Müslumanlarin ve materyalistlerin ölüm sonrasına bakışı

Vehbi Kara Dr. ( YAZAR )

05-04-2024 20:12

Müslumanlarin ve materyalistlerin ölüm sonrasına bakışı

Materyalistin ölüme bakışı aşağıdaki gibi fecidir ve berbattır. İnsanın ruhunu karartır ve acı verir.
Herseyi sadece madde itibarıyla ele alır. Bu bakışta insanın esası olan ruh yoktur. Böyle düşündükleri için rahmet ve merhametten mahrum kalırlar. Şöyle ki, derler:
Sen öldükten bir saat sonra ağlamalar azalır. Ailen eve gidip yakınlarının yeme içme işiyle ilgilenmeye başlar.
Bu sırada bedeninde organizmalar çalışmaya başlar.
İki saat sonra ise evini arayip cenazeye katılamayanlar mazeret bildirirler.
Bu sırada evindeki taziyeye gelenler spor ve siyaset konuşmaya başlar.
Altı saat sonra birinci dereceden yakınların hariç diğer herkes evine dönüp, bir sonraki gününü planlamaya başlar. 24 Saat sonrasında
iç organların çözünmeye başlar. Bu sırada telefonuna önü bilmeyen kişilerin aramaları, reklam mesajları gelmeye devam etmektedir.
İki hafta sonra çocukların miras paylaşımı için bir avukatla görüşür ve tırnaklarınla dişlerin dökülmeye başlar.
3 Ay sonra ise eşin televizyonda bir komedi filmine güler ve senin bedenin sıvılaşmaya başlar.
Bir yıl sonra yıl dönümünde birisi: "Vay be, bu kadar oldu mu? Daha dün gibi." der ve vücudundaki asit kefenini eritir.
On yıl sonrasında bir arkadaşın eski bir fotoğrafta görüp hatırlar.
Bedeninden geriye kalan sadece kemiklerdir.
Materyalistlere göre bu dünyadaki varlığının tamamen unutulması, bu kadar kısa sürecektir.
Materyalistin ölüme bakışı işte böylesine acı veren bir düşüncedir.
Herseye sadece  böyle madde itibarıyla bakar ve maddeyi esas alır.
Halbuki durum başkadır. Biz de materyalistler gibi değil Allah’a iman eden bahtı açık insanlar gibi deriz, Şöyle ki:
İnsanın ruhu bakidir, ölmez. Ölen, sönen ve tükenen sadece bedendir, cesettir.
Insanin cesedi aşağıdaki safhalari gerçekleştirir. Dunyada tespit edilenler bu sekildedir.
Fakat bir de maddi bakış acısiyla tespit edilemeyen gercekler vardır.
insanın en değerli varlığı olan ruh, nasıl bir durumla karşılaşır?
İşte asıl düşünülmesi gereken budur.
Ruhumuz öldukten sonra ne ile karşılaşacak?
Bunun cevabı Kur'an, hadis ve tefsirlerde bulunmaktadır.
İşte ölüm anında yaşanacak olaylar bu kitaplarda şu şekilde gerçekleştirilecektir.
Ruh bedenden ayrilirken çok önemli bir aşamadan geçmektedir. Burada ruhumuz koruma altına alınır.
Azrail isimli büyük melek ile karşılaşacağız.
Zaman ve mekan kavramı başka bir şekle dönecek.
İnsanın cesedi ve bedenindeki ağrı, sızı ve hastalıklar bir anda sona erecek.
Materyalistlerin inandığı gibi sonsuz bir karanlık ve yalnızlığın olmadığı İşte bu anda anlaşılacak.
İnsanın bedeninde bulunan kısıtlamalar büyük ölçüde kalkacak. Yani gözümüzün önündeki perdeler kalkacak. Ruh ve duygularımızla bambaşka bir hayata adım atacağız.
Bu hayat aynı dünyaya gelirken yaratildiğimiz gibi yeni bir hayatın başlangıcı olacak.
Ölüm de aynı doğarken yaşadığımız gibi yeniden yaratılış  olayıdır. Ve yaratıcı olan tektir. Allah’tir. Allah’tan başka hiç bir şey yaratamaz ve hayatı veremez.
Ruhumuz yeni hayatında çok çeşitli melek ve ruhaniyatla başbaşa kalacak. Herbiri ile çeşitli sorgu, sual ve diyaloğu olacak.
