Zekât ve Ekonomi

Vehbi Kara Dr. ( YAZAR )

15-12-2023 10:55

Zekât ve Ekonomi

İslamin 5 şartından birisi zekâttır. Zekât vermeyen İslâm'ın şartlarını yerine getirmiyor demektir. Bu ise hem kişi için hem de yaşadığı topluluk için ciddi bir sorundur.
Zekât, malda bereket olduğu gibi fakirlik ve açlık gibi sosyal sorunların çözümlerinde en güzel yöntemdir.
"Ben devlete vergi veriyorum, bir de zekât mi vereceğim" diyen bir insan Müslüman olamaz. Çünkü vergi devletin hakkı; zekât ise fakirin hakkıdır. İkisini birbirine karıştırmamak gerekir.
Bu yazıda zekâtın dini ve sosyolojik yönünden ziyade ekonomiye olan katkısının bahsedeceğim. Zira zekâtın hikmetleri o kadar çoktur ki kitaplar yazılsa az gelir.
İşte zekât sayesinde hem kişi hem de yaşadığı toplum ekonomisi gelişip güçlenecektir. Servetleri hapsedilmediği gibi ekonomiler için gerekli kaynak sıkıntısı ortadan kalkacaktır. Zenginler ile fakirler arasındaki uçurum azalıp gelir dağılımı daha dengeli bir hale gelecektir.
İnsanlar şunu anlamakta güçlük çekebilirler. O yüzden basitçe izah etmeye çalışalım
Şöyle sorulabilir. Servetinin ve sahip olunan malların bir kısmını vererek mal artmaz ki? Bilakis azalır.
Fakat kazın ayağı öyle değildir. Burada zekâtın bereketi arttırdığını ve bereketin ne olduğunu anlatmayacagiz. Bunun yerine insan davranışları üzerindeki etkilerini örnek vererek izah etmeye çalışacağız:
Zekât malum olduğu gibi tarım ürünlerinden yüzde 10 ve birikmiş servetten ise en az yüzde 2,5 oranında fakirlere ödeme yapmak demektir. Burada örnek kolay olsun diye altını ele alacağız. Fakat diğer zekâta tabi mallarda da durum farklı değildir.
Soru sorarak güncel rakamlarla nasıl servet artıyor buna bakalım:
İslam neden 80 gram altını (153.000 TL civarında) birikmiş ve üzerinden bir yıl geçmiş paradan zekât alıyor da 5 Milyon liralık evi olan ya da 1 Milyonluk liralık arabası olan ama 80-100 gram altını olmayan kişiden zekât almıyor?
Çünkü binek veya yaşadığımız ev zekâta tabi değildir. Fakat para ve altın gibi servetler biriktirildiği zaman kişiye ve topluma bir şey kazandırmaz. Bunun yerine ticaret veya yatırımcı olmak hem kişinin hem de toplumun servetinin artmasına yol açacaktır.
Eğer zekât hakkıyla işletilseydi sosyalizm veya kapitalizm gibi sistemler asla ve asla İslam ülkelerine girip tahrip etkisini göstermezdi. Yine bu zekât sistemi işletilirse bencillik, mal sevgisi, tamahkârlık ve materyalist düşünceler bir Müslüman toplumda asla bu seviyelerde yer edinemezdi.
İslam, bir insanın bir yıl boyunca yanında tutabileceği para miktarını (altın ve para cinsi her şey 80 veya 100 gram altın) veya eşit miktarda para ile sınırlamıştır. Yani bu kadar altın veya buna tekabül eden paranız varsa bunu yanınızda, evinizde, iş yerinizde sadece bir yıl boyunca zekât vermeden bir şekilde tutabilirsiniz.
Ancak bir yıl geçtikten sonra bu paranın zekâtını vermek zorundasınız. Yani 80-100 gram altın veya değerindeki parayı yanınızda bir yıl tuttuktan sonra sizin zekât vermeniz farz oluyor. İşte tamda burada mesela üzerinden bir yıl geçmiş 153.000 (80 gram altın) liranız varsa zekât vermek zorundasınız. Hatta eviniz olmasa da arabanız olmasa da zekât vermelisiniz. Ama bir eviniz ve arabanız olsa fakat 153.000 lira paranız olmasa, zekât vermek zorunda değilsiniz? İslami hüküm böyledir. Neden?
