Fısıltı HABERLERİ
HV
27 NİSAN Cumartesi 14:48

AVCIYA TORPİL GEÇME

Filiz TOKLU  ( YAZAR )
Filiz TOKLU ( YAZAR )
Giriş Tarihi : 22-08-2023 13:49

AVCIYA  TORPİL GEÇME

Özgürlük, kanatlarımızdan biridir.
Dilediğimiz yere uçabilmemizi sağlayacak olan.

Yetkeci, otoriter basınca karşı koymamızı sağlayacak olan cesaret ise, diğer kanadımızdır.

Benliğimize yönelik etki oluşturma amaçlı dışsal müdahalelere karşı kendimizi koruyacak olan güvenli bir alan oluşturmak ve olası ihlalleri engelleyebilmek için etrafımıza kalın çizgiler çekmemizin lüzumu vardır. 

Takınacağımız bu davranışı sosyal ilişkilerde tutarlı bir hale getirebilmenin ön koşulu ise, başkalarının alanını da ihlal etmemekten geçmektedir.

Düşünce üretimi, yaşam tarzı, ifade özgürlüğü,  yazmak, çizmek gibi ideolojik duruşumuzu yansıtan unsurların her biri kanatlarımızda bulunan birer tüydür.

Kanadı yaralı bir kuşun uçamayacağı gibi, özgürlüğü kısıtlı insanlar da içinde bulundukları sosyal çevrede kendilerini adeta bir tutsak olarak hissedeceklerdir.

Sosyal tutsaklığımıza sebep olabilecek olan özgürlük avcılarının hedefi olmaktan bizleri koruyacak ve kurtaracak olan yegane zırh ise, cesaret gömleğini giymektir.

Sizin kanatlarınız var mı?
Kanadı kırık kuş olarak yaşamak zulümdür.

Toplum olarak üzerimize vazife olmayan işlere karışmayı çok severiz. 
Haddimizi bilme ve buna göre davranış sergilemeyi, ve dahi bu manada karşımızdakinin hakkına saygı göstermek gereğini çoğu kez unuturuz.

Bekara, "ne zaman evleneceksin?"
Evlilik kararı alsa, "söz, nişan, düğün ne zaman, nerede?"

Düğün olur, "bebek var mı, neden düşünmüyorsunuz?"
Sanki kendileri bakacaklar.

Öğrenciye, "sınav nasıl geçti, nereyi kazandın?"... Meslek tercihine kadar bilirkişilik.
Zannedersiniz eğitim giderlerini kendileri karşılayacak.

"Askere gittin mi? İş buldun mu?" Sanırsınız ki iş bulma kurumu, yahut insan kaynakları yetkilisi.

Çözüm değil, sorun üreten ve strese sebep olan gereksiz meraklılık silsilesi ve bitmeyen sorular...

Bütün bu sorular meraklı avcının kurşunudur.

"Sanane!" demeyi öğrendiğimiz gün özgürüz.

Üzülür, kırılır düşüncesi bile avcıya torpil geçmektir. 
Sınırınızı ihlal edenlere bir kere sarı kart sonrasında da kırmızı kart göstermek sizi maçın galibi yapacaktır, unutmayın!

Bir hikâye:

Adam, bir doktora gidip son zamanlarda gözlerinin dışarıya fırladığını ve kulaklarının uğuldadığını söyleyerek yardım istedi. Doktor, adamı muayene ettikten sonra ciddi bir eda ile başını sallayıp “Bademciklerinizin alınması gerekiyor!” dedi. Adam bademciklerini aldırdı fakat, bunun bir faydası olmayınca, başka bir doktora gitti. Bu doktor ise adama bütün dişlerini çektirmesini söyledi. Adamcağız dişlerini toptan çektirdi.

Ama ne gözlerinin patlaklığı geçti ne de kulaklarının uğultusu dindi.

Altı aylık ömür...
Adam üçüncü bir doktora görünmeye karar verdi. Bu doktor, adama altı aylık ömrü kaldığını söyleyince adam çok üzüldü.
Madem yakında ölecekti, bari o zamanda kadar krallar gibi yaşamalıydı. Gıcır gıcır son model bir araba aldı, üniformalı bir şoför tuttu, şehrin en iyi otellerinden birisinde suit bir daireye yerleşti. En lüks terziye yirmi adet kostüm diktirdi. Hatta gömleklerini bile ısmarladı.

Gömlekçinin teşhisi.
Gömlekçi:
"Kol 16, yaka 39" diye ölçülerini alırken adam:
"Yaka 37 diye" düzeltti.
Gömlekçi tekrar ölçüp "39" diye ısrar edince adam:
"Ama ben hep 37 yaka giyerim" dedi.
Bunun üzerine gömlekçi omuz silkip:
"Siz bilirsiniz!" dedi. "Ama ben sizi uyarıyorum, 37 yaka giymeye devam ederseniz gözleriniz patlar, kulaklarınız da uğuldar!".

Kimseyi memnun edemeyiz. 
İnsanlara göre hayat yaşamak, başağrısı, kalp sızısı, kulak uğuldaması ve ruh çöküntüsüdür.

