Fısıltı HABERLERİ
HV
27 NİSAN Cumartesi 11:42

Karpuz seçmiyor yönetici seçiyoruz

Vehbi Kara Dr. ( YAZAR )
Vehbi Kara Dr. ( YAZAR )
Giriş Tarihi : 30-07-2023 17:36

Karpuz seçmiyor yönetici seçiyoruz

Türkler bin yıldan beri Müslüman toplumların yöneticisi olduğu için siyasete çok meraklıdır. En fakirinden en zengine kadar herkes sanki politikacı imiş gibi yorum yapar ve konuşur.
Bediüzzaman Said Nursi’nin eserlerini okuyup istifade etmeye çalışan insanlar daima toplumumuzun önemli kişileri arasında yer almışlardır. Sadece dini konularda değil sosyal hayatta dahi takip edilen bu insanların düşünceleri elbette çok önemlidir. Çünkü Allah rızasını esas alıp kulların düşüncelerini ikinci plana iterler. 
İşte bu insanlardan biri olan Mehmet Erdemir Bey, uzun bir sureden beri çok güzel seçim analizleri yapmaktadır. İşte bunlardan bir tanesi çok güzel ve ehemmiyetlidir. 
Bediüzzaman'ın takipçilerinin siyasette ve seçimlerde nasıl bir yol takip ettiğini açıklıkla ifade etmektedir. Referans verdiği kaynaklar gerçekten de çok ikna edicidir.
Bakınız ne güzel ifade etmiş:
Çok partili döneme geçildiğinde Bediüzzaman; CHP ye karşı yerini,   safını ve tavrını açıkça belli etmiş; siyasete bakış tarzını,   söz, davranışları ile ortaya koymuştur. 
‘’Bu vatanda şimdilik dört parti var‘’ başlıklı mektubunda, iktidara aday durumundaki partileri, fikrî yapı   ve programlarına göre tasnif ederek,   hangi partinin iktidarda kalmasının Ülke ve din açısından   daha faydalı olduğunu ve desteklenmesi gerektiğini açıkça ilan etmek suretiyle ; Nur talebelerine    yol göstermiştir. (Emirdağ lahikası:2.Sayfa:162)
 Dini temsilen kurulmuş veya kurulması muhtemel olan  İttihad-ı İslam Partisinin bu şartlar altında iktidara gelmesi durumunda, ‘’dini siyasete alet etmeğe mecbur olacağından’’ o partinin şimdilik iktidara gelmeğe çalışmaması gerektiğini belirterek, değerlendirmelerini; CHP,  Demokrat Parti ve   Millet partilerini      mukayese ederek   yapmıştır.  
O dönemde;      sadece İstanbul, Tekirdağ, Çanakkale, Aydın, Ankara, Bursa illerinde seçime katılabilimiş olan, ‘’Millî Kalkınma Partisi (MKP); ve sadece İstanbulda seçime katılan  ‘’Türk Sosyal Demokrat Partisi, Çiftçi Partisi, Toprak Emlak ve Serbest Teşebbüs Partisi gibi iktidar şansı olmayan tabela partilerini değerlendirmeğe almamıştır.  
Bu; son derece önemli stratejik bir detaydır.  Çünkü bu gibi küçük partilere verilecek reyler; muhafazakâr kitlenin zayıflamasına,  a’zamüşşer durumundaki zihniyetin iktidara gelmesine   yardımcı olacaktır.
 Bunun ölçüsünü Bediüzzaman, şu ifadesi ile açık bir şekilde vermektedir: 
Bence yol ikidir: Mizanın iki kefesi gibi; birinin hıffeti, ötekinin sıkletine geçer. Ben tokadımı, Antranik ile beraber Enver'e, Venizelos ile beraber Said Halîm'e vurmam. Nazarımda, vuran da sefildir.(Sünuhat-Tuluat-İşarat : 55 ) Bediüzzaman İktidar açısından tehlikeli gördüğü; siyaseti dinsizliğe alet eden CHP ve Irkçılık zihniyetini temsil eden MP ye karşı tavrını açıkça ortaya koyarken; Muhafazakâr, dindar ve dine hürmetkar Demokrat Partiye desteğini de açıkça ilan etmiştir. 
