Hürriyet ve Sevad-ı Azam Kavramı

Vehbi Kara Dr. ( YAZAR )

20-07-2023 15:09

Hürriyet ve Sevad-ı Azam Kavramı

Hürriyet ile yönetilen cumhuriyet rejimi, İslam’ın esasında mevcuttur. Bu nedenle “Demokrasi küfür rejimidir” veya “Demokrasi şirktir” diyen kişilere itibar etmemek gerekir. Bu insanlar sanki padişahlık veya otoriter yönetimler İslam’dan çıkmış gibi bir düşüncenin etkisi ile büyük bir hata içerisindedirler.
Roma ve Sasani (Pers) medeniyetinde imparatorluk ve krallık rejimi hüküm sürüyordu. Bu devletlerde yöneticiler, halkın istek ve arzularını ciddiye almaz kendi bildiklerini okurlardı. Zulüm ve zorbalık bunların övündüğü işlerden olup bu yöneticiler kibir ve enaniyetin zirvesine çıkmışlardır. Mısır’da Firavun saltanatı gibi Anadolu’da Nemrut ve diğer krallar da hep aynı yöntemi benimsemişti.
Fakat Arabistan’da bir Nur doğdu. Hazreti Muhammed Aleyhissalatü Vesselam dünyaya teşrif ettikten sonra dünya adalet ve medeniyetin güzelliklerini görmeye başladı. İslamiyet Doğu’da Çin’e kadar ve Batı’da Endülüs’e kadar yayılarak zulüm ve barbarlığı sona erdirdi.
Lakin Müslümanlar; zenginlik ve İslam ahlakından uzaklaştıkları için gerilemeye başladılar. Isırıcı saltanat yüzünden birçok güzel hasleti kaybettiler. Allah’a şükürler olsun ki; Müslüman ülkelerde bazı İslam alimleri çıktı ve zorba ve günahkâr yöneticilere İslam ahlakını yeniden anlatmaya başladılar.
Tarihi ve özellikle de İslam tarihini bilmez isek Batı dünyasının “her türlü güzellik bizdendir” aldatmacasına kanabilirler. Çünkü Batı felsefesi ve anlayışının özünde kuvvete tapmak, savaş ve mücadele, menfaat, ırkçılık, his ve heveslere köle olmak gibi çok fena ahlaklar mevcuttur.
Buna mukabil İslam medeniyeti; kuvvete bedel hakkı esas tutar. Menfaat yerine yardımlaşmayı, ırkçılık ve savaş yerine uhuvvet ve kardeşliği, his ve heveslerin peşinde koşmak yerine Allah’a iman eden ve kul hakkından korkan insan olmayı hedef tutar. Bu nedenle Batı felsefesinin insanın ruhunu karartan bütün inançlarını yıkıp insana layık bir üstün medeniyet anlayışını ortaya koymuştur.
İspanya’daki Endülüs Medeniyeti ve Doğu’daki Osmanlı uygarlığı; Avrupa’nın karanlık orta çağını aydınlığa çevirmiştir. Salgın hastalıklar ve savaşlardan perişan duruma düşmüş Avrupa insanına nefes aldırmıştır. İşte bu nedenle birçok aydın: "İslamiyet olmasaydı Rönesans olmazdı." demiştir.
Avrupa; Orta çağda fetretin en koyusunu yaşarken bir çıkış yolu aradıklarında karşılarında İslam’ı gördüler. Hatta bir Amerikalı yazar: "Şarktan bize öyle bir nur huzmesi geldi ki gözlerimiz kamaştı. Nasıl ki bir insan taklidi mümkün olmayan bir örnek karşısında kalsa, dili tutulur, kolları iki yana sarkar; hayret içinde o taklidi mümkün olmayan örneğe bakar. İşte biz Ortaçağda İslam karşısında öyleydik" itirafında bulunmuştur.