Eğer Allah’a imanı varsa o kişinin ruhuna ne mutlu...
İlk sual olan "Rabbin kimdir?" sorusuna verilecek cevap; kıyamete kadar geçecek sürenin en önemli anı olacaktır.
Allah’a inanan insanların ruhları geleceğinden emin olduğumuz hatta materyalistlerin dahi inkâr edemediği kıyamete kadar bu sualin cevabına göre şekillenecek.
Allah’a inanan insanlar bu sefer ikinci bir suale cevap verecekler. O da namazdır. Namazını kılan insanların ruhu bu zaman diliminde huzur içinde kalacak. İnandığı halde namaz kilmayanlarin durumu ise oldukça tehlikeli ve sıkıntılı bir sürece girecektir.
Kabir hayatı denilen bu hayat diliminde insanın cesedi çürüyüp un ufak olsa da ruhu diridir ve kıyamete kadar dünyadan pek farklı bir alemde hayat sürecektir.
Nihayet kıyamet adı verilen dehşetli bir zaman yaşanacak. Allah’a imanı olan ve olmayan insanların da ruhları, kıyamet anını yaşayacak. İmanlı insanlar hayranlıkla imansız insanlar ise dehşet içinde kıyamet anını yaşayacak ve yaşayacağız.
Kıyamet sonrasındaki süreci ancak dini ilimlerde ileri derecede ilim sahibi olanlar bilmektedir.
Bizim Kur'an ve hadis tefsirlerinden  bildiğimiz ise İsrafil Aleyhisselam'ın Sur'a üflemesi ile asıl ve gerçek hayat olan ahiret hayatının yaratılması sürecidir.
Bu anda ruhlar cesetlerine yeniden kavuşacak dunyadakine kısmen benzeyen fakat çok daha başka bir hayata adım atılacak.
Kur'an ve hadislerde bu hayatın özellikleri detaylı bir şekilde açıklanmış ve ifade edilmiştir.
Haşir meydanında ruhlar cesetleri ile beraber birleşecek ve toplanacak.
Allah’a iman edenler Hazreti Muhammed Aleyhissalatü Vesselam’ın sancağı altında bulunacaklar.
Allah’a inanmayıp iman etmemiş olanlar ise çok büyük bir dehşet içinde kalacaklar.
Allah’a ve Resulüne iman edenlere ne mutlu!
Rabbım cümlemizi bu insanların zumresine ilhak etsin.
Haşır meydanında bütün insanlar Allah’in rahmet ve merhametine ne kadar muhtaç olduğunu hissedecekler.
Allah’in merhameti, izni ve Hazreti Muhammed Aleyhissalatü Vesselam’ın şefaati, inanan insanların en güçlü dayanağı olacaktır.
Ve buradan kafilelerle sırat köprüsü denilen insan düşüncesinin kavramakta güçlük çekeceği bir geçit ve yola gidecekler.
İşte böyle bir anda da namaz kılan insanlar büyük bir nimete daha kavuşacaktır.
Burak isimli bir binek Allah’in luftu ve imanlı insanlara Nur ve ışık olacak.
Sırat yolculuğu çoğu insan için bir felaket olacak. Bu geçitten geçmek için en önemli ihtiyaç imandır. Allah’a inancı olmayan insanlar sırat köprüsünde bulunan görevliler tarafından cehennem adı verilen dehşetli bir kuyuya çekilecektir.
Ne kötü bir dönüş yeridir cehennem.
Allah cümlemizi bu korkunç ve dehşetli cehennemden muhafaza etsin...
Yolculuğun sırat köprüsünden sonraki adımı ise Allah’a inancı olan insanlar için çok güzeldir.
Sonsuzluk ülkesi olan cennette ebedi olarak kalacaklardır.
Cennet ve hayatının güzelliğini anlamak şu dar akıl ve duygularımız için mümkün değildir.
Merhum Ziya Paşa’nın dediği gibi "İdrâk-i maâlî bu küçük akla gerekmez, Zira bu terazi o kadar sıkleti çekmez" ...
Sonsuzluk ülkesinin en güzel anı ise "Rüyet i Cemalullah" ismi verilen Allah’a kavuşma anıdır.
Öyle büyük ve güzel bir andır ki, hadise göre bin yıllık cennet hayatı dahi bu anın güzelliğini ifade etmeye yetmez.