Çünkü İslam, parayı şahıs malı olarak görmez. Parayı; içinde “kamunun da hakkı olan şahıs malı” olarak görür. 
Kamu hakkının bulunduğu bir malın saklanması İslam'a göre doğru değildir. Ancak bir yıl yetecek kadar ya da olağanüstü durumlarda lazım olacak kadar para biriktirme hakkı vardır. Bu da yaklaşık 80-100 gram ağırlığında altın değeridir. Bundan fazlası zekâta tabidir.
 Bir kişi, tüm toplumun hakkı olan bir parayı (153.000) bir yıl boyunca elinde tutarsa, bir yıl sonra o paranın zekâtını vermelidir. Zira bir yıl boyunca tüm millete ait bir parayı kendi menfaati için hapsetmiş olmaktadır.
Peki, 153.000 lirayı hapseden adam kamuya ne zarar vermiş olur ki? Evet, bir kişi ile zarar olmaz. Ama milyonlarca kişi bu kadar parayı evinde hapsedince tüm insanlar bundan etkilenecektir. Piyasada yeteri kadar para dönmediği zaman fiyatlar da ona göre etkilenir, piyasada parasızlık hali oluşur ve paranın olmadığı piyasalarda ekonomik bozulmalar olur.
Ancak farzı misal toplam değeri 5.000.000 lira olan ev ve araba sahibi olan kişi ise bu kadar parayı kendinde tutmak yerine sahip olduğu parayı piyasaya sürmüştür. Yani parayı kendisinde saklamamıştır. Ev ve araba ise kamu malı değil, şahıs malıdır. Yani parasının tamamını veya büyük miktarını piyasaya sürmüştür.
Bu nedenle İslam'a göre kiralık evde oturan ama bir yıldan fazla 153.000 lira parayı veya bu değerde altını yanında hapseden kişi, zekât vermelidir. 
Öte yandan kendi evinde oturan kişi, ek bir geliri yoksa, fakirse, yoksulsa, borçluysa;  Zekât alabilir. Kimden mi? Kirada oturduğu halde evinde nisap miktarı kadar parayı yanında hapseden kişiden. 
İşte burası hem kişinin hem de o toplum ekonomisi açısından önemlidir. Zira ev sahibi olan kişi, elindeki parayı piyasaya sürmüş ve bunun karşılığında oturmak için ev almıştır. Ama kirada oturan kişi ise o veya bu nedenlerden dolayı parayı yanında tutmuş ve ev ihtiyacını da kira yoluyla da olsa karşılamıştır.
 İslam, nizam ve kanun olarak muazzam hikmetleri içinde taşır. Eğer İslam'da zekât sistemi işletilirse o ülkede fakirlik sıfıra düşer. 
O ülkede para, evde hapsedilmez. 
Aksi halde zekât her sene ondan bir pay alır ve yıllar sonra onu tüketir. Bir adamın farzı misal 200 gram altını olsa her sene zekât verse ilk sene 5 gram altını zekât olarak verir. Böylece yanında 195 gram kalır. Ertesi sene yaklaşık 5 gram kadar daha zekât olarak verir. Bu sefer de 190 gram kalır. Uzun yıllar sana adamın elindeki altın miktarı 80 grama kadar eriyip gider. Zekât onun parasını tüketir. Ama parası ile ev, araba, arsa, bahçe, eşya gibi şeyler almış olsaydı, parası kaybolmazdı.
Ev veya araba konusunda şunu unutmayalım. Ahmet’ten 500.000 liralık araba veya 1.250.000 liralık ev aldım. Bunun zekâtı nasıl olur?
Eğer ticaret amacıyla alındı ise araba da ev de zekâta tabidir. Bir sene geçtikten sonra bunların değeri de zekâta ilave edilir. Ama ticaret amacıyla değil de oturmak ve binmek için alındı ise ev de araba da gelir getirmeyen mülk sayılır. Bu nedenle de zekâta tabi olmaz.
Bir baska misal:
Ahmet’e 2.000.000 lira para vermiş ve ondan bir ev almıştım. Ahmet bu parayı yanında en fazla bir kameri yıl (354 gün) tutabilir. Bir yıl elinde tutarsa zekât verecek. Ama parayı elinde tutmayıp mesela Ali’den bir araba alırsa, elindeki parayı Ali’ye verdiği için Ahmet bu paranın zekâtından muaf olur. Bu sefer sıra Ali’ye geldi. Ali bu parayı bir yıl yanında tutabilir. Yanında tutarsa, zekât verecek ama piyasaya sürerse zekât vermekten muaf olacak. 