İşte Avrupa böylesine ıstırap ve zulüm içerisindeyken karşısında güzel bir örnek görerek bir inkılap geçirmiştir. Fakat İslam’ın özü yerine şekil ve gösterişinden etkilenmiştir. İslam’ın manasını ve maneviyatını da alabilseydi muhtemelen bugünkü zulüm ve barbarlığın esiri olmayacaktı. İşte, Batı’nın insanları utanç duymadan sömürme ve kendinden olmayana hayat hakkı tanımama adaletsizlikleri; günümüzde yaşanan acı gerçeklerden bir tanesi olmuştur.
İslam’ın yönetim şeklini Asrı Saadet ve Dört Halife döneminde fiilen uygulandığı için gayet açık bir şekilde görebiliyoruz. Şu husus çok nettir: İslam’da saltanat ve krallık yoktur. Hazreti Peygamber (asm) babadan oğula geçen yönetim şekillerini “ısırıcı saltanat” olarak ifade etmiş ve kınamıştır. Gerçekten de öyle zulüm ve haksızlıklar olmuştur ki iktidar ve saltanat uğruna kundaktaki bebeler öldürülmüş kanlı bir yönetim daha yönetime geçmeden başlamıştır.
Hâlbuki Hulefa-i Raşidin yani Dört Halife döneminde yönetim ve halifelik seçimle ortaya çıkmıştır. Hazreti Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali (radiyallahü anhüm) hem halife hem reis-i cumhur idiler. Sıddık-ı Ekber, Sahabe-i Kiram'a elbette reis-i cumhur hükmünde idi. Fakat manasız isim ve resim değil, belki adalet hakikatını İslam’a yakışır hürriyeti taşıyan dindar cumhuriyetin reisleri idiler.
İşte Avrupa zorbalık, pislik ve hastalıktan kıvranırken cumhuriyet yöntemini Asr-ı Saadetten örnek alarak nefes almaya başlamıştır. Şimdi bu gerçekler ortada dururken hürriyeti ve cumhuriyet yönetimini İslam’a yakıştıramayan bazı ahmaklar; Müslümanlara “demokratik cumhuriyet mevzuunda takıyye yapıyorsunuz” diye hücum ediyor. Hatta bazı gafil kişilerin gerçekleri görmemeleri ve cehaletlerini delil tutup İslamiyet'i: “baskı ve istibdat rejimidir” diye ahmakça konuşmalarına neden oluyorlar.
Halbuki İslam’a en yakın rejim “Demokratik Cumhuriyettir”. İslam kahramanı Bediüzzaman Said Nursi; Osmanlı’nın son döneminde herkesten ziyade meşrutiyete sahip çıkmıştır. Hatta şöyle tarif etmiş: “Meşrutiyet ki: adalet ve meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten ibarettir” demiştir.
Kuran’da Şura Sursi 38. Ayette geçen "emruhum şura beynehum" ferman-ı ilahisi;  İslam toplumlarında temel bir esas'tır. Ayet mealinde şûra yani meclis teşkilinin Allah'ın emri olduğu bildirilmiştir.
Enes bin Malik; “Ben, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den şu buyruğu işittim!
Benim ummetim, dalâlet uzerinde subhesiz toplanmaz (birleşmez). Bu itibarla siz (ummetim arasında) bir ihtilaf gördüğünüz zaman büyuk Müsluman topluluğundan ayrılmayınız."
(İbn Mâce, Fiten, Bab 8, Hadis no: 3950)
İşte Hazret-i Peygamber (asm) buyurduğu “ümmetim asla dalalet üzerinde birleşmez" sözü “sevad-ı azam” kavramı ile ifade edilmiştir. Bu ifade günümüzde seçimle ve demokratik cumhuriyetle anlam kazanmaktadır. Yoksa kralların şahsi düşüncesini kanun gören anlayışla bir alakası yoktur.
