SİYASETTE BAZEN 24 SAAT BİLE UZUNDUR...”
Yazıya siyasetin duayeni dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in bir sözüyle başlayalım.
Ne demiş rahmetli kurt siyasetci Demirel...
“Siyasette bazen 24 saat bile uzundur...”
Bizler gazeteci değiliz lâkin bu ülkede yaşıyor iseniz biraz siyaset ile iç iceseniz illaki günlük gelişmelerde müspet veya menfi bir fikir sarf edersiniz. Bugün bu ülkede yaşayan herkes bu sözün ne kadar doğru olduğunu yaşayarak öğrenmiştir.
Öyle olaylara tanıklık ettik ki; aylar öncesinden “Olmaz, olması mümkün değil...” demiştik, haftalar öncesinden “Bu kadarı da olamaz” diye konuşmuştuk.
Ama olmaz dedikleriniz oldu, bu kadarı da olmaz dedikleriniz gerçekleşti mi, evet gerçekleşti.
Türkiye’de siyaset yazarken, siyaset konuşurken temkinli olmak lazım.
Her zaman bir opsiyon bırakmak lazım.
Yoksa açıkta kalırsınız; Demirel’in o meşhur sözünü her fırsatta hatırlamak zorunda kalırsınız.
Son 6 lı masada yaşanılan racon kesmeyi okuyunca tarih tekerrür mü ediyor demekten kendini alamadım.
Zira 2002’de Erdoğan’ın yolu nasıl açıldı?
Ne oldu da o zaman siyaset yapma yolları kanunla kapatılan bir siyasetcinin daha sonraki gelişmeler ile milletvekili, başbakan, Cumhurbaşkanı ve Başkan seçildiğinde birebir şahit olduk. Son gelişmelere bakıp TARİH TEKERRÜR MÜ EDİYOR? demekten kendimi alamadım.
Gelin 2002’de Erdoğan’ın yolu nasıl açıldı, ona bir bakalım.
Ak Parti’nin kurulmasının ardından 2002’de Anayasa Mahkemesi, Erdoğan’ın TCK’nın 312. maddesinden mahkum olduğu gerekçesiyle “milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olmadığını” belirterek parti kurucusu olamayacağını hükme bağlamıştı.
YSK da Anayasa’nın milletvekili seçilme yeterliliğini düzenleyen 76. maddesinde yer alan “ideolojik ve anarşik eylemlere katılma” hükmünü gerekçe göstererek Erdoğan’ın adaylığını kabul etmedi.
Hükümeti Abdullah Gül kurdu. Seçimden sonra, 5 Kasım 2002’de Erdoğan’ı ziyaret eden dönemin CHP lideri Baykal, “Kanaatim, bir insanın siyasi suç niteliğinde mahkum olmasının ömür boyu siyasetten mahrum edilmesine gerekçe olmamalıdır” dedi.
Nefes kesen trafik
YSK’nın Ak Parti’nin başvurusu üzerine 4 Aralık’ta Doğanköy’deki seçimde usulsüzlük olduğuna karar verilerek Siirt seçimlerinin tekrarlanmasına karar vermesi, Erdoğan’ı parlamentoya taşıyan sürece start verdi. Ak Parti, Anayasa’nın 67, 76 ve 78. maddeleriyle ilgili değişiklik teklifini Meclis’e sundu.
Ak Parti’nin anayasa değişiklik teklifinde, Anayasa’nın milletvekili seçilme yeterliliğini düzenleyen 76. maddesinde yer alan “ideolojik veya anarşik eylemlere” ifadesi ile “affa uğramış olsalar bile” tabiri çıkarılarak yerine, “terör eylemi” tanımlamasının getirilmesi öngörüldü.
Anayasa’nın 78. maddesinde öngörülen değişiklik ile de Erdoğan için ara seçim yolu açılması hükme bağlandı. Madde metnindeki “Ara seçim her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimden 30 ay geçmedikçe ara seçime gidilemez” ifadesi çıkartılması hükme bağlandı.
CHP istikrarla destekledi
13 Aralık 2002’de TBMM’de Ak Parti ve CHP’nin oylarıyla anayasa değişiklik teklifi kabul edildi. 19 Aralık 2002’de ise dönemin Cumhurbaşkanı Sezer, düzenlemeyi veto ederek TBMM’ye iade etti. CHP parti grubu 20 Aralık’ta, vetoya rağmen Anayasa değişikliğine desteğini sonuna kadar sürdürme kararı aldı.
Meclis, CHP’nin desteğiyle Anayasa’nın öngördüğü üçte iki çoğunluğun (367) üzerinde 437 oyla 26 Aralık’ta teklifi aynen benimsedi. Meclis’in aynen gönderdiği Anayasa değişikliğini 31 Aralık‘ta Sezer onaylamak durumunda kaldı.
9 Mart 2003’te tekrarlanan Siirt seçimlerinde, AKP’li Mervan Gül, Erdoğan’ın seçilmesine olanak sağlamak amacıyla adaylıktan çekildi. Tekrarlanan seçimde AKP Genel Başkanı Erdoğan milletvekili seçildi.
Erdoğan’ı önce milletvekili ardından Başbakan yapan bu süreçte Erdoğan-Baykal ikilisinin İstanbul’da bir gizli buluşma gerçekleştirdikleri iddiası da tartışma konusu oldu.
Yıl 2023
Bugün gelinen noktada millet İttifakının 6 üyesinin en dişlisi ve CHP den sonra en fazla oy potansiyeline sahip ikinci partisi İP masayı devirerek "kirli ittifakınızda ben yokum" diyerek masayı tarumar etmiştir.
Bugün Rahmetli Süleyman Demirel'in “Siyasette bazen 24 saat bile uzundur...” sözüne tüm millet ve ülke olarak geldik mi? Evet, geldik.
Bugünden sonra ne olur? Olmazları olduran Allah'a hamd olsun. Olur ya bu kirli ittifak üzerindeki ülkem üzerindeki oyunları bozmak için İP yapılacak Başkanlık seçiminde sandıkta CUMHUR İTTİFAKI ile aynı saflarda bulunur ise hiç şaşırmamak lazım.
" Hadi canım sende ziyadesi ile fantazi yapıyorsunuz" diyebilirsiniz.
Unutmayın!!!
-2002 tarihinde Deniz Baykal'ın ve CHP nin tavrını
-Hatırlayın Numan Kurtulmuş'un ve Demokrat Parti'nin o dönemdeki Genel başkanı ve bugünün İçişleri Bakanı olan Sayın Süleyman Soylu'nun nerede ve nasıl bir enerji ile siyaset yaptığını bir kez daha gözden geçirin.
Gene geliyoruz rahmetli kurt siyasetci Süleyman Demirel'in o meşhur sözlerine
“Siyasette bazen 24 saat bile uzundur...”
"Dün dündür bugün bugündür"
Selâm ve dua ile.
Bülent ERTEKİN