DÜNYA EMEKLİLER GÜNÜ VE EMEKLİLER HAFTASI
30 Haziran tarihi Emekliler Günü olarak 2010 yılında kutlanmaya başlandı. 30 Haziranın içinde bulunduğu hafta da EMEKLİLER HAFTASI' dır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün emekli olduğu tarih 30 Haziran 1927 tarihi esas alınarak 2010 yılında, emeklilerin varlığı, toplum sosyolojisi ve ekonomisi açısından yeri, yaşam kaliteleri, sosyal refahları, güncel sorunları ve çözüm yollarına dikkat çekmek, bu konuda farkındalık yaratmak amacıyla resmi kutlama günü olarak kabul edildi.
Çalışmak ve emekli olmak birbirini tamamlayan, hatta birbirinin içinde olan kavramlardır. Çünkü çalışmadan emekli olunamaz.
Günümüz şartları insanları her ortamda, her koşulda aşırı zorlamaktadır. Uygun koşullar biraraya getirilerek kişinin iş bulabilmesi, çalışabilmesi bir mucize iken, insan hakları yönünden çalışamayacak duruma geldiğinde yasalar gereği alınması gereken önlemlerle emekliliğe kavuşması da bir hayal oldu. Varsayalım ki emekli oldu: mevcut yaşam standardının emeklilikte birdenbire yarıya inmesi ise insan haklarına aykırıdır.
Bugün ve bu hafta emeklilerin sorunları çeşitli kesimlerce toplumun gündeminde dillendirilecek. Umarım yetkililerin bu konuları dikkate almalarına yardımcı olunabilir.
SADAKA EMEKLİYE YAKIŞMAZ
Bu günlerde en zor durumda aç sefil yaşamaya çalışan emeklilere Temmuz ayı zammı konuşulurken memura %85, emekliye %35 gibi rakamlar konuşulmaktadır. Bu yapılacak zam, emeklilerle alay etmektir. Memur insanda emekli değilmidir? Emekli daha az yerse doyabilecek midir?
Toplumun dar gelirli herkesimine sadaka vermeye alışık olan iktidar, aslında o kesimleri acaip sistemleri ile fakirleştirendir.
"Biz onurlu emekliler Sadaka Kabul Etmiyoruz! "
Sadaka devletini Sosyal devlete çevirdiğimiz gün kurtuluş günümüz olacaktır.
ARTIK YETER!
Bugün emeklinin derdi açlık, sefalet, fakirliktir!
İktidarın 21 yıl boyunca uyguladığı emekliyi fakirleştirme politikası başarıya ulaşmıştır. Acımasızlıkları ile gurur duyabilirler!
Emeklisini küstürmek hiçbir yönetimin, siyasetçinin yararına olamaz.
Biran önce emeklinin geliri fabrika ayarlarına yani 2002 yılı değerlerine geri dönmelidir.
2002 yılında asgarî ücret 184 ₺ iken, en düşük emekli aylığı 257₺ idi.
Baz aldığımız asgari ücret de gerçek değerinde belirlenmemektedir. 2023 yılı başında 13.200 ₺ talep edilen asgari ücret 8506₺ olmuş, altı ay sonra da 11402₺ yapılmıştır. En düşük emekli aylığı asgari ücret kadar olsun demek de çok büyük hatadır. Gerçeği bilmemektir.
Bu koşullar altında EMEKLİLER İÇİN NE YAPILMALIDIR?
1-)EMEKLİ MAAŞI VE İKRAMİYESİ
a)-YENİ EMEKLİLİK YASASI
- Emeklinin felaketi olan 8.09.1999 tarihli 4447 sayılı ( EYT liler, Kademeli Emeklilik) ve 16.04.2008 tarihli 5510 sayılı Yasalar acilen değiştirilmelidir. Yıllardır çıkması beklenen Emeklilerin İntibak Yasası çıkarılamamıştır. Artık o da yaraya merhem olamaz.
KÖKLÜ ÇÖZÜM olarak; her emeklinin özel özlük haklarını kapsayan YENİ EMEKLİLİK YASASI düzenlenmelidir.
Bu yeni yasa ile geçmişte oluşmuş ve gelecekte oluşabilecek emekli hak kayıplarına ve emekliler arasındaki kargaşaya son verilmelidir. Tabana %li oranlarla artış yaparak emekli maaş güncellemeleri ile bu sorun çözülemez.
b) TAZMİNAT
- 1999 - 2008 Yıllarında çıkarılan Yasalarla emekli maaşlarından yapılan kesintilerin, yani sahte TÜİK verilerine bağlı kalarak yapılan artışlarla ; cebimizden, hayatımızdan, yaşam standardımızdan çalınanların acil karşılığı olarak emeklilere TAZMİNAT VERİLMELİDİR. Geçmişte kaldı diyerek üstü örtülmemelidir. Paranın zaman değeri de dikkate alınarak, gecikme cezasıyla, faiziyle bizden sezdirmeden çalınanlar TAZMİNAT olarak ödenmelidir. Emeklinin zararı tazmin edilmelidir. Emekli 2002 yılına dönmelidir.
c) OTOMATİK GÜNCELLEME
- Emeklinin maaşı güncel olarak enflasyona yenik düşürülmemelidir. Her ay açıklanan enflasyonla OTOMATİK GÜNCELLEME yapılmalı, altı ay sonra göstermelik güncelleme ile emekli kandırılmamalıdır.
d) EK GÖSTERGE
- Bu konu çok iyi incelenerek çözülmelidir. Geçmişte verdiği büyük hizmetler karşılığında ek göstergeyi hak ederek almış olanların hakları göz önünde bulundurulmalıdır.