Ayrıca CHP ve MP ye niçin karşı olduğunu, Demokrat Partiyi niçin desteklediğini, ilgili mektuplarda açıkça belirtmiştir.   
 Şimdi partiler hakkında, önemli değerlendirmeler yapan böyle çok yönlü bir şahsiyeti, siyasetten tamamen tecrid etmek, bu konularla ilgilenmediğini düşünmek Külliyatın bir kısmını yok saymaktır. Demek oluyor ki; bu şekildeki fiilî davranış ve izahlar, yasaklanan siyasi faaliyetler kategorisinde değildir...
 Zira bu tarz beyan ve faaliyetler; siyaset hakkında   olmakla beraber; şahsi menfaat ve    ikbal mülahazaları   olmayıp; ‘’Kur’an, İslamiyet ve vatan maslahatı’’ amacıyla yapılmış açıklamalardır.
 Bu hassas noktalar nazara alınmadan, yapılan  yorum ve açıklamalar, Bediüzzaman’ı maksadının aksine gösterme gayretlerine matuftur.   
 Nitekim ‘’Sayın Adnan Menderes ‘’diye başlayan ve Menderes’e hitaben yazılan mektubun hemen giriş bölümünde: 
‘’ Otuzbeş seneden beri siyaseti terk eden Üstadımız Bedîüzzaman Hazretleri, şimdi Kur'an ve İslâmiyet ve vatan hesabına bütün kuvvetiyle ve talebeleriyle, dersleriyle Demokrat Parti'nin iktidarda kalmasını muhafazaya çalıştığına, biz Demokrat Parti mensubları ve Nur Talebeleri kat'î kanaatimiz gelmiştir.’’ (Emirdağ lahikası II: 206 )Denilmektedir.
Şimdi burada Üstadın huzurunda talebeleri tarafından kaleme alınan  bu mektupta, alenî olarak Bediüzzaman’ın;  
’’Kur’an İslamiyet ve vatan maslahatı hesabına’’  ‘’bütün kuvvetiyle/, talebeleriyle/ ve dersleriyle/’’ Demokrat partinin iktidarda muhahaza edilmesi için çalıştığı, açıkça ifade edildiği halde; bu ifadeleri başka nasıl anlayabiliriz? 
Parti isimleri değişmiş olabilir. Ancak şablon ortada. Bugünkü ortamda, ‘’ehvenü’ş-‘’ ölçüsü muvacehesinde, Nur talebelerinin Demokrat parti konumundaki Ak Parti  ve Cumhur ittifakına   rey ve destek    vermelerinin Risalelere aykırı olan yönü nedir?     
Tehlikeli zihniyet temsilcisi durumundaki partiler karşısında, ‘’Demokrat parti ‘’ konumundaki;    Muhafazakâr dindar,dine hürmetkar kitle partisi olan Ak Parti ve Cumhur İttifakının desteklenmesi bir zaruret iken; prensipleri çarpıtarak, çekip uzatmak suretiyle başka istikametlere yönlendirmek, Bediüzzaman’ı kendi amaçlarına göre kullanmak ve konuşturmaktır.
Ayrıca bu desteğin, sözlü, yazılı ve fiili anlatım ve faaliyetlerle iletişim araçlarında deklare edilmesinin, Risale ölçülerine göre bir sakıncasının olmadığı da açıktır. 
Dolayısı ile  Risaleler açısından  sakıncalı görülmesi ve itiraz edilmesi de tamamen mesnedsiz, şahsî ve hissî     mülahazalar olduğundan kıymet-i harbiyesi yoktur.     