Ayette "Nice yüzler o gün ışıldar, parlar; Rabbine nâzır (O’nun cemâline bakmaktadır)." (KıyametSuresi, 75/22)
Bu anın güzelliğini bir parça düşünmek için bir hadiste şöyle denilmiştir.
Buhâri ve Müslim’in meşhur hadislerinde yer alan, Ebu Said ve Ebu Hüreyre’den rivayet edilen sahih bir hadiste şöyle buyrulur: Ashaptan bazı kimseler:
“Ey Allah’ın Resulü! Biz kıyamet günü Rabbimizi görecek miyiz?” diye sordular.  Resulullah (sav.):
“Sizler, bulutsuz bir günde güneş ve ayı görmekten rahatsız olur musunuz?” diye sordu. Onların hayır demeleri üzerine  Allah Resulü (sav.) şöyle buyurdular:
“İşte siz Rabbinizi böylece göreceksiniz.”
Peygamber Efendimiz (sav.)  başka bir hadis-i şeriflerinde de şöyle buyururlar:
"Cennetlikler cennete girince Allah Teala Hazretleri: 'Bir şey daha istiyorsanız söyleyin, onu da ilaveten vereyim!' buyurur. Cennetlikler:
'Sen bizim yüzlerimizi ak etmedin mi? Sen bizi cennete koymadın mı? Sen bizi cehennemden kurtarmadın mı (daha ne isteyeceğiz?)' derler. Derken perde açılır. Onlara, yüce Rablerine bakmaktan daha sevimli bir şey verilmemiştir.”
Bediüzzaman Said Nursi, Sözler isimli eserinde rü’yetullah meselesini şöyle ifade etmektedir:
"Rü'yet-i cemalullah meyvesini kendi aldığı gibi, o meyvenin her mü'mine dahi mümkün olduğunu, cin ve inse hediye getirmiştir ki, o meyve, ne derece leziz ve hoş ve güzel bir meyve olduğunu bununla kıyas edebilirsin. Yani: Her kalb sahibi bir insan; zîcemal, zîkemal, zîihsan bir zâtı sever. Ve o sevmek dahi, cemal ve kemal ve ihsanın derecatına nisbeten tezayüd eder, perestiş derecesine gelir, canını feda eder derecede muhabbet bağlar. Yalnız bir defa görmesine, dünyasını feda etmek derecesine çıkar. Halbuki bütün mevcudattaki cemal ve kemal ve ihsan, onun cemal ve kemal ve ihsanına nisbeten; küçük birkaç lemaatın, güneşe nisbeti gibi de olmaz. Demek nihayetsiz bir muhabbete lâyık ve nihayetsiz rü'yete ve nihayetsiz bir iştiyaka elyak bir Zât-ı Zülcelali Velkemal'in saadet-i ebediyede rü'yetine muvaffak olması, ne kadar saadet-aver ve medar-ı sürur ve hoş ve güzel bir meyve olduğunu insan isen anlarsın"
Bediüzzaman, bu hakikati kitaplarinda şöyle ifade eder, der kı:
   “Ey büyüklüğünün nihayeti olmayan Allah’ım! Sen öyle bir Zât-ı Zülcelâlsin ki, azametini tavsîf etmekte akıllar âciz, ceberûtunun künhüne  erişmekte fikirler çaresiz kalır.”
    “Allah’ın vasıflarının sonunu getirmekten diller tutulur. O’nu gereği gibi  tanımaktan akıllar aciz kalır.”
Vesselam...

