Fısıltı HABERLERİ
HV
29 KASIM Çarşamba 12:17

Havalı Koltuk  Son eğilim: Hava basınçlı koltuklar...

Filiz TOKLU
Filiz TOKLU
Giriş Tarihi : 27-09-2023 13:29

Havalı Koltuk 

Son eğilim: Hava basınçlı koltuklar...

İdari kurumlarda görev yapacak olanlar ile bu görevi yürütecek olanların kimler olması gerektiğine karar verecek ve belirleyecek olanların arasında, yani seçen ile seçilen ilişkisinde genellikle aşağıda sıralamış olduğum üç iletişim tipi ortaya çıkar:
Fark edilmeyen insanlar, fark edilen kişilerce fark edilmek ister.
Seçilemeyen kişiler, seçilen kişilerce seçkin bir konum sağlamaya çalışır.
Seçilmişler ise, seçenleri görmezlikten gelir.

Siyaset kurumunu ve alanını, kendilerini şahsi ikbal dünyalarına itecek/götürecek bir füze fırlatma rampası ve taşıyıcı modül gibi gören siyasetçi tipi oldukça alışkın olduğumuz bir tipolojik olgu...

Durumun böylesi bir hal alıyor olmasının yegane sebebi millet iradesini temsil etme yetkisi verdiğimiz kişiler olmasa gerekir. Bunun arka yüzünde seçicilerin de vebali bulunmaktadır.
Esasında daha da derine indiğimizde, meselenin bir sistem ve kültür sorunu olduğu apaçık görülecektir.

Siyasal temsil yetkisini üzerinde taşıyanların yerleşik kültür ikliminden beslendikleri gerçeğine arkamızı dönemeyiz.

Ne yazık ki, bu çarpık siyaset ortamını değiştirmesi gerekenler, beslendikleri bu iptidai ve kendileri için elverişli zemini bozmak istemiyorlar.

Ancak, sormak gerekiyor:
Üzerlerindeki temsil yetkisini istismar aracı haline getirenler, bindikleri dalı kesmekte olduklarının acaba ne ölçüde farkındadırlar?

Bilhassa iktidarın merkezinde ve yakın çeperinde duranların bu tarz siyaset anlayışını derhal terketmeleri gerekiyor.
Yerel seçimlere adım adım yaklaşırken, liyakat sahibi olmayan yöneticilerin ferasetsizliği, nice bedeller ödenerek devletin zirvesine dikmiş olduğumuz "milli irade" sancağını ne yazık ki harici bir müdahaleye bile gerek bıraktırmadan yere düşmesine sebebiyet verecektir.

Güç zehirlenmesi yaşayanların kibirleri, hizmetlerini gölgede bırakmaya başlamıştır.

Koltuk sevdasına düşenlerin yapıştıkları o koltuk emanettir. Emanete ihanet etmek ise münafıklık alâmetidir. Zannedersiniz ki baba ocağından miras kalmış veya yedi düvelle mücadele ederek bilek hakkıyla kazanmışlardır.

Hz. Ömer'in de ifade ettiği gibi:
"Kişiliğini makamdan alanlar, makamdan sonra kişiliksiz kalırlar." 
Gücünü milletten alanlar ise tarih olmazlar; tarih yazarlar.

Bir mühürle seçen halkın, tekrarında damgalayarak göndereceklerini unutanlar var ise, bilsinler ki gaflet içindedirler.

Açılışlarda, partilerde, seçkin cemiyetlerde ve organizasyonlarda sadece burjuva kesimiyle hasbihâl etmeyi marifet sayanlara soruyorum: Siz, Osmanlı tarihini, İslam siyasetini okudunuz mu?

Statü farkı oluşturarak kendilerini elit bir güruh olmaları egosuna soktuğunuz insanlar, menfaatleri gereği bugün size gösterdikleri rağbeti ve sahte alkışları yarın başkaları için de tutacaklarının farkında mısınız?

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi:
"Bizim siyasetimizde milletle inatlaşmak, millete rağmen iş görmek, millete rağmen yol yürümek diye bir anlayış kesinlikle yoktur. Milletimizin gösterdiği istikamette sürekli kendimizi sorgulayarak, sürekli kendimizi yenileyerek hizmet etmeye, inşa etmeye, üretmeye devam edeceğiz."