Yine aynı mektupta: ’
’Üstadımızdan, ne için Demokrat Parti'yi muhafazaya çalıştığını sorduk, cevaben:
"Eğer Demokrat Parti düşse, ya Halk Partisi veya Millet Partisi iktidara gelecek. Halbuki Halk Partisi, İttihadçıların bozuk kısmının cinayetleri ve hem cumhuriyetin birinci reisinin Sevr Muahedesiyle ve çok siyasî desiselerin icbarıyla, on beş senede yaptığı icraatının kısm-ı a'zamı tamamıyla eski partiye yüklendiği için, bu asil Türk milleti ihtiyarıyla o partiyi kat'iyyen iktidara getirmeyecek. Çünkü Halk Partisi iktidara gelecek olursa, komünist kuvveti aynı partinin altında bu vatana hâkim olacaktır.   İşte bunun için hayat-ı içtimaiye ve vatanımıza dehşetli bir tehlike teşkil eden bu partinin iktidara gelmemesi için, Demokrat Parti'yi, Kur'an ve vatan ve İslâmiyet namına muhafazaya çalışıyorum" dedi. Emirdağ Lahikası-2 ( 206 )  şeklindeki açıklamalar, başka izaha ihtiyaç bırakmamaktadır.
Sadece şu mektubun samimiyetle analiz edilmesi,   bu husustaki ihtilafları önleyici niteliktedir. Çünkü   siyasi noktadaki ihtilaflar, genel olarak, çok partili dönemde; Partilere karşı tavrın nasıl ve ne şekilde olacağının ve hangi partinin hangi gerekçelerle  desteklenmesi gerektiğinin  belirlenememesinden kaynaklanmaktadır.   
 Halbuki  hangi yapıdaki partinin, hangi maksatla destekleneceği, gayet bariz bir şekilde açıklanmaktadır. Ayrıca Parti desteklemenin  desteğin ilan ve deklare edilmesinin, başkalaının da  bu desteğe davet edilmesinin   Risale açısından bir  mahzuru olamadığı da, bu mektuplarda açıkça belirtilmektedir.  Bu kadar açık beyanlar karşısında tereddüt ve ihtilafa sebep yokken, bu kadar tartışma ve ve ihtilafların sebebi ne olabilir? 
Demek ki maksat üzüm yemek değil,bekçi dövmek.        Maksat ve niyet konuyu doğru anlamak olmadığı takdirde ihtilaf için pek çok bahane bulunabilir.
Üzerinde durulması gereken önemli bir husus da; ‘’bu asil Türk milleti ihtiyarıyla o partiyi (CHP)kat'iyyen iktidara getirmeyecek. Çünki Halk Partisi iktidara gelecek olursa, komünist kuvveti aynı partinin altında bu vatana hâkim olacaktır.’’ Cümlelerinde belirtilen  noktalardır. Bu cümlelerde 
 a-CHP ye muhalefetin geçici ve mevsimsel olmayıp sürekli olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü o partinin sadece kendi döneminde değil, kendisinden sonra da hatta ilelebed iktidara getirilmemesi tavsiyesi, açıkça görülmektedir. Şayet Bediüzzaman günümüze kadar yaşamış olsaydı CHP ye olan karşı tavrı aynı olacaktı.
  b-İkinci cümlede ise niçin İktidara getirlmemesi gerektiğinin gerekçesi belirtilmiştir. Yani CHP nin  dine karşı  olan zihniyetinden ve dine olan düşmanlığından dolayı karşı olduğu açıkça ifade edilmektedir. Gerçekten de bu partinin din düşmanlığı, adeta genlerine işlemiştir. Bazılarının bu zihniyetin değiştiğini ileri sürmeleri ise, siyasi amaçlı bir safsatadır. Kabahatin %5 verilmesi, o partinin tezkiye edildiği anlamına gelmez. Bediüzzaman’ın bu ifadeyi,  CHP nin geçmişte yaptığı zulümlerden dolayı, intikam düşünesi ile mukabele-i bilmisil yapılmaması için kullanmaktadır.’
’Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir’’ başlığı altında, Vasiyet mahiyetindeki o mektubun muhtevasına bakıldığında bu açıkça  görülmektedir. Ayrıca kabahatli ve suçlu bulunan bu %5 lik   oran; CHP nin süfyanist sistemin koruyucusu olan, beyin takımıdır ki; %95 i arkasından sürükleyen   lokomotif durumundadır.   CHP ye destek veren %25'lik   oy kitlesinin,%5 e tekabül eden kısmı da küçümsenecek bir rakam değildir. En tehlikelisi de devletle bütünleşmiş bir yapıda olmasıdır. Çünkü devletin bürokratik yapısı tek parti döneminde, bu zihniyet tarafından dizayn edilmiş olup hala değiştirilememiştir. Dolayısıyla iktidara geldiği taktirde, devlet imkanları ile yapacağı menfi icraatlarının önlenmesi mümkün olamayacaktır. CHP nin değiştiğinin iddia edilmesi, siyasi amaçlı bir propagandadır. Değişmiş gibi görünmesi, Muhafazakâr kitleyi kandırmak için kullanılan göstermelik ifadelerdir.  Ne yazık ki; bu değişim iddialarının öncülüğünü ve sözcülüğünü de Yeni Asya gazetesi yapmaktadır.  CHP zihniyetiyle mücadele etmek için kurulmuş bir gazetenin,bu gün bu hale gelmesi,makas ve hedef değiştirdiğinin bir göstergesidir.
Ne kadar kısa ve öz olarak güncel siyasi meselelere ışık tutmuş. Allah razı olsun,  vesselam...

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI Dünyanın en disiplinli ordusu! Erdoğan Silahlı Kuvvetleri İyi Yönetemiyor Müslumanlarin ve materyalistlerin ölüm sonrasına bakışı CHP neden kazandı? Allah İsminin Yüceltilmesi  Ramazan Ayında ne yapmalı? 28 Şubat Muz Cumhuriyeti Bir tane ordumuz var Tuzla Piyade Okulu’nda darbeci tehdit Türk Silahlı Kuvvetlerinde Darbeci Gelenek Devam Ediyor Tarikatlar Hakkında  Hükûmetten kimse lütuf beklemiyor görevini yapsın yeter İnsanlı Ay Yolculuğunda Son Durum Herkes Kendi İsmi İle Çağrılmak İster Gerçek Savaş Gazisi Bediüzzaman Le Monde'ye göre Türkiye'deki darbe kalkişması Ordumuzda darbeci kalkışma dalga dalga yayılıyor Atatürk’ün ve Erdelhun'un Nutukları 2.Abdülhamid'in Putlaştırılması Meçhul asker anıtları ve şehitlere vefa borcu Türkiye'de ve Dünyada Faşizm Nasıl Ortaya Çıktı? Mısır, İsrail ve Yemen ile ilgili kısa hatıralar Rüşdü Erdelhun’un darbeci askerlere karşı nutku ve darbe karargahinin Kara Harp Okulundan Tuzla Piyade Okuluna taşinmasi Faşist Darbeci Kalkışma Yeniden Hortladı Yeni Askeri Darbe Hazırlığı  Birlik ve beraberliği nasıl sağlayabiliriz? Zekât ve Ekonomi Nasihatler niçin tesir etmiyor? Sonsuzluk Ülkesindeki Gerçek Hayat  Hamas Sorgulanmalıdır Türkiye'deki Arap Düşmanlığının Sebebi Nedir? Cifir İlmi ve Ebced Hesabı Nedir? En güzel eserleri nerede buldum? Filistin Müslümanların uyanışına vesile olacak Susun ve sessiz kalın! Hayber ve Allah’ın Arslanı Polemik ve İcraat Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye nin şu andaki en büyük polemik ustasidir. Müslümanların en önemli ihtiyaçları Bediüzzaman Said Nursi kimdir? Cumhuriyet İslâmi Yönetim Şeklidir Bu çürümüş kemik parçalarını kim diriltecek? Trump'ın Çaldığı Dosyalar ve 11 Eylül Ne mutlu namazımı kılıyorum diyene! Kemal mi Kamâl mı ? Hangisi doğru? Bediüzzaman' a dil uzatanlar hakkında Meyveli ağaç taşlanır, bir deyimimizdir. Ordunun Şerefi Kime Aittir? İki sene önce Yeni Akit Gazetesindeki veda yazım. Kayıt Dışı Ekonomi Kalkınmaya Engeldir İnsanlar niçin yaratılmıştır? Hutbe konusunda en önemli husus nedir? Ay yerine nereye gittiler? Hürriyet ve Sevad-ı Azam Kavramı Mazdek Kavatından Feto'ya geldik 15 Temmuz 2016 ile 28 Şubat İlişkisi Hutbenin aslı Arapçadır Dünya Başkenti İstanbul Dünya Başkenti İstanbul Alemi İslâm ın ve sizin Kurban bayramınızı bütün ruh u canımla tebrik ederim. Hilal ve Yıldız Yüzyılı Bilinmesi gereken en önemli husus nedir? Kat'iyen bil ki; Faşist CHP'nin Dayattığı Uydurma Tarih Son zamanlarda sık sık dile getirilen Türkiye Siyasi Hayatında Karakaşi-Kapani Kavgası Türkiye Yunanistan Savaşı Artık topa girmek gerekmez mi? Rüşdü Erdelhun ve darbeci faşistler Sabetay Aşiretinden Kurtulmamız Gerekiyor Allah’ın güzel isimleri Oyumuzu kullanırken dikkat edeceğimiz hususlar Siyah Beyaz Türkiye'de namaz ibadeti Başarı Milletin Malıdır Şahıslara Yüklenemez Biz namaz kılanlardan değildik Günahsız hükümet olur mu Rusya Ukrayna Savaşı ve Müslüman Dünyasına Etkileri Bediüzzaman Said Nursi’ye karşı yapılan haksızlıklar Muslümanlara Karşı Şia ve Vahhabi Kıskacı Dinde siyaset ve yöneticilik var mıdır? Deprem gibi afetlerin gerçek sebebi nedir? Nevruz nedir? Nevruza nasıl bakmak gerekir? Para basma hikayesidir nedir? Deprem ve Hikmetleri Deprem ABD işi değildir Ailenin korunması için hükumetin sorumlulukları Ordudaki dindar düşmanları ile mücadelemiz bitmedi Gaspçı Devlet Olur Mu? Kur'an okumanın fazileti Lozan’a giden yolda İngiltere'nin ikiyüzlü politikası Feto Büyücüsünün Marifetleri!... Salavat Nedir ve Ne İçin Okunur? Sabetay tarikatı ve Feto Avrupa'nın çıplak ayaklı çocuk köleleri Katiline âşık olan insanlar Türkiye’nin kurucu ilkeleri nelerdir? Demokrasi neden saltanattan üstündür CHP olmasaydı ne hale düşerdik? Mecliste Generali Öldürdüler Feto denilen İslam düşmanını tanıyalım FETO’nün üç yüzünü göremeyen, Doğu Türkistan ve Çin Müslümanları Demokrasi ve hürriyet fitne midir? Fırtınanın Düşündürdükleri Yılbaşının Düşündürdükleri Şah Kavat'tan günümüze muta nikahı Paris Elçisi Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin Kanal Raporu Serbest piyasa ve devletin fiyatlara müdahale etmesi 2022 Türkiye'nin ekonomi ve teknolojide en hızlı yükseliş dönemi oldu 92 Yıl önce Menemen 'de ne oldu? Yakamoz nedir? Kadına karşı şiddetin en önemli sebebi Niçin memur olmaya can atıyoruz Bediüzzaman'ın Eyalet Sistemi Hakkındaki Düşünceleri Zincir marketler ve serbest piyasa mekanizması Devletin fiyatlara müdahalesi caiz midir? Üzülme Allah İnanlarla Beraberdir Bediüzzaman ismi nereden geliyor? Siyasi mülahazalar ve Ak Parti niçin desteklenmelidir? SEVGİ VE MUHABBET ÜZERİNE... Bediüzzaman’ın dinsiz siyasete bakışı HELÂL DAİREDE YAŞAMAK VE FAİZ