DİĞER YAZILARI Malikiyet ve Serbestiyet Devri 01-01-1970 03:00 Dünyanın en disiplinli ordusu! 01-01-1970 03:00 Erdoğan Silahlı Kuvvetleri İyi Yönetemiyor 01-01-1970 03:00 CHP neden kazandı? 01-01-1970 03:00 Allah İsminin Yüceltilmesi  01-01-1970 03:00 Ramazan Ayında ne yapmalı? 01-01-1970 03:00 28 Şubat Muz Cumhuriyeti 01-01-1970 03:00 Bir tane ordumuz var 01-01-1970 03:00 Tuzla Piyade Okulu’nda darbeci tehdit 01-01-1970 03:00 Türk Silahlı Kuvvetlerinde Darbeci Gelenek Devam Ediyor 01-01-1970 03:00 Tarikatlar Hakkında  01-01-1970 03:00 Hükûmetten kimse lütuf beklemiyor görevini yapsın yeter 01-01-1970 03:00 İnsanlı Ay Yolculuğunda Son Durum 01-01-1970 03:00 Herkes Kendi İsmi İle Çağrılmak İster 01-01-1970 03:00 Gerçek Savaş Gazisi Bediüzzaman 01-01-1970 03:00 Le Monde'ye göre Türkiye'deki darbe kalkişması 01-01-1970 03:00 Ordumuzda darbeci kalkışma dalga dalga yayılıyor 01-01-1970 03:00 Atatürk’ün ve Erdelhun'un Nutukları 01-01-1970 03:00 2.Abdülhamid'in Putlaştırılması 01-01-1970 03:00 Meçhul asker anıtları ve şehitlere vefa borcu 01-01-1970 03:00 Türkiye'de ve Dünyada Faşizm Nasıl Ortaya Çıktı? 01-01-1970 03:00 Mısır, İsrail ve Yemen ile ilgili kısa hatıralar 01-01-1970 03:00 Rüşdü Erdelhun’un darbeci askerlere karşı nutku ve darbe karargahinin Kara Harp Okulundan Tuzla Piyade Okuluna taşinmasi 01-01-1970 03:00 Faşist Darbeci Kalkışma Yeniden Hortladı 01-01-1970 03:00 Yeni Askeri Darbe Hazırlığı  01-01-1970 03:00 Birlik ve beraberliği nasıl sağlayabiliriz? 01-01-1970 03:00 Zekât ve Ekonomi 01-01-1970 03:00 Nasihatler niçin tesir etmiyor? 01-01-1970 03:00 Sonsuzluk Ülkesindeki Gerçek Hayat  01-01-1970 03:00 Hamas Sorgulanmalıdır 01-01-1970 03:00 Türkiye'deki Arap Düşmanlığının Sebebi Nedir? 01-01-1970 03:00 Cifir İlmi ve Ebced Hesabı Nedir? 01-01-1970 03:00 En güzel eserleri nerede buldum? 01-01-1970 03:00 Filistin Müslümanların uyanışına vesile olacak 01-01-1970 03:00 Susun ve sessiz kalın! 01-01-1970 03:00 Hayber ve Allah’ın Arslanı 01-01-1970 03:00 Polemik ve İcraat Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye nin şu andaki en büyük polemik ustasidir. 01-01-1970 03:00 Müslümanların en önemli ihtiyaçları 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman Said Nursi kimdir? 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet İslâmi Yönetim Şeklidir 01-01-1970 03:00 Bu çürümüş kemik parçalarını kim diriltecek? 01-01-1970 03:00 Trump'ın Çaldığı Dosyalar ve 11 Eylül 01-01-1970 03:00 Ne mutlu namazımı kılıyorum diyene! 01-01-1970 03:00 Kemal mi Kamâl mı ? Hangisi doğru? 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman' a dil uzatanlar hakkında Meyveli ağaç taşlanır, bir deyimimizdir. 01-01-1970 03:00 Ordunun Şerefi Kime Aittir? 01-01-1970 03:00 İki sene önce Yeni Akit Gazetesindeki veda yazım. 01-01-1970 03:00 Kayıt Dışı Ekonomi Kalkınmaya Engeldir 01-01-1970 03:00 İnsanlar niçin yaratılmıştır? 01-01-1970 03:00 Hutbe konusunda en önemli husus nedir? 01-01-1970 03:00 Karpuz seçmiyor yönetici seçiyoruz 01-01-1970 03:00 Ay yerine nereye gittiler? 01-01-1970 03:00 Hürriyet ve Sevad-ı Azam Kavramı 01-01-1970 03:00 Mazdek Kavatından Feto'ya geldik 01-01-1970 03:00 15 Temmuz 2016 ile 28 Şubat İlişkisi 01-01-1970 03:00 Hutbenin aslı Arapçadır 01-01-1970 03:00 Dünya Başkenti İstanbul 01-01-1970 03:00 Dünya Başkenti İstanbul 01-01-1970 03:00 Alemi İslâm ın ve sizin Kurban bayramınızı bütün ruh u canımla tebrik ederim. 