CHP'DEN ATATÜRK'ÜN KIZ KARDEŞİNE RED
Atatürk’ün artık gündemde pek olmayan ve isminden az bahsedilen bir kızkardeşi vardır: Makbule Atadan...
ATATÜRK’ün ailesi hakkında okullarda öğretilenler, babasının gümrük muhafaza memuru Ali Rıza Bey, annesinin de Zübeyde Hanım ile olması ile sınırlıdır.
Arada bir nadir de olsa “Makbule” adında bir kızkardeşinden bahsedilir ama küçük yaşlarında ölen diğer kardeşlerinin isimleri bile geçmez.
Doğum tarihi hakkında, kaynaklarda 1885 ile 1889 arasında değişik seneler verilen, Ankara’da bulunan kabrindeki mezartaşında ise 1892 yazan Makbule Hanım, ağabeyinin Cumhurbaşkanı olmasının ardından annesi Zübeyde Hanım ile bir müddet Ankara’da yaşadı. Milletvekili ve işadamı Mecdi Boysan ile evlendi, sonra ayrıldı, 1930’da ağabeyinin talimatı ile Serbest Cumhuriyet Fırkası’na girdi ve uzun seneler Ankara’da, Çankaya Köşkü’nün yakınında kendisi için inşa edilen Camlı Köşk’te yaşadı ve 1956’da vefat etti.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Hanım, 1947 yılında art arda yazdığı iki mektupla “Geçinemiyorum...” deyip, maaşının arttırılması talebi ile CHP’den yardım istemiş ama parti bu talebi reddetmişti.
Atatürk’ün kızkardeşinin sıkıntısını Meclis, 1958’de vatanî hizmet aylığı bağlayarak çözmeye çalışmıştı.
Atatürk, 5 Eylül 1938’deki vasiyetnamesinde Makbule Hanım’ın yaşadığı evi, ölümüne kadar kullanabilmesini istemiş ve İş Bankası’ndaki hisselerinin gelirinden de her ay bin lira aylık bağlamıştı.
AYNI HAFTA REDDETTİLER
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivleri’nde bulunan bazı belgeler, Makbule Hanım’ın son senelerinde maddî sıkıntı içerisine düştüğünü, aylığının arttırılması için Cumhuriyet Halk Partisi’ne müracaat ettiğini, Parti’nin önce “Atatürk’ün vasiyetinin dışına çıkamayız” yani “Aylığınızı arttıramayız” cevabını verdiğini ve Makbule Hanım’ın bunun üzerine, “Bana ağabeyimin hizmetlerine dayanarak vatanî hizmet tertibinden maaş bağlayın...” diye ısrar ettiğini gösteriyor.
Makbule Hanım’ın talebi Meclis’in 1948’de aldığı bir kararla yerine getirildi ve bin liralık yeni bir aylık bağlandı...
‘GEÇİNEMİYORUM, HASTAYIM’
Atatürk’ün kızkardeşinin Cumhuriyet Halk Partisi’ne gönderdiği ilk talep mektubu 7 Eylül 1947 tarihini taşıyor ve “Atatürk Hemşiresi Makbule Atadan” antetli kâğıda yazılmış olan mektupta şöyle deniyordu:
“Cumhuriyet Halk Partisi Genel Kurul Sayın Başkanlığı’na,
Ağabeyim merhum Atatürk’ün vasiyetnamesi mucebince, tevkifatı çıktıktan sonra her ay Parti’den bana ödenmekte olan 840 lira ile bu günkü hayat şartlarına intibak edemiyor ve geçinmekte çok müşkilât çekiyorum. Çünki, bu paranın tahsis edildiği zamanla bugünün parası arasında iştira (satın alma) kabiliyeti bakımından en ez beş misli fark bulunmaktadır.
Atatürk’ün hayatta kalmış yegâne kardeşi ve vârisiyim. Ağabeyimin vasiyetname ile izhar ettiği arzu, hayatta oldukça müreffeh bir hayat sürebilmekliğimi sağlamaktı. Halbuki o zamanın geçinme şartlarına uygun olarak tahsis olunan bu para bugünün apartıman kirası, şoför ve hizmetçi ücretleri ile sair müteferrik masraflarımı bile karşılamamaktadır."