Özgürlük, telif hakkımızdır, vesselâm.

Özgürlük, kanatlarımızdan biridir.
Dilediğimiz yere uçabilmemizi sağlayacak olan.

Yetkeci, otoriter basınca karşı koymamızı sağlayacak olan cesaret ise, diğer kanadımızdır.

Benliğimize yönelik etki oluşturma amaçlı dışsal müdahalelere karşı kendimizi koruyacak olan güvenli bir alan oluşturmak ve olası ihlalleri engelleyebilmek için etrafımıza kalın çizgiler çekmemizin lüzumu vardır. 

Takınacağımız bu davranışı sosyal ilişkilerde tutarlı bir hale getirebilmenin ön koşulu ise, başkalarının alanını da ihlal etmemekten geçmektedir.

Düşünce üretimi, yaşam tarzı, ifade özgürlüğü,  yazmak, çizmek gibi ideolojik duruşumuzu yansıtan unsurların her biri kanatlarımızda bulunan birer tüydür.

Kanadı yaralı bir kuşun uçamayacağı gibi, özgürlüğü kısıtlı insanlar da içinde bulundukları sosyal çevrede kendilerini adeta bir tutsak olarak hissedeceklerdir.

Sosyal tutsaklığımıza sebep olabilecek olan özgürlük avcılarının hedefi olmaktan bizleri koruyacak ve kurtaracak olan yegane zırh ise, cesaret gömleğini giymektir.

Sizin kanatlarınız var mı?
Kanadı kırık kuş olarak yaşamak zulümdür.

Toplum olarak üzerimize vazife olmayan işlere karışmayı çok severiz. 
Haddimizi bilme ve buna göre davranış sergilemeyi, ve dahi bu manada karşımızdakinin hakkına saygı göstermek gereğini çoğu kez unuturuz.

Bekara, "ne zaman evleneceksin?"
Evlilik kararı alsa, "söz, nişan, düğün ne zaman, nerede?"

Düğün olur, "bebek var mı, neden düşünmüyorsunuz?"
Sanki kendileri bakacaklar.

Öğrenciye, "sınav nasıl geçti, nereyi kazandın?"... Meslek tercihine kadar bilirkişilik.
Zannedersiniz eğitim giderlerini kendileri karşılayacak.

"Askere gittin mi? İş buldun mu?" Sanırsınız ki iş bulma kurumu, yahut insan kaynakları yetkilisi.

Çözüm değil, sorun üreten ve strese sebep olan gereksiz meraklılık silsilesi ve bitmeyen sorular...

Bütün bu sorular meraklı avcının kurşunudur.

"Sanane!" demeyi öğrendiğimiz gün özgürüz.

Üzülür, kırılır düşüncesi bile avcıya torpil geçmektir. 
Sınırınızı ihlal edenlere bir kere sarı kart sonrasında da kırmızı kart göstermek sizi maçın galibi yapacaktır, unutmayın!

Bir hikâye:

Adam, bir doktora gidip son zamanlarda gözlerinin dışarıya fırladığını ve kulaklarının uğuldadığını söyleyerek yardım istedi. Doktor, adamı muayene ettikten sonra ciddi bir eda ile başını sallayıp “Bademciklerinizin alınması gerekiyor!” dedi. Adam bademciklerini aldırdı fakat, bunun bir faydası olmayınca, başka bir doktora gitti. Bu doktor ise adama bütün dişlerini çektirmesini söyledi. Adamcağız dişlerini toptan çektirdi.

Ama ne gözlerinin patlaklığı geçti ne de kulaklarının uğultusu dindi.

Altı aylık ömür...
Adam üçüncü bir doktora görünmeye karar verdi. Bu doktor, adama altı aylık ömrü kaldığını söyleyince adam çok üzüldü.
Madem yakında ölecekti, bari o zamanda kadar krallar gibi yaşamalıydı. Gıcır gıcır son model bir araba aldı, üniformalı bir şoför tuttu, şehrin en iyi otellerinden birisinde suit bir daireye yerleşti. En lüks terziye yirmi adet kostüm diktirdi. Hatta gömleklerini bile ısmarladı.

Gömlekçinin teşhisi.
Gömlekçi:
"Kol 16, yaka 39" diye ölçülerini alırken adam:
"Yaka 37 diye" düzeltti.
Gömlekçi tekrar ölçüp "39" diye ısrar edince adam:
"Ama ben hep 37 yaka giyerim" dedi.
Bunun üzerine gömlekçi omuz silkip:
"Siz bilirsiniz!" dedi. "Ama ben sizi uyarıyorum, 37 yaka giymeye devam ederseniz gözleriniz patlar, kulaklarınız da uğuldar!".

Kimseyi memnun edemeyiz. 
İnsanlara göre hayat yaşamak, başağrısı, kalp sızısı, kulak uğuldaması ve ruh çöküntüsüdür.

Özgürlük, telif hakkımızdır, vesselâm.