01-01-1970 03:00 Hilal ve Yıldız Yüzyılı 01-01-1970 03:00 Bilinmesi gereken en önemli husus nedir? Kat'iyen bil ki; 01-01-1970 03:00 Faşist CHP'nin Dayattığı Uydurma Tarih Son zamanlarda sık sık dile getirilen 01-01-1970 03:00 Türkiye Siyasi Hayatında Karakaşi-Kapani Kavgası 01-01-1970 03:00 Türkiye Yunanistan Savaşı 01-01-1970 03:00 Artık topa girmek gerekmez mi? 01-01-1970 03:00 Rüşdü Erdelhun ve darbeci faşistler 01-01-1970 03:00 Sabetay Aşiretinden Kurtulmamız Gerekiyor 01-01-1970 03:00 Allah’ın güzel isimleri 01-01-1970 03:00 Oyumuzu kullanırken dikkat edeceğimiz hususlar 01-01-1970 03:00 Siyah Beyaz 01-01-1970 03:00 Türkiye'de namaz ibadeti 01-01-1970 03:00 Başarı Milletin Malıdır Şahıslara Yüklenemez 01-01-1970 03:00 Biz namaz kılanlardan değildik 01-01-1970 03:00 Günahsız hükümet olur mu 01-01-1970 03:00 Rusya Ukrayna Savaşı ve Müslüman Dünyasına Etkileri 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman Said Nursi’ye karşı yapılan haksızlıklar 01-01-1970 03:00 Muslümanlara Karşı Şia ve Vahhabi Kıskacı 01-01-1970 03:00 Dinde siyaset ve yöneticilik var mıdır? 01-01-1970 03:00 Deprem gibi afetlerin gerçek sebebi nedir? 01-01-1970 03:00 Nevruz nedir? Nevruza nasıl bakmak gerekir? 01-01-1970 03:00 Para basma hikayesidir nedir? 01-01-1970 03:00 Deprem ve Hikmetleri 01-01-1970 03:00 Deprem ABD işi değildir 01-01-1970 03:00 Ailenin korunması için hükumetin sorumlulukları 01-01-1970 03:00 Ordudaki dindar düşmanları ile mücadelemiz bitmedi 01-01-1970 03:00 Gaspçı Devlet Olur Mu? 01-01-1970 03:00 Kur'an okumanın fazileti 01-01-1970 03:00 Lozan’a giden yolda İngiltere'nin ikiyüzlü politikası 01-01-1970 03:00 Feto Büyücüsünün Marifetleri!... 01-01-1970 03:00 Salavat Nedir ve Ne İçin Okunur? 01-01-1970 03:00 Sabetay tarikatı ve Feto 01-01-1970 03:00 Avrupa'nın çıplak ayaklı çocuk köleleri 01-01-1970 03:00 Katiline âşık olan insanlar 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin kurucu ilkeleri nelerdir? 01-01-1970 03:00 Demokrasi neden saltanattan üstündür 01-01-1970 03:00 CHP olmasaydı ne hale düşerdik? 01-01-1970 03:00 Mecliste Generali Öldürdüler 01-01-1970 03:00 Feto denilen İslam düşmanını tanıyalım FETO’nün üç yüzünü göremeyen, 01-01-1970 03:00 Doğu Türkistan ve Çin Müslümanları 01-01-1970 03:00 Demokrasi ve hürriyet fitne midir? 01-01-1970 03:00 Fırtınanın Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Yılbaşının Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Şah Kavat'tan günümüze muta nikahı 01-01-1970 03:00 Paris Elçisi Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin Kanal Raporu 01-01-1970 03:00 Serbest piyasa ve devletin fiyatlara müdahale etmesi 01-01-1970 03:00 2022 Türkiye'nin ekonomi ve teknolojide en hızlı yükseliş dönemi oldu 01-01-1970 03:00 92 Yıl önce Menemen 'de ne oldu? 01-01-1970 03:00 Yakamoz nedir? 01-01-1970 03:00 Kadına karşı şiddetin en önemli sebebi 01-01-1970 03:00 Niçin memur olmaya can atıyoruz 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman'ın Eyalet Sistemi Hakkındaki Düşünceleri 01-01-1970 03:00 Zincir marketler ve serbest piyasa mekanizması 01-01-1970 03:00 Devletin fiyatlara müdahalesi caiz midir? 01-01-1970 03:00 Üzülme Allah İnanlarla Beraberdir 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman ismi nereden geliyor? 01-01-1970 03:00 Siyasi mülahazalar ve Ak Parti niçin desteklenmelidir? 01-01-1970 03:00 SEVGİ VE MUHABBET ÜZERİNE... 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman’ın dinsiz siyasete bakışı 01-01-1970 03:00 HELÂL DAİREDE YAŞAMAK VE FAİZ 01-01-1970 03:00