Zincir böyle devam ediyor. Dikkat ederseniz İslam, evde bir yıl bekletilen ya da ticarette gelir getiren her şeyi zekât kapsamına alıyor. 
İste bu güzel sistem sayesinde para biriktirmek yerine bunu piyasaya sürüp herkesin ihtiyaclarini giderecek şekilde kullanarak dışarıdan borç para almak zorunda kalmazsınız. Ülke kaynakları çok daha verimli kullanılır ve faiz gibi harama bulaşılmamış olunur.
 Bu, muazzam bir sistemdir... Yani bu para kimdeyse, o para bir sene sonra zekâta tabi olacaktır. Zekâta tabi olmaması için de piyasaya girmesi gerekiyor.
Kısaca bir kimse bir evi veya arabayı kar etmek niyetiyle alırsa bu mal ticaret malı grubuna girer. Bunun da zekâtı verilir. Yani ticaret yapmak için bir araba, arsa, ev ve benzeri bir şey alırsa zekât verecek. Ama oturmak için alırsa, aldığı ev için zekât vermesi gerekmez. O para eve hapsedilse ya da ticarete sürüldüğü sürece zekâta tabidir...
Zekât vermek için ev sahibi olmak, evli olmak, ev almaya niyet etmiş olmak gibi şartlar yoktur. Zira bir kimse çok pahalı bir evi almak yerine kirada oturabilir.
 Nitekim günümüzde birçok iş yeri sahibi bunu yapıyor. Normalde evi yok ama bu kişi parasızlıktan değil, parasını iş yerine yatırdığından dolayı ev almamıştır. Bu kişiye zekât verilmez fakat bu kişinin zekât vermesi gerekir.
Zekât, kişilerin insafına bırakılmayacak kadar önemli bir ibadettir ve kamu sorumluluğudur. İslam'da Hazreti Peygamberin vefatının ardından açılan ilk savaş, Hazreti Ebubekir döneminde fakirlerin hakkı olan zekâtı vermek istemeyen bedevilere karşı açılmıştır.
 Dünyada fakirlerin hakkı için zenginlere savaş açan hiçbir nizam, hiçbir kanun, hiçbir anayasa bulunmaz. İslam'daki zekât sistemi bile sadece tek başına tüm sosyalizmi bitirecek hikmetlere sahiptir.
Elbette zekâtın güzellikleri bu kadar az değildir. Daha nice hikmetleri vardır. Örneğin zenginler ile fakirlerin çatışmasını önlediği gibi sınıf farklarını kullanarak toplum katmanları arasında savaş çıkarmayı esas alan komünizm gibi kanlı çatışmaları körükleyen acımasız sistemleri de önlemektedir.
Umulur ki zekâtın güzelliği herkes tarafından anlaşılır ve namaz konusunda olduğu gibi bu konuda da büyük ihmaller ortadan kalkar, vesselam...