DOKTORDAN RAPOR ALDI
Parti, kurucusunun kızkardeşi olan Makbule Hanım’a beş gün sonra, 12 Eylül 1949’da bir cevap mektubu hazırladı ve mektubu 16 Eylül’de gönderdi. Genel Sekreter adına Zonguldak Milletvekili Emin Erişirgil’in imzaladığı mektupta, “Her ay verilmekte olan bin lira ödenek vasiyetnameye dayanmaktadır. Bu ödeneğin çoğaltılmasına Parti’nin yetkili olmadığını derin saygı ile arzederim”, yani “Aylığınızı arttıramayız” cevabı veriliyordu.
Masraflarını azaltabilmek için Ankara’daki Camlı Köşk’ten ayrılarak İstanbul’a yerleşen ve Taksim’deki bir apartman dairesine kiracı olarak yaşamaya başlayan Makbule Hanım, 1947 Aralık’ının ilk haftasında CHP'ye yeni bir müracaatta daha bulundu. Mektubuna röntgen mütehassısı Prof. Dr. Kazım Nuri İçgören’in “omurgasında ağrılı romatizma ile diz mafsallarında ve kemiklerinde deformasyona sebebiyet veren ostreo artrid bulunduğuna” dair bir raporunu da ilâve ediyor ve “Ağabeyimin bu azîz vatana yaptığı hizmetleri dikkate alınarak bu âciz halimde bana vatanî hizmet tertibinden bir geçim aylığı bağlayın” diyordu.
Sonra da mektubun birer suretini Cumhurbaşkanlığı’na, Meclis Başkanlığı’na, Başbakanlık’a ve yeni kurulmuş olan Demokrat Parti’ye gönderdi.
Atatürk’ün kızkardeşinin içerisinde bulunduğu geçim sıkıntısını, Büyük Millet Meclisi halletti. Meclis’te bu konuda verilen kanun teklifinin görüşülmesi sırasında Makbule Hanım’ın ağabeyi Mustafa Kemal Atatürk’ten kalan Türkiye’nin değişik yerlerindeki bazı gayrımenkulleri geçim sıkıntısı sebebi ile daha önce satmış olduğu da gündeme getirildi ve 18 Şubat 1948’de Makbule Hanım’a ağabeyinin memlekete yaptığı hizmetler sebebi ile vatanî hizmet tertibinden bin lira aylık bağlanması 197 kabul, 26 red ve 4 de çekimser oy ile kabul edildi.
Makbule Hanım’ın yine aynı şekilde “Atatürk Hemşiresi Makbule Atadan” antetli kâğıda yazılı olan ikinci mektubu ise şöyle idi:
“Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliği’ne...
Ahvâl-i hâzıra (son durumlar) ve hayat pahalılığı malûmdur. Sevgili ağabeyim merhum Atatürk’ün bana bıraktığı malûm olan maaşla geçinmek imkân haricine gelmiştir. İlişik mütalâa da göstereceği gibi mâlûl bulunuyorum. Bu yüzden otomobil ve şoför masrafım olduğundan maaşımın yarısından yakın bir parayı eritiyor. İstanbul’da başımı sokacak ve barınacak bir evim olmadığı için ev kirası aylık 200 lira veriyorum. Bu hesaplardan çektiğim geçim sıkıntısı açıkça anlaşılır. Merhum ağabeyimin bu aziz vatana yaptığı hizmetler itibara alınarak bu âciz halimde bana vatan hidemat tertibinden bir geçim aylığı tahsisini isterim."
AĞABEYİNİN RUHUNA MEVLİD
Atatürk’ün cenaze namazının türlü engellemelere rağmen, Dolmabahçe Sarayı’nda uzun ısrarları neticesinde kılınmasını sağlamış olan Makbule Hanım, sonraki senelerde her 10 Kasım’da camilerde ağabeyinin ruhu için mevlidler okutturacaktı.
________
KAYNAKÇA
Gültekin Kâmil Birlik, Makbule Atadan'ın Mustafa Kemal Atatürk'ün Mirasına Yaklaşımı, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 2015, 92. Sayı
DİPÇE
Konu hakkında daha geniş ve ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler, kaynakçada belirtmiş olduğum ilgili yayına bakabilirler..