DESEN DESEN VALİZLER
Hayat, bir bakıma adeta tren yolculuğudur.
Tren istasyonundaki bankta oturup sağ ve sol yöne giden trenleri izlerken, zihnimde şöyle bir olgu oluştu:
Hayata gelenler ve hayattan gidenler...
Biletini almış olanlar bir peronda gideceği yönün trenini bekliyor. Yolcuların yanlarında desen desen, renk renk birer valiz...
Herkes içine ne doldurabildiyse çeke çeke götürüyor.
Bazılarında varmak istediği menzile erişebilecek olmanın sevinci ile parlayan gözler; bazılarında ise muğlak yüz ifadeleri ile endişe halinde oldukları her hallerinden belli olan karma insanlardan oluşan yolcu topluluğu...
Dünyaya gelirken kaderimizi, dünyadan giderken amelimizi taşıyoruz bu valizlerin içinde.
Bir siren sesiyle yolculuk başlıyor.
Yazın serin, kışın sıcak cam kenarı konforlu bir yolculuk yapmak herkesin beklentisi...
Yolculuk hâli; her türlü sıkıntı, keder ve aksilik ile karşılaşabiliyoruz.
Kimi zaman tüneldeki karanlığa, kimi zaman da aydınlık bir gün ışığına çarpar yüzümüz...
Yanıbaşımızda oturan seyahat arkadaşımızdan memnun kaldığımız da olur, şikâyetçi olduğumuz da...
Çok uzun zamandır tanıdığımız bir dostumuz ile sohbet eder gibi kaliteli diyaloglar da kurarız; yahut bu yolculuğu kâbusa çevirecek huysuz ve saygısız yol arkadaşlarımız da olabilir.
Yaşam içerisinde de, insani ilişkilerimiz böyle değil midir?
Bazı insanlarla ruhlar aleminde sohbet etmişizdir ki; dünya yurdunda kaliteli iletişim kurarız.
Bazılarıyla hiç selâm etmemişizdir, "Ruhum hoşlanmadı." diye derin bir ifade kullanırız.
Yolculuk ne kadar konforlu da olsa, insanı yorar.
"İnsanın evi gibisi yok!" sözüyle yuvamıza olan özlemi dile getiririz.
Asıl dinlenmeyi yolculuğumuzun sonundaki ahiret yurduna bırakmak en kârlısıdır.
Elbette ebedi âlemin nizamina yaraşır bir hazırlıkla...
Hepimiz aynı trendeyiz. Aynı vagonda olan herkes farklı duraklarda inseler de istikamet aynı yön... Velhasıl ahiret yurdu...
Apokaliptik (insanlığın sonunu getirecek olan felaket ve kıyamet), bir tren kazasına hazırlıklı olmamız gerektiğini hatırlatıyor olmak, felaket tellalığından değil, gerçek kabulün hatırlatılmasıdır.
Zira, trenin iniş kapısında şöyle yazıyor:
"Her nefis ölümü mutlaka tadacaktır. Sonra da bizim huzurumuza döndürüleceksiniz." (Ankebut / 57)
Hayat denen trende hepimize hayırlı yolculuklar diliyorum vesselâm.