2-) EMEKLİNİN SOSYAL HAKLARI
Emekli yaşamının üçte ikisini geride bırakmıştır. Eğitim ve çalışma hayatı bitmiştir. Artık öncelikle gelecek kuşaklara daha yaşanabilir bir dünya bırakma sorumluluğu vardır. Yaşamıyla ilgili Sosyal- Kültürel sorunlarının yanı sıra, yaşlılığa bağlı sorunları ve hakları da vardır. İşte tüm bunların üstesinden gelebilmesi gerçek bir SOSYAL DEVLET anlayışını gerektirir.
a)- Sosyal Devlet emeklisine verdiği SAĞLIK hizmetinden katkı payı almaz,
b)- Konut kiralarının ve satın alma değerlerinin yüksekliği ile BARINMA sorunu yaşatmaz,
c)- Emeklinin enerji, ısıtma, ulaşım, hatta temizlik giderlerine kolaylıklar sağlamalıdır.
d)- Emekliye bilgi birikimini aktarma ortamları, sosyalleşme ortamları, tatil olanakları sağlamalıdır, istenirse bunlar zor değildir.
e)-Dini ve milli bayramlarda yani yılda 4 defa asgari ücret tutarında İKRAMİYE verilebilir.
f) -Bankalar üç yılda bir yerine HER YIL maaşlarımızı oradan alalım diye asgari ücret tutarında PROMOSYON verebilir.
Eğer düzgün bir emekli politikası izlenmiş olsaydı ve emekli böyle fakirleştirilmemiş olsaydı emekliye bu sosyal yardımları yapmaya da gerek kalmayacak, emekli maaşıyla yaşamını sürdürebilecekti.
3-) EMEKLİ SENDİKALARI
Yaşamımızı zorlaştıran, emeklileri yok sayan her türlü zihniyete ve uygulamalara güçlü bir şekilde karşı durmamız gerekmektedir. Haklarımızı savunabilmek, yaşamımızı kolaylaştırmak için örgütlü mücadele vermeliyiz. Bunun adı ise SENDİKAL MÜCADELEDİR. Emekli Sendikalarına çıkarılan zorlukları ortadan kaldırmak için en zorlu mücadele yapılmalı Emekli Sendikalarının Anayasal Hak engelinin ( Md 51) kalkmasında çaba harcanmalıdır. Demokratik, Katılımcı, Kitlesel, Özgürlükçü, Bağımsız, Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini savunan, çevreye saygılı bir SENDİKA kurarak bu mucadelenin içinde olunmalıdır.
4-) GÜÇLÜ BİRLİKTELİK
16 milyon emeklinin birlikte ses çıkarması, yani GÜÇLÜ BİRLİKTELİK için
her emekli oluşumu BİRLEŞELİM çağrısı yapmakta, kendi çatıları altında birleşilmesini istese de; nedense bu gerçekleşememektedir. Birleşme yolundaki Eşgüdüm çalışmaları ne yazıkki sonuç vermemiştir. Diyorum ki; emekli hak savunucuları birleşemiyorlarsa da sorun yoktur. Her bir emekli oluşumunun emekli hakları ile ilgili toplumda yaratabildiği farkındalık da çok değerlidir. Bu yolda emek sarfeden herkesi kutluyorum.
TALEP VE EYLEM BİRLİKTELİĞİ KOMİSYONLARI
Emeklinin konuları ile ilgili önergelerimizi ve yasa tasarılarımızı hazırlayıp MECLİSE sunmak aşamasında emekli oluşumları kuracakları (Teknik, hukuki, sosyal, iletişim konularında uzmanlardan oluşan) KOMİSYONLAR ile biraraya gelerek sorunları en doğru bir şekilde çözebileceklerinden eminim. Talep farklılıkları giderildiğinde EYLEM BİRLİKTELİĞİ daha kolay olacaktır.
İŞTE O ZAMAN ÇIĞLIĞIMIZ HER YERDEN VE DOĞRU, TEK BİR SES GİBİ DUYULACAKTIR.
Bugün olmazsa yarın mutlaka, demokrasi ve adalet ortamında, emekliler haklarını demokratik yollarla almayı başaracaktır.
YAŞASIN EMEKLİNİN HAK MÜCADELESİ!
HAKLAR YASALARDAN ÖNCE GELİR!
ESMA MÜJGAN ÇELİKKOL