DİĞER YAZILARI Malikiyet ve Serbestiyet Devri 01-01-1970 03:00 Dünyanın en disiplinli ordusu! 01-01-1970 03:00 Erdoğan Silahlı Kuvvetleri İyi Yönetemiyor 01-01-1970 03:00 Müslumanlarin ve materyalistlerin ölüm sonrasına bakışı 01-01-1970 03:00 CHP neden kazandı? 01-01-1970 03:00 Allah İsminin Yüceltilmesi  01-01-1970 03:00 Ramazan Ayında ne yapmalı? 01-01-1970 03:00 28 Şubat Muz Cumhuriyeti 01-01-1970 03:00 Bir tane ordumuz var 01-01-1970 03:00 Tuzla Piyade Okulu’nda darbeci tehdit 01-01-1970 03:00 Türk Silahlı Kuvvetlerinde Darbeci Gelenek Devam Ediyor 01-01-1970 03:00 Tarikatlar Hakkında  01-01-1970 03:00 Hükûmetten kimse lütuf beklemiyor görevini yapsın yeter 01-01-1970 03:00 İnsanlı Ay Yolculuğunda Son Durum 01-01-1970 03:00 Herkes Kendi İsmi İle Çağrılmak İster 01-01-1970 03:00 Gerçek Savaş Gazisi Bediüzzaman 01-01-1970 03:00 Le Monde'ye göre Türkiye'deki darbe kalkişması 01-01-1970 03:00 Ordumuzda darbeci kalkışma dalga dalga yayılıyor 01-01-1970 03:00 Atatürk’ün ve Erdelhun'un Nutukları 01-01-1970 03:00 2.Abdülhamid'in Putlaştırılması 01-01-1970 03:00 Meçhul asker anıtları ve şehitlere vefa borcu 01-01-1970 03:00 Türkiye'de ve Dünyada Faşizm Nasıl Ortaya Çıktı? 01-01-1970 03:00 Mısır, İsrail ve Yemen ile ilgili kısa hatıralar 01-01-1970 03:00 Rüşdü Erdelhun’un darbeci askerlere karşı nutku ve darbe karargahinin Kara Harp Okulundan Tuzla Piyade Okuluna taşinmasi 01-01-1970 03:00 Faşist Darbeci Kalkışma Yeniden Hortladı 01-01-1970 03:00 Yeni Askeri Darbe Hazırlığı  01-01-1970 03:00 Birlik ve beraberliği nasıl sağlayabiliriz? 01-01-1970 03:00 Nasihatler niçin tesir etmiyor? 01-01-1970 03:00 Sonsuzluk Ülkesindeki Gerçek Hayat  01-01-1970 03:00 Hamas Sorgulanmalıdır 01-01-1970 03:00 Türkiye'deki Arap Düşmanlığının Sebebi Nedir? 01-01-1970 03:00 Cifir İlmi ve Ebced Hesabı Nedir? 01-01-1970 03:00 En güzel eserleri nerede buldum? 01-01-1970 03:00 Filistin Müslümanların uyanışına vesile olacak 01-01-1970 03:00 Susun ve sessiz kalın! 01-01-1970 03:00 Hayber ve Allah’ın Arslanı 01-01-1970 03:00 Polemik ve İcraat Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye nin şu andaki en büyük polemik ustasidir. 01-01-1970 03:00 Müslümanların en önemli ihtiyaçları 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman Said Nursi kimdir? 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet İslâmi Yönetim Şeklidir 01-01-1970 03:00 Bu çürümüş kemik parçalarını kim diriltecek? 01-01-1970 03:00 Trump'ın Çaldığı Dosyalar ve 11 Eylül 01-01-1970 03:00 Ne mutlu namazımı kılıyorum diyene! 01-01-1970 03:00 Kemal mi Kamâl mı ? Hangisi doğru? 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman' a dil uzatanlar hakkında Meyveli ağaç taşlanır, bir deyimimizdir. 01-01-1970 03:00 Ordunun Şerefi Kime Aittir? 01-01-1970 03:00 İki sene önce Yeni Akit Gazetesindeki veda yazım. 01-01-1970 03:00 Kayıt Dışı Ekonomi Kalkınmaya Engeldir 01-01-1970 03:00 İnsanlar niçin yaratılmıştır? 01-01-1970 03:00 Hutbe konusunda en önemli husus nedir? 01-01-1970 03:00 Karpuz seçmiyor yönetici seçiyoruz 01-01-1970 03:00 Ay yerine nereye gittiler? 01-01-1970 03:00 Hürriyet ve Sevad-ı Azam Kavramı 01-01-1970 03:00 Mazdek Kavatından Feto'ya geldik 01-01-1970 03:00 15 Temmuz 2016 ile 28 Şubat İlişkisi 01-01-1970 03:00 Hutbenin aslı Arapçadır 01-01-1970 03:00 Dünya Başkenti İstanbul 01-01-1970 03:00 Dünya Başkenti İstanbul 01-01-1970 03:00 Alemi İslâm ın ve sizin Kurban bayramınızı bütün ruh u canımla tebrik ederim. 