İstikbalin yalnız ve yalnız İslâmiyet'in olacağına delil olacak ve 108 yıl önce Şam’da okunan bir hutbeyi örnek vermek istiyorum. Yeis ve karamsarlığın başını kesmek ve ümitli olmayı ki; Kuran emridir her Müslüman’a gösteren kuvvetli bir hitabettir.
“Hâkim, hakaik-i Kur'aniye ve imaniye olacaktır. Kader-i İlahî ve kısmetimize razı olmalıyız ki, bize parlak bir istikbal, ecnebilere müşevveş bir mâzi düşmüştür. Bunun delili çoktur, işte birkaç tanesi:
1. Hakikat-ı İslamiyet’in kuvveti nispetinde, Müslümanlar o kuvvete göre hareket etmeleri derecesinde ehl-i İslâm terakki etmiştir. Ne zaman ki ehl-i İslâm'ın hakikat-ı İslâmiye'de za'fiyet göstermiş işte o zaman vahşete düşmüş gerileyerek herc ü merc içinde belalara, mağlubiyetlere maruz kalmışlardır. Tarih buna şahittir.
2. Eğer biz ahlâk-ı İslâmiye’nin ve hakaik-i imaniyenin kemalâtını fiillerimizle göstersek, sair dinlerin tâbileri elbette cemaatlerle İslamiyet’e girecekler; belki Küre-i Arz'ın bazı kıt'aları ve devletleri de İslâmiyet'e dehalet edecekler.
3. Biz Kur'an anlamaya çalışan Müslümanlar, bürhana, delile tâbi oluyoruz. Akıl, fikir ve kalbimizle hakaik-i imaniyeye giriyoruz. Başka dinlerin bazı fertleri gibi ruhbanları taklit için bürhanı bırakmıyoruz. Onun için akıl ve ilim ve fen hükmettiği istikbalde, elbette bürhan-ı aklîye istinat eden ve bütün hükümlerini akla tespit ettiren Kur'an hükmedecektir.
4. Ecnebilerin cehli ve o zamanda vahşetleri ve dinlerine taassupları kırılmıştır. Marifet ve medeniyetin güzellikleri bu taassubu ve acımasızlığı yıkmıştır.
5. Papazların ve ruhanî reislerin dayatmaları, baskıları ve ecnebilerin onları körü körüne taklit etme dönemi artık bitmiştir. Hürriyet fikri ve özgürlükler, hakikatleri araştırma meyli sayesinde İslam’a olan düşmanlık azalacaktır.
6. Bizdeki istibdad, baskı ve şeriatın muhalefetinden gelen kötü ahlâkımız engel oluyordu. Tek partili diktatörlük döneminin sona ermesi ve dinsizlik komitesinin dehşetli baskısı zeval bulması ile birlikte hamiyet-i İslâmiye’nin şiddetli feveranı ile kötü ahlâkın çirkin neticeleri görülmesiyle bu iki mani de zeval bulacaktır.
7. Bilim ve felsefenin zaman geçtikçe Kuran’ı tasdik etmektedir. Ehl-i fen ve felsefe hakikati bilmediklerinden İslamiyet’e muârız çıkıyordu şimdi Kuran hakikatleri daha güçlü bir şekilde parlamaktadır.
8. İstikbalin Kıta’larında hakikî ve manevî hâkim olacak ve beşeri, dünyevî ve uhrevî saadete sevk edecek yalnız İslamiyet’tir.
9. İslamiyet’e inkılap etmiş ve hurufelerden, tahrifattan sıyrılacak Hristiyanlık İslamiyet’e kuvvet verecek ve Kur'an'a tâbi olacaktır.
