BURASI BAHÇELİEVLER FİZİK TEDAVİ ARAŞTIRMA HASTANESİ...

Kimi yorgun...
Kimi üzgün...
Kimi herşeyden ümidin kesmiş...
Kimi hayata küsmüş...
Gözlerdeki umut dolu bakışların feri bitmiş, yüzler ise kimi boş kimi de artık ben bittim der gibi. 
Oysa kimisi de var ki sanki yarın İstanbul Maratonuna katılacakmış gibi gece gündüz yürüyor, bir bakıyorsun paralel barda, bir bakıyorsun hastanenin uzun koridorunda. Hani filmlerde bazen geçer ya "seni yeneceğim İstanbul" derler gibi.

Hepsinin tek ortak noktası, geçirmiş oldukları beyne pıhtı atması veya bir kaza sonucu geçirmiş oldukları FELÇ.
Bunun yanında hepsinin de ikinci ortak noktaları ŞEFKAT, MERHAMET, SABIR, GAYRET ve DUAya ihtiyaçları olmaları.

Oysa kimi ailelerde özellikle de evlatlarda bunu görmek bazen mümkün olmuyor. Ortak çatı altında olmanıza rağmen tek ortak noktanız hastalıktan başka birşey değil iken neden? niçin? böyle davranıyorlar demekten kendinizi alamıyorsunuz. Keşke empati yapabilseler.

Burası İstanbul Bahçelievler Fizik Tedavi Araştırma Hastanesi'nde bir çok hastada gördüğümüz aslında hiçte görmek istemediğimiz bir durum. 
Evlatların, damatların, gelinlerin bazen de kısmen eşlerin göstermesi gereken sabrı, şefkat, merhamet ve gülen yüzleri evlâtları, torunları mesabesindeki fizyoterapistlerin,  doktorların göstermesi içinizi bir nebze ısıtıyor ve ilerisi için gayret ve şevkinizi arttırıyor. Rabb'im hepinizden razı olsun.

Evet, burası İstanbul Bahçelievler Fizik Tedavi Araştırma Hastanesi, vaktiniz müsait olduğunda hastanede yakınınızın olması şart değil, gidin selâm verin, konuşun.
Emin olun hem sizin için hem de tanımadığınız halde ziyaret ettiğiniz o hastalar ziyadesi ile memnun olacaklar 

Bekleniyorsunuz efendim.
Ne dersiniz?
Selâm ve dua ile.
Bülent Ertekin