01-01-1970 03:00 Hilal ve Yıldız Yüzyılı 01-01-1970 03:00 Bilinmesi gereken en önemli husus nedir? Kat'iyen bil ki; 01-01-1970 03:00 Faşist CHP'nin Dayattığı Uydurma Tarih Son zamanlarda sık sık dile getirilen 01-01-1970 03:00 Türkiye Siyasi Hayatında Karakaşi-Kapani Kavgası 01-01-1970 03:00 Türkiye Yunanistan Savaşı 01-01-1970 03:00 Artık topa girmek gerekmez mi? 01-01-1970 03:00 Rüşdü Erdelhun ve darbeci faşistler 01-01-1970 03:00 Sabetay Aşiretinden Kurtulmamız Gerekiyor 01-01-1970 03:00 Allah’ın güzel isimleri 01-01-1970 03:00 Oyumuzu kullanırken dikkat edeceğimiz hususlar 01-01-1970 03:00 Siyah Beyaz 01-01-1970 03:00 Türkiye'de namaz ibadeti 01-01-1970 03:00 Başarı Milletin Malıdır Şahıslara Yüklenemez 01-01-1970 03:00 Biz namaz kılanlardan değildik 01-01-1970 03:00 Günahsız hükümet olur mu 01-01-1970 03:00 Rusya Ukrayna Savaşı ve Müslüman Dünyasına Etkileri 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman Said Nursi’ye karşı yapılan haksızlıklar 01-01-1970 03:00 Muslümanlara Karşı Şia ve Vahhabi Kıskacı 01-01-1970 03:00 Dinde siyaset ve yöneticilik var mıdır? 01-01-1970 03:00 Deprem gibi afetlerin gerçek sebebi nedir? 01-01-1970 03:00 Nevruz nedir? Nevruza nasıl bakmak gerekir? 01-01-1970 03:00 Para basma hikayesidir nedir? 01-01-1970 03:00 Deprem ve Hikmetleri 01-01-1970 03:00 Deprem ABD işi değildir 01-01-1970 03:00 Ailenin korunması için hükumetin sorumlulukları 01-01-1970 03:00 Ordudaki dindar düşmanları ile mücadelemiz bitmedi 01-01-1970 03:00 Gaspçı Devlet Olur Mu? 01-01-1970 03:00 Kur'an okumanın fazileti 01-01-1970 03:00 Lozan’a giden yolda İngiltere'nin ikiyüzlü politikası 01-01-1970 03:00 Feto Büyücüsünün Marifetleri!... 01-01-1970 03:00 Salavat Nedir ve Ne İçin Okunur? 01-01-1970 03:00 Sabetay tarikatı ve Feto 01-01-1970 03:00 Avrupa'nın çıplak ayaklı çocuk köleleri 01-01-1970 03:00 Katiline âşık olan insanlar 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin kurucu ilkeleri nelerdir? 01-01-1970 03:00 Demokrasi neden saltanattan üstündür 01-01-1970 03:00 CHP olmasaydı ne hale düşerdik? 01-01-1970 03:00 Mecliste Generali Öldürdüler 01-01-1970 03:00 Feto denilen İslam düşmanını tanıyalım FETO’nün üç yüzünü göremeyen, 01-01-1970 03:00 Doğu Türkistan ve Çin Müslümanları 01-01-1970 03:00 Demokrasi ve hürriyet fitne midir? 01-01-1970 03:00 Fırtınanın Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Yılbaşının Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Şah Kavat'tan günümüze muta nikahı 01-01-1970 03:00 Paris Elçisi Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin Kanal Raporu 01-01-1970 03:00 Serbest piyasa ve devletin fiyatlara müdahale etmesi 01-01-1970 03:00 2022 Türkiye'nin ekonomi ve teknolojide en hızlı yükseliş dönemi oldu 01-01-1970 03:00 92 Yıl önce Menemen 'de ne oldu? 01-01-1970 03:00 Yakamoz nedir? 01-01-1970 03:00 Kadına karşı şiddetin en önemli sebebi 01-01-1970 03:00 Niçin memur olmaya can atıyoruz 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman'ın Eyalet Sistemi Hakkındaki Düşünceleri 01-01-1970 03:00 Zincir marketler ve serbest piyasa mekanizması 01-01-1970 03:00 Devletin fiyatlara müdahalesi caiz midir? 01-01-1970 03:00 Üzülme Allah İnanlarla Beraberdir 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman ismi nereden geliyor? 01-01-1970 03:00 Siyasi mülahazalar ve Ak Parti niçin desteklenmelidir? 01-01-1970 03:00 SEVGİ VE MUHABBET ÜZERİNE... 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman’ın dinsiz siyasete bakışı 01-01-1970 03:00 HELÂL DAİREDE YAŞAMAK VE FAİZ 01-01-1970 03:00