Cumhurbaşkanımızın bu beyanının satır aralarına mercek tuttuğumuzda şunları görüyor olacağız: Kategorik olarak bir bütün olması gereken yapı, dağınık siyasal çizgilerin adeta bir koalisyonu gibi davranamaz.

AK PARTİ'nin bir kitle partisi oluşu, kendi içinde tutarlı bir ideolojik kimlik taşımadığı anlamına gelmez.
Yerel iktidar unsurlarının/kadrolarının bulundukları yerlerde despotik derebeylikler oluşturmasına izin verilmeyecektir.

Randevu için milleti kapılarda bekletenler, telefon dönüşlerine bile  tenezzül etmeyenler, sadece kendi nefislerine yakın olanların ellerini sıkanlar, kendilerini merkezî güç ve otorite olarak görenler, dünyanın kendi eksenlerinde döndüğünü sananlar: "Sap döner, keser döner, gün gelir hesap döner."

Liyakat sahibi olanlara selâm olsun!

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI TURAN ALFABESİ VE TARİHÇESİ  "Ey Türk! Titre ve kendine dön!.."                        Bilge Kağan-Göktürk Kitabeleri  CUMHURİYETİ TUTTURMAK İÇİN OSMANLIYI KÖTÜLEDİK  Uydurma Kitapla Katliam Hızır Saati Her yeni bir güne nefes alarak uyanmak en büyük nimettir. SİYONİST OYUNUN DUBLÖR OYUNCULARI  "Kudüs bir sınav kâğıdı, her mü'min kulun önünde..."                                                Cahit Zarifoğlu Konvansiyonel Değil Proksi Savaşlar Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz. Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz...                                                   Mehmet Akif Ersoy Kızılelma Durağı: Karabağ Ve Karabağ çekik gözlü bir Türkmen kızı gibi        Hazar’ın yakınında mahzun güzelliğiyle        Dedem Hacı Murat’ın destan şehridir.        Çağrılsam yollarına düşebilirim.        Toprağına bayrak Milli Değil, Yerli Değil TABULAR VE TEORİLER Hayattaki gerçekleri, ahmaklar engeller. İNSAN YAĞI AĞRILARA İYİ GELİR AVCIYA TORPİL GEÇME DESEN DESEN VALİZLER İNSANLIK TARİHTE KALDI HİÇ ESKİMEYEN TÜRKÇE; OSMANLICA 29 MAYIS 1453'ün Kutlu Fethinden 2053'ün Hedeflerine... SULTAN II. ABDÜLHAMİD HAN'IN KABUL OLMUŞ DUASIYIZ GAZAMIZ MÜBAREK OLSUN İSTANBUL TÜRKİYE YÜZYILI İÇİN TOPLANDI PİRANALARA YEM OLMA AKYAZI'NIN DÜNYAYA MESAJI TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONU ORTA ÇAĞDA ENGELLİLERi YAKAN BATI TÜRK TEAVÜN CEMİYETİ ATATÜRK'E ZORAKİ CENAZE NAMAZI CHP'DEN ATATÜRK'ÜN KIZ KARDEŞİNE RED VAAD EDİLMİŞ TOPRAKLAR / KUDÜS... SIRADAKİ OYUN KANLI NOEL" Kıbrıs / 20-21 Aralık 1963 TCG ANADOLU KIZIL ELMA DEĞER/Mİ? Ölçü ve denge esastır. IŞIĞINLA YÜRÜ BİR GECE ANSIZIN GELDİK TDT (Türk Devletleri Teşkilatı) VARSA GÜÇ VARDIR TÜRKİYE'NİN YENİ DEVRİMİ: TOGG TTB DEĞİL TERÖR YUVASI ABD'NİN YAVRULARI ÜLKÜ 5'TEN BÜYÜKTÜR BİR EKMEK BİN EMEK İZMİR'İN ŞAHMERANLARI BENİM ADIM AYSEL MASAL ANLATMAYIN