DİYORDUNUZ YA!?
MESELE AĞAÇ DEĞİL, HÂLÂ ANLAMADINIZ MI?

Çevre bilinci ile ortalığı toza dumana katan şu yoldaş, sırdaş, kardeş, karındaş grubların yaptıklarını bir türlü anlayamıyorum.

Mesele yeşil değil mi?
Yani ağaç...
Yani orman...
Yani çimen, ot...
Yani zeytinler ve zeytinlikler değil mi?

Yoksa ben mi yanlış anlıyorum? Nerede bir zeytinlik bir sebepten dolayı kesilecek, oooo bizim yeşilcilerin hepsi orada. 

Haklarını yemeyelim haaa hepsi çok iyi organize oluyorlar. Orkestra şefleri maestroları muazzam çalışıyor. Şefleri " Sen hâlâ anlamadın mı mesele ağaç değil!" parolasını alır almaz yollar ve meydanlar insan seline döndüğünü unutmadık.  

Oysa İzmir'de burnumuzun dibinde Seferihisar'da yol genişletme bahanesi ile onlarca ağaç katledilirken bizim yeşillerden tık yoktu. 

Hadi bunu görmedik, duymadık, bilmiyoruz dedik, atladık. Ülkenin en büyük mega şehri olan İstanbul'da tarihi yüzyıllık olan muhteşem ağaçlar bir gece ansızın geliriz şarkısı ile köklerinden kazındı.

Hadi bunu da görmedik, görmezden geldik. (Kendimi bir anda kör hissettim(!) )
Ya şu İzmir'in merkez ilçesi olan Buca'da açıldığında CHP'lisi ve  AK Parti'lisinin can-u gönülden "Allah razı olsun!!!" dediğimiz Yedi Göllere ne demeli?

İsminin içerisinde bulunan 7 âdet gölden alan Buca Yedigöller, zaman içerisinde Büyükşehir Belediyesi tarafından kaderine terk edildi. 2016 yılında su kaçağı nedeni ile göl kururken, çevresindeki yeşil alandaki bitki ve ağaçlar kurumaya, sosyal donatı alanları da yıpranmaya başladı.

Sonra???

Sonrasında 2022 yılında tamamlanan tadilatın ardından oluşturulan yağmur bahçesi ve toprak zemini çöle döndü. Ekilip dikilen bitki ve ağaçlar ise susuzluktan kuruyup gitti. 

Yedigöller ve Rüya Vadisi isimli kafelerin önündeki gölet sularının rengi değişirken, göletlerin etrafını çevreleyen istinat duvarları sprey boyası ile çeşitli yazılar yazan vandalların saldırısına uğradı. Seyir terasları bakımsızlıktan yıkılırken, Yedigöller'in o eski halinden hiçbir eser kalmadı.

Şimdi İzmir'i, burnunun dibinde tüm Türkiye'deki 81 vilayetin park ve bahçelerini süsleyen çiçeklerin gittiği Bayındır'ı es geçip İzmir'i âdeta bir çöle, hakeza terkedilmiş şehre dönüştüren yöneticilerin bu yaptıklarını görmezden gelip başka il, ilçe köylerdeki yeşil katliamını gündeme taşıyan arkadaşlar bırakın bu tür şovları önce kendi kapımızı temizleyelim, sonrasında ise gidebildiğimiz kadar yere gidelim. Ne dersiniz?  

Gelin önce kendi kapımızın önünü temizliyelim. İzmir'i hakettiği yere hep birlikte bir ve beraber getirelim. Aksi taktirde herkesin dediği gibi bok kokan bir İzmir ifadesi bu güzelim şehrin üzerine âdeta yapışıp kalacak 

İzmir bitti mi?
Bitmedi.
Sırası ile diğer yeşil ve yeşillik ile alâkalı bütün problemleri elimizin yazdığı kadar gündeme getirmeye çalışacağız. 
Sırada Gaziemir.

Selâm ve dua ile.
Bülent Ertekin