Fısıltı HABERLERİ
HV
27 NİSAN Cumartesi 09:09

İNSANLIK TARİHTE KALDI

Filiz TOKLU  ( YAZAR )
Filiz TOKLU ( YAZAR )
Giriş Tarihi : 08-08-2023 14:28

İNSANLIK TARİHTE KALDI 

Bir zamanlar insandık...
Bugün ise, insanın insanlıktan çıktığı, normatif değerlerin mutasyona uğradığı post-modern kaotik bir çağdayız. 

İnsan, çağlar öncesi ilkel topluluklar halinde yaşıyorken dahi bu kadar barbar değilken; teknoloji çağında yaşıyor ve bu çağın da ortaya çıkardığı yüksek konforun ayaklarımızın altına alabildiğine serilmiş olmasına rağmen insanlık; insanlıktan el ayak çekmiş durumda.

Örf ve adetlerine bağlı gelenekçi bir yaşamdan, yol yordam bilmez bir batı sentezli ahlak anlayışına kayma vardır. Bu kırılma noktalarına müdahele edilmezse ortaya çıkmış olan ahlâk erozyonunun sonuçları yıkıcı ve yakıcı olacaktır.

"Eğitim ailede başlar!" tezini savunuyor olmamız da yetersiz gelmektedir. Bu tezi desteklemek için, aile güçlendirilmeli, aile kuracak gençler bilinçli hale getirilmelidir. Zira, toplumun dinamiğini oluşturan ailenin çöküşü, nihayetinde toplumun çöküşüdür.

İlk Türk devletlerine ait toplum yapısı hakkındaki Oğuş (Aile) ile ilgili genel bilgiler Orhun yazıtlarında da yer almaktadır.

Türk toplumunun temel yapı taşı, bugün olduğu gibi ilk Türk devletlerinde de aile olarak görülmekteydi. Anne, baba ve çocuklardan oluşan çekirdek aile dediğimiz aile biçimi yaygındı. Evlenen çocuklar aileden ayrılır kendi ailesini kurardı. Aileler kan akrabalığına bağlı bir şekilde oluşuyordu. Bu yüzdendir ki, Türkler dört bir yana dağılıp göç etmelerine rağmen günümüze kadar varlığını sürdürebilmiştir. 

Eski Türklerde hukuk; töredir. Kitabelerde töre kelimesi on bir farklı yerde geçmektedir. 

Diğer kavimlerde olduğu gibi kanunlar ve cezalandırmalar zor uygulanır ve karışık bir biçimde değildir. Cezaların keskin, ağır olması ve kimsenin bu kanunlar karşısında ayrıcalıklı olmaması, suçların işlenmesinde caydırıcı bir sebep teşkil ediyordu. Bu yüzdendir ki, gerek töresel uygulamalar, gerekse de halkın erdemli olması, suç oranının çok düşük olması sonucunu doğuruyordu.

Türk töresine göre bir şahıs, insan öldürmeye teşebbüs ederse veya öldürürse, devlete, buduna ve vatana ihanet ederse, isyan başlatırsa, kim birine tecavüz eder, zina vb. suçları işler ise, bunun cezası ölümdür, yani idamdır. 
Hırsızlık yapanın mallarına el koyulurdu. Hapis müddeti on günü geçmezdi. Devlet görevlileri töreyi çok iyi bir şekilde bilmek ve görevlerini de en iyi şekilde yapmak zorundaydılar. 
Devlete, vatana ihanet edenler ve isyan çıkartanları bizzat hükümdar kendi yargılar ve gereken cezayı verirdi.
Savaş esnasında asker, komutana yüzde yüz itaat etmek zorundadır. İtaatsizliğin cezası idamdır.

Döneminin en güçlü küresel devleti olan Osmanlı Devleti, kuruluşundan itibaren kadim bir  geleneğe ve ahlak yapısına sahiptir. Keza onu güçlü kılan da bu yapısı olmuştur. Bu yapının ana kolonunda göze çarpan en belirgin husus, İslam dininin ahlak yapısının ve İslam felsefesinin ortaya koyduğu ahlaki temel üzerine inşa edilmiş olan bir geleneğin varlığıdır.

Ancak devletin son dönemlerinde (Tanzimat’tan Cumhuriyet’e kadar) bir yandan bilim ve tekniğin gelişmesi için çaba sarf edilirken, öte yandan da Batının menfi kültür etkisi altında kalınmıştır. 
Şöyle ki; bu Batı etkisi yalnızca teknik ve askeri anlamda değişimlere sebep olmamış, bir yandan da toplumsal yönlerin tümünde yapısal bir değişime yol açmıştır. 

Askeri, teknik ve bilim alanındaki yenileşme faaliyetlerinin ahlaki alanı nasıl dönüştürdüğü, devletin fertlerinden umumi yapısına ve eğitim politikasına kadar ne tür değişimlere ve bozulmalara sebep olduğu ise, zaman içerisinde ortaya çıkarak acı bir tecrübe halinde görülmüştür. 

Bu bozulmanın yani ahlaki yozlaşmanın, değerlerin çöküşünün önüne geçilebilmesi için, bir öneri olarak ahlak ilminin ne olduğu, yeri ve önemi üzerine geniş bir araştırma ve inceleme yapılması gereği vardır.

Tarihsel hafızamızda durmakta olan kültür kodlarına dönmeli; birey ve aileden başlayarak sırasıyla toplumu ve nihayet devleti ayakta tutabilecek manevi bir kuvveti yeniden oluşturmalıyız, vesselam!