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI DOMUZ SÜRÜSÜNE KİMLİK  VERİLDİ  DOMUZ SÜRÜSÜNE KİMLİK  VERİLDİ  NAR AĞACI  Şehâdet Nâme İsmi Var Cismi Yok BU VEBAL SİZİN  Kibir insanı helak eder! TARİH TEKERRÜR ETMEYECEK LÂ "Nun" gibi kucaklayıcı, "Vav" gibi mütevazi... İnsanlar gibi harflerin ve rakamların da rolü olduğuna inanıyorum.  Sizce de öyle değil mi? BİR - İKİ DENEME  Akın var         güneşe akın! Güneşi zaptedeceğiz                 güneşin zaptı yakın!  Aynaya Baksana Gözleri yuvasından fırlamış gibiydi... Yurdunu Bulan Adam: Cengiz Dağcı  Yel eskende sallanır ağaç dalları bizim için haram oldu Kırım yolları...                        Cengiz Dağcı (1919-2011) KIRIM EDEBİYATI BEDEL ÖDEDİ  ÖZ/NE Hayat bir cümledir. ADEM  Elleri cebinde yürüyordu... OZONDAN ÖNCE AR DAMARI DELİNDİ  "Edep (hayâ) bir tâc imiş nuru Hüdâ'dan; Giy ol tâcı emin ol her beladan."                                      Mevlânâ  TEK KİŞİLİK ORDU "Beşerin azmini tevkîf edemez sun'-i beşer..."                                              Mehmet Akif Ersoy KULAĞA FISILDAYAN EĞİTİM  Eğitimin ilk ve en iyi merkezi evdir.                                               Samuel Smiles KISA DEVRE SENDROMU "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!" Şeyh Edabâli Seçimlere sayılı günler kala... Dönem boyunca yatıp, sınav zamanı ders çalışan öğrenciler geliyor aklıma. Beş ÇİNLİ KAMPLARDA TÜRKLERE TECAVÜZ  Ey, Türkistan, şanlı ülke, güzel anayurt!                Bir gün gelir kaldırırız yine bayrağı;                İçimizden elbet çıkar yeni bir Bozkurt,                Yabancıdan geri alır kut TURAN ALFABESİ VE TARİHÇESİ  "Ey Türk! Titre ve kendine dön!.."                        Bilge Kağan-Göktürk Kitabeleri  CUMHURİYETİ TUTTURMAK İÇİN OSMANLIYI KÖTÜLEDİK  Uydurma Kitapla Katliam Hızır Saati Her yeni bir güne nefes alarak uyanmak en büyük nimettir. SİYONİST OYUNUN DUBLÖR OYUNCULARI  "Kudüs bir sınav kâğıdı, her mü'min kulun önünde..."                                                Cahit Zarifoğlu Konvansiyonel Değil Proksi Savaşlar Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz. Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz...                                                   Mehmet Akif Ersoy Kızılelma Durağı: Karabağ Ve Karabağ çekik gözlü bir Türkmen kızı gibi        Hazar’ın yakınında mahzun güzelliğiyle        Dedem Hacı Murat’ın destan şehridir.        Çağrılsam yollarına düşebilirim.        Toprağına bayrak Havalı Koltuk  Son eğilim: Hava basınçlı koltuklar... Milli Değil, Yerli Değil TABULAR VE TEORİLER Hayattaki gerçekleri, ahmaklar engeller. İNSAN YAĞI AĞRILARA İYİ GELİR DESEN DESEN VALİZLER İNSANLIK TARİHTE KALDI HİÇ ESKİMEYEN TÜRKÇE; OSMANLICA 29 MAYIS 1453'ün Kutlu Fethinden 2053'ün Hedeflerine... SULTAN II. ABDÜLHAMİD HAN'IN KABUL OLMUŞ DUASIYIZ GAZAMIZ MÜBAREK OLSUN İSTANBUL TÜRKİYE YÜZYILI İÇİN TOPLANDI PİRANALARA YEM OLMA AKYAZI'NIN DÜNYAYA MESAJI TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONU ORTA ÇAĞDA ENGELLİLERi YAKAN BATI TÜRK TEAVÜN CEMİYETİ ATATÜRK'E ZORAKİ CENAZE NAMAZI CHP'DEN ATATÜRK'ÜN KIZ KARDEŞİNE RED VAAD EDİLMİŞ TOPRAKLAR / KUDÜS... SIRADAKİ OYUN KANLI NOEL" Kıbrıs / 20-21 Aralık 1963 TCG ANADOLU KIZIL ELMA DEĞER/Mİ? Ölçü ve denge esastır. IŞIĞINLA YÜRÜ BİR GECE ANSIZIN GELDİK TDT (Türk Devletleri Teşkilatı) VARSA GÜÇ VARDIR TÜRKİYE'NİN YENİ DEVRİMİ: TOGG TTB DEĞİL TERÖR YUVASI ABD'NİN YAVRULARI ÜLKÜ 5'TEN BÜYÜKTÜR BİR EKMEK BİN EMEK İZMİR'İN ŞAHMERANLARI BENİM ADIM AYSEL MASAL ANLATMAYIN