutku ve darbe karargahinin Kara Harp Okulundan Tuzla Piyade Okuluna taşinmasi Faşist Darbeci Kalkışma Yeniden Hortladı Yeni Askeri Darbe Hazırlığı  Birlik ve beraberliği nasıl sağlayabiliriz? Zekât ve Ekonomi Nasihatler niçin tesir etmiyor? Sonsuzluk Ülkesindeki Gerçek Hayat  Hamas Sorgulanmalıdır Türkiye'deki Arap Düşmanlığının Sebebi Nedir? Cifir İlmi ve Ebced Hesabı Nedir? En güzel eserleri nerede buldum? Filistin Müslümanların uyanışına vesile olacak Susun ve sessiz kalın! Hayber ve Allah’ın Arslanı Polemik ve İcraat Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye nin şu andaki en büyük polemik ustasidir. Müslümanların en önemli ihtiyaçları Bediüzzaman Said Nursi kimdir? Cumhuriyet İslâmi Yönetim Şeklidir Bu çürümüş kemik parçalarını kim diriltecek? Trump'ın Çaldığı Dosyalar ve 11 Eylül Ne mutlu namazımı kılıyorum diyene! Kemal mi Kamâl mı ? Hangisi doğru? Bediüzzaman' a dil uzatanlar hakkında Meyveli ağaç taşlanır, bir deyimimizdir. Ordunun Şerefi Kime Aittir? İki sene önce Yeni Akit Gazetesindeki veda yazım. Kayıt Dışı Ekonomi Kalkınmaya Engeldir İnsanlar niçin yaratılmıştır? Hutbe konusunda en önemli husus nedir? Karpuz seçmiyor yönetici seçiyoruz Ay yerine nereye gittiler? Hürriyet ve Sevad-ı Azam Kavramı Mazdek Kavatından Feto'ya geldik 15 Temmuz 2016 ile 28 Şubat İlişkisi Hutbenin aslı Arapçadır Dünya Başkenti İstanbul Dünya Başkenti İstanbul Alemi İslâm ın ve sizin Kurban bayramınızı bütün ruh u canımla tebrik ederim. Hilal ve Yıldız Yüzyılı Bilinmesi gereken en önemli husus nedir? Kat'iyen bil ki; Faşist CHP'nin Dayattığı Uydurma Tarih Son zamanlarda sık sık dile getirilen Türkiye Siyasi Hayatında Karakaşi-Kapani Kavgası Türkiye Yunanistan Savaşı Artık topa girmek gerekmez mi? Rüşdü Erdelhun ve darbeci faşistler Sabetay Aşiretinden Kurtulmamız Gerekiyor Allah’ın güzel isimleri Oyumuzu kullanırken dikkat edeceğimiz hususlar Siyah Beyaz Türkiye'de namaz ibadeti Başarı Milletin Malıdır Şahıslara Yüklenemez Biz namaz kılanlardan değildik Günahsız hükümet olur mu Rusya Ukrayna Savaşı ve Müslüman Dünyasına Etkileri Bediüzzaman Said Nursi’ye karşı yapılan haksızlıklar Muslümanlara Karşı Şia ve Vahhabi Kıskacı Dinde siyaset ve yöneticilik var mıdır? Deprem gibi afetlerin gerçek sebebi nedir? Nevruz nedir? Nevruza nasıl bakmak gerekir? Para basma hikayesidir nedir? Deprem ve Hikmetleri Deprem ABD işi değildir Ailenin korunması için hükumetin sorumlulukları Ordudaki dindar düşmanları ile mücadelemiz bitmedi Gaspçı Devlet Olur Mu? Kur'an okumanın fazileti Lozan’a giden yolda İngiltere'nin ikiyüzlü politikası Feto Büyücüsünün Marifetleri!... Salavat Nedir ve Ne İçin Okunur? Sabetay tarikatı ve Feto Avrupa'nın çıplak ayaklı çocuk köleleri Katiline âşık olan insanlar Türkiye’nin kurucu ilkeleri nelerdir? Demokrasi neden saltanattan üstündür CHP olmasaydı ne hale düşerdik? Mecliste Generali Öldürdüler Feto denilen İslam düşmanını tanıyalım FETO’nün üç yüzünü göremeyen, Doğu Türkistan ve Çin Müslümanları Demokrasi ve hürriyet fitne midir? Fırtınanın Düşündürdükleri Yılbaşının Düşündürdükleri Şah Kavat'tan günümüze muta nikahı Paris Elçisi Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin Kanal Raporu Serbest piyasa ve devletin fiyatlara müdahale etmesi 2022 Türkiye'nin ekonomi ve teknolojide en hızlı yükseliş dönemi oldu 92 Yıl önce Menemen 'de ne oldu? Yakamoz nedir? Kadına karşı şiddetin en önemli sebebi Niçin memur olmaya can atıyoruz Bediüzzaman'ın Eyalet Sistemi Hakkındaki Düşünceleri Zincir marketler ve serbest piyasa mekanizması Devletin fiyatlara müdahalesi caiz midir? Üzülme Allah İnanlarla Beraberdir Bediüzzaman ismi nereden geliyor? Siyasi mülahazalar ve Ak Parti niçin desteklenmelidir? SEVGİ VE MUHABBET ÜZERİNE... Bediüzzaman’ın dinsiz siyasete bakışı HELÂL DAİREDE YAŞAMAK VE FAİZ