Tenden ayrılınca ruh, beden ölür sandık!
Toprak altında nice yatanları, mevta sandık!

Tende olunca ruh, beden yaşar sandık!
Toprak üstündeki nice canları, insandan saydık!

İnsan içinde, insan arar olduk.
İnsanlar içinde, insanlıktan olduk.

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI DOMUZ SÜRÜSÜNE KİMLİK  VERİLDİ  DOMUZ SÜRÜSÜNE KİMLİK  VERİLDİ  NAR AĞACI  Şehâdet Nâme İsmi Var Cismi Yok BU VEBAL SİZİN  Kibir insanı helak eder! TARİH TEKERRÜR ETMEYECEK LÂ "Nun" gibi kucaklayıcı, "Vav" gibi mütevazi... İnsanlar gibi harflerin ve rakamların da rolü olduğuna inanıyorum.  Sizce de öyle değil mi? BİR - İKİ DENEME  Akın var         güneşe akın! Güneşi zaptedeceğiz                 güneşin zaptı yakın!  Aynaya Baksana Gözleri yuvasından fırlamış gibiydi... Yurdunu Bulan Adam: Cengiz Dağcı  Yel eskende sallanır ağaç dalları bizim için haram oldu Kırım yolları...                        Cengiz Dağcı (1919-2011) KIRIM EDEBİYATI BEDEL ÖDEDİ  ÖZ/NE Hayat bir cümledir. ADEM  Elleri cebinde yürüyordu... OZONDAN ÖNCE AR DAMARI DELİNDİ  "Edep (hayâ) bir tâc imiş nuru Hüdâ'dan; Giy ol tâcı emin ol her beladan."                                      Mevlânâ  TEK KİŞİLİK ORDU "Beşerin azmini tevkîf edemez sun'-i beşer..."                                              Mehmet Akif Ersoy KULAĞA FISILDAYAN EĞİTİM  Eğitimin ilk ve en iyi merkezi evdir.                                               Samuel Smiles KISA DEVRE SENDROMU "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!" Şeyh Edabâli Seçimlere sayılı günler kala... Dönem boyunca yatıp, sınav zamanı ders çalışan öğrenciler geliyor aklıma. Beş ÇİNLİ KAMPLARDA TÜRKLERE TECAVÜZ  Ey, Türkistan, şanlı ülke, güzel anayurt!                Bir gün gelir kaldırırız yine bayrağı;                İçimizden elbet çıkar yeni bir Bozkurt,                Yabancıdan geri alır kut TURAN ALFABESİ VE TARİHÇESİ  "Ey Türk! Titre ve kendine dön!.."                        Bilge Kağan-Göktürk Kitabeleri  CUMHURİYETİ TUTTURMAK İÇİN OSMANLIYI KÖTÜLEDİK  Uydurma Kitapla Katliam Hızır Saati Her yeni bir güne nefes alarak uyanmak en büyük nimettir. SİYONİST OYUNUN DUBLÖR OYUNCULARI  "Kudüs bir sınav kâğıdı, her mü'min kulun önünde..."                                                Cahit Zarifoğlu Konvansiyonel Değil Proksi Savaşlar Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz. Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz...                                                   Mehmet Akif Ersoy Kızılelma Durağı: Karabağ Ve Karabağ çekik gözlü bir Türkmen kızı gibi        Hazar’ın yakınında mahzun güzelliğiyle        Dedem Hacı Murat’ın destan şehridir.        Çağrılsam yollarına düşebilirim.        Toprağına bayrak Havalı Koltuk  Son eğilim: Hava basınçlı koltuklar... Milli Değil, Yerli Değil TABULAR VE TEORİLER Hayattaki gerçekleri, ahmaklar engeller. İNSAN YAĞI AĞRILARA İYİ GELİR AVCIYA TORPİL GEÇME DESEN DESEN VALİZLER HİÇ ESKİMEYEN TÜRKÇE; OSMANLICA 29 MAYIS 1453'ün Kutlu Fethinden 2053'ün Hedeflerine... SULTAN II. ABDÜLHAMİD HAN'IN KABUL OLMUŞ DUASIYIZ GAZAMIZ MÜBAREK OLSUN İSTANBUL TÜRKİYE YÜZYILI İÇİN TOPLANDI PİRANALARA YEM OLMA AKYAZI'NIN DÜNYAYA MESAJI TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONU ORTA ÇAĞDA ENGELLİLERi YAKAN BATI TÜRK TEAVÜN CEMİYETİ ATATÜRK'E ZORAKİ CENAZE NAMAZI CHP'DEN ATATÜRK'ÜN KIZ KARDEŞİNE RED VAAD EDİLMİŞ TOPRAKLAR / KUDÜS... SIRADAKİ OYUN KANLI NOEL" Kıbrıs / 20-21 Aralık 1963 TCG ANADOLU KIZIL ELMA DEĞER/Mİ? Ölçü ve denge esastır. IŞIĞINLA YÜRÜ BİR GECE ANSIZIN GELDİK TDT (Türk Devletleri Teşkilatı) VARSA GÜÇ VARDIR TÜRKİYE'NİN YENİ DEVRİMİ: TOGG TTB DEĞİL TERÖR YUVASI ABD'NİN YAVRULARI ÜLKÜ 5'TEN BÜYÜKTÜR BİR EKMEK BİN EMEK İZMİR'İN ŞAHMERANLARI BENİM ADIM AYSEL MASAL ANLATMAYIN