10. Evet Kur'anın üstatlığından ve dersinin işaretlerinden anlıyoruz ki: Kur'an'da mu'cizat-ı enbiyayı zikretmesiyle; beşerin istikbalde terakki edeceğini ve o mu'cizatın nazîreleri istikbalde vücuda geleceğini beşere ders verip teşvik ediyor: “Haydi çalış, bu mu'cizatın numunelerini göster. Süleyman Aleyhisselâm gibi iki aylık yolu bir günde git! İsa Aleyhisselâm gibi en dehşetli hastalığın tedavisine çalış! Hazret-i Musa'nın asâsı gibi taştan âb-ı hayatı çıkar, beşeri susuzluktan kurtar! İbrahim Aleyhisselâm gibi ateş seni yakmayacak maddeleri bul, giy! Bazı enbiyalar gibi şark ve garbda en uzak sesleri işit, suretleri gör! Davud Aleyhisselâm gibi demiri hamur gibi yumuşat, beşerin bütün san'atına medar olmak için demiri balmumu gibi yap! Yusuf Aleyhisselâm ve Nuh Aleyhisselâm'ın birer mu'cizesi olan saat ve gemiden nasıl çok istifade ediyorsunuz. Öyle de, sair enbiyanın size ders verdiği mu'cizelerden dahi o saat ve sefine gibi istifade ediniz, taklitlerini yapınız” diyor.
11. Bütün kemalâtın üstadı ve iki milyar insanı bir tek nefis hükmüne getirebilen ve hakikî bir medeniyetle ve müspet ve doğru fenlerle teçhiz edilmiş olan ve hiç bir kuvvet onu kıramayacak bir mahiyette bulunan İslâmiyet hakikatleridir.
12. İzzet-i İslami’yedir ki, i'lâ-yı Kelimetullahı ilân ediyor. Ve bu zamanda i'lâ-yı Kelimetullah, maddeten terakkiye mütevakkıftır. Medeniyet-i hakikiye ye girmekle Allah’ın ismi yüceltilebilir. İzzet-i İslâmiye'nin iman ile kat'î verdiği emri, elbette Âlem-i İslâm'ın şahs-ı manevîsi o kat'î emri, istikbalde tam yerine getireceğine şüphe edilmez…”
Vesselam…

DİĞER YAZILARI Malikiyet ve Serbestiyet Devri 01-01-1970 03:00 Dünyanın en disiplinli ordusu! 01-01-1970 03:00 Erdoğan Silahlı Kuvvetleri İyi Yönetemiyor 01-01-1970 03:00 Müslumanlarin ve materyalistlerin ölüm sonrasına bakışı 01-01-1970 03:00 CHP neden kazandı? 01-01-1970 03:00 Allah İsminin Yüceltilmesi  01-01-1970 03:00 Ramazan Ayında ne yapmalı? 01-01-1970 03:00 28 Şubat Muz Cumhuriyeti 01-01-1970 03:00 Bir tane ordumuz var 01-01-1970 03:00 Tuzla Piyade Okulu’nda darbeci tehdit 01-01-1970 03:00 Türk Silahlı Kuvvetlerinde Darbeci Gelenek Devam Ediyor 01-01-1970 03:00 Tarikatlar Hakkında  01-01-1970 03:00 Hükûmetten kimse lütuf beklemiyor görevini yapsın yeter 01-01-1970 03:00 İnsanlı Ay Yolculuğunda Son Durum 01-01-1970 03:00 Herkes Kendi İsmi İle Çağrılmak İster 01-01-1970 03:00 Gerçek Savaş Gazisi Bediüzzaman 01-01-1970 03:00 Le Monde'ye göre Türkiye'deki darbe kalkişması 01-01-1970 03:00 Ordumuzda darbeci kalkışma dalga dalga yayılıyor 01-01-1970 03:00 Atatürk’ün ve Erdelhun'un Nutukları 01-01-1970 03:00 2.Abdülhamid'in Putlaştırılması 01-01-1970 03:00 Meçhul asker anıtları ve şehitlere vefa borcu 01-01-1970 03:00 Türkiye'de ve Dünyada Faşizm Nasıl Ortaya Çıktı? 01-01-1970 03:00 Mısır, İsrail ve Yemen ile ilgili kısa hatıralar 01-01-1970 03:00 Rüşdü Erdelhun’un darbeci askerlere karşı nutku ve darbe karargahinin Kara Harp Okulundan Tuzla Piyade Okuluna taşinmasi 01-01-1970 03:00 Faşist Darbeci Kalkışma Yeniden Hortladı 01-01-1970 03:00 Yeni Askeri Darbe Hazırlığı  01-01-1970 03:00 Birlik ve beraberliği nasıl sağlayabiliriz? 01-01-1970 03:00 Zekât ve Ekonomi 01-01-1970 03:00 Nasihatler niçin tesir etmiyor? 01-01-1970 03:00 Sonsuzluk Ülkesindeki Gerçek Hayat  01-01-1970 03:00 Hamas Sorgulanmalıdır 01-01-1970 03:00 Türkiye'deki Arap Düşmanlığının Sebebi Nedir? 01-01-1970 03:00 Cifir İlmi ve Ebced Hesabı Nedir? 01-01-1970 03:00 En güzel eserleri nerede buldum? 01-01-1970 03:00 Filistin Müslümanların uyanışına vesile olacak 01-01-1970 03:00 Susun ve sessiz kalın! 01-01-1970 03:00 Hayber ve Allah’ın Arslanı 01-01-1970 03:00 Polemik ve İcraat Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye nin şu andaki en büyük polemik ustasidir. 01-01-1970 03:00 Müslümanların en önemli ihtiyaçları 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman Said Nursi kimdir? 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet İslâmi Yönetim Şeklidir 01-01-1970 03:00 Bu çürümüş kemik parçalarını kim diriltecek? 01-01-1970 03:00 Trump'ın Çaldığı Dosyalar ve 11 Eylül 01-01-1970 03:00 Ne mutlu namazımı kılıyorum diyene! 01-01-1970 03:00 Kemal mi Kamâl mı ? Hangisi doğru? 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman' a dil uzatanlar hakkında Meyveli ağaç taşlanır, bir deyimimizdir. 01-01-1970 03:00 Ordunun Şerefi Kime Aittir? 01-01-1970 03:00 İki sene önce Yeni Akit Gazetesindeki veda yazım. 01-01-1970 03:00 Kayıt Dışı Ekonomi Kalkınmaya Engeldir 01-01-1970 03:00 İnsanlar niçin yaratılmıştır? 01-01-1970 03:00 Hutbe konusunda en önemli husus nedir? 01-01-1970 03:00 Karpuz seçmiyor yönetici seçiyoruz 01-01-1970 03:00 Ay yerine nereye gittiler? 01-01-1970 03:00 Mazdek Kavatından Feto'ya geldik 01-01-1970 03:00 15 Temmuz 2016 ile 28 Şubat İlişkisi 01-01-1970 03:00 Hutbenin aslı Arapçadır 01-01-1970 03:00 Dünya Başkenti İstanbul 01-01-1970 03:00 Dünya Başkenti İstanbul 01-01-1970 03:00 Alemi İslâm ın ve sizin Kurban bayramınızı bütün ruh u canımla tebrik ederim. 01-01-1970 03:00 Hilal ve Yıldız Yüzyılı 01-01-1970 03:00 Bilinmesi gereken en önemli husus nedir? Kat'iyen bil ki; 01-01-1970 03:00 Faşist CHP'nin Dayattığı Uydurma Tarih Son zamanlarda sık sık dile getirilen 01-01-1970 03:00 Türkiye Siyasi Hayatında Karakaşi-Kapani Kavgası 01-01-1970 03:00 Türkiye Yunanistan Savaşı 01-01-1970 03:00 Artık topa girmek gerekmez mi? 01-01-1970 03:00 Rüşdü Erdelhun ve darbeci faşistler 01-01-1970 03:00 Sabetay Aşiretinden Kurtulmamız Gerekiyor 01-01-1970 03:00 Allah’ın güzel isimleri 01-01-1970 03:00 Oyumuzu kullanırken dikkat edeceğimiz hususlar 01-01-1970 03:00 Siyah Beyaz 01-01-1970 03:00 Türkiye'de namaz ibadeti 01-01-1970 03:00 Başarı Milletin Malıdır Şahıslara Yüklenemez 01-01-1970 03:00 Biz namaz kılanlardan değildik 01-01-1970 03:00 Günahsız hükümet olur mu 01-01-1970 03:00 Rusya Ukrayna Savaşı ve Müslüman Dünyasına Etkileri 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman Said Nursi’ye karşı yapılan haksızlıklar 01-01-1970 03:00 Muslümanlara Karşı Şia ve Vahhabi Kıskacı 01-01-1970 03:00 Dinde siyaset ve yöneticilik var mıdır? 01-01-1970 03:00 Deprem gibi afetlerin gerçek sebebi nedir? 01-01-1970 03:00 Nevruz nedir? Nevruza nasıl bakmak gerekir? 01-01-1970 03:00 Para basma hikayesidir nedir? 01-01-1970 03:00 Deprem ve Hikmetleri 01-01-1970 03:00 Deprem ABD işi değildir 01-01-1970 03:00 Ailenin korunması için hükumetin sorumlulukları 01-01-1970 03:00 Ordudaki dindar düşmanları ile mücadelemiz bitmedi 01-01-1970 03:00 Gaspçı Devlet Olur Mu? 01-01-1970 03:00 Kur'an okumanın fazileti 01-01-1970 03:00 Lozan’a giden yolda İngiltere'nin ikiyüzlü politikası 01-01-1970 03:00 Feto Büyücüsünün Marifetleri!... 01-01-1970 03:00 Salavat Nedir ve Ne İçin Okunur? 01-01-1970 03:00 Sabetay tarikatı ve Feto 01-01-1970 03:00 Avrupa'nın çıplak ayaklı çocuk köleleri 01-01-1970 03:00 Katiline âşık olan insanlar 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin kurucu ilkeleri nelerdir? 01-01-1970 03:00 Demokrasi neden saltanattan üstündür 01-01-1970 03:00 CHP olmasaydı ne hale düşerdik? 01-01-1970 03:00 Mecliste Generali Öldürdüler 01-01-1970 03:00 Feto denilen İslam düşmanını tanıyalım FETO’nün üç yüzünü göremeyen, 01-01-1970 03:00 Doğu Türkistan ve Çin Müslümanları 01-01-1970 03:00 Demokrasi ve hürriyet fitne midir? 01-01-1970 03:00 Fırtınanın Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Yılbaşının Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Şah Kavat'tan günümüze muta nikahı 01-01-1970 03:00 Paris Elçisi Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin Kanal Raporu 01-01-1970 03:00 Serbest piyasa ve devletin fiyatlara müdahale etmesi 01-01-1970 03:00 2022 Türkiye'nin ekonomi ve teknolojide en hızlı yükseliş dönemi oldu 01-01-1970 03:00 92 Yıl önce Menemen 'de ne oldu? 01-01-1970 03:00 Yakamoz nedir? 01-01-1970 03:00 Kadına karşı şiddetin en önemli sebebi 01-01-1970 03:00 Niçin memur olmaya can atıyoruz 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman'ın Eyalet Sistemi Hakkındaki Düşünceleri 01-01-1970 03:00 Zincir marketler ve serbest piyasa mekanizması 01-01-1970 03:00 Devletin fiyatlara müdahalesi caiz midir? 01-01-1970 03:00 Üzülme Allah İnanlarla Beraberdir 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman ismi nereden geliyor? 01-01-1970 03:00 Siyasi mülahazalar ve Ak Parti niçin desteklenmelidir? 01-01-1970 03:00 SEVGİ VE MUHABBET ÜZERİNE... 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman’ın dinsiz siyasete bakışı 01-01-1970 03:00 HELÂL DAİREDE YAŞAMAK VE FAİZ 01